Serin yaz esintisi…

Flora’dayken bulmaca çözmeye gerek yok, beyni diri tutacak yeterince oyun var. Bunlardan bazılarını yeni gelen arkadaşlarla oynuyoruz, bazılarını kendi kendimize. Hortumun ucu en son hangi ağaçta kalmıştı, yuvarlak kâseler nerede duruyor, dört köşe kâselerin kapakları nerede, bugün kedilere yemek pişecek, kedilerinki dün pişmişti, hangi kaptaki kefir en yeni süzülen, bostanı hangi gün sulamıştık, üst taraçayı sulayalı kaç gün olmuştur, dolapta azalan malzemeler neler, lavantaları biçmek için aşağı yukarı kaç günümüz daha var, tüpü en son ne zaman değiştirmiştik, elektrik süpürgesinin haznesi dolu muydu, yazı günüm geldi mi, bugün günlerden ne?


Sonunda beynim yandı dediklerinden bana da oldu!


Hiyaaaa!


Bazen bir süre çöküp kalıyorum, biraz enerji toplayıp sonra kendimi işe veriyorum, bedenimin sınırlarını aştım geçen gün, büyük evi süpürüp müzik aletlerinin tozunu alırken terlemenin ötesine geçtim, genişleyen mekânda müzik yaptığımızı hayal ederek çalışırken bir güç geldi üzerime, sıcağı ve terlemeyi hissetmediğim bir an oldu, yine olsun inşallah, çok ilginçti. Tamire gidecek olan müzik sistemlerini temizleyip başka bir yere kaldırdık, ev de ferahladı.


Nasıl ki Haziran’ın yarısı bahar yarısı yaz, Ağustos’un da yarısı yaz yarısı sonbahar, bu hesapla Eylül’e varmadan geceler serinler, yavaş yavaş kısalan günlerle de azıcık daha rahatlarız, kafalar yeniden çalışmaya başlar, yoksa bu havalarda yarısı sıcaktan bi çeyreği de cırcırlardan yanan kafalardan geriye bi çeyrek kalıyor, o bi çeyrek akıllla idare ediyoruz işte.


Bu ara odaklanmam gereken birkaç konum var, Seda fikir verdi sağolsun, biraz yazma tatili yapayım, sadece burada yazacaklarım için defter kalem kullanır oldum neredeyse, bir de yapılacak iş notları için, artık biraz kendim için yazayım, notlar alayım, defter kalem küsmesin, içimle dışımı yakınlaştırayım, birleştikleri yerlerde dışarı da taşanlar olur belki, gerekirse, ya da hayırlısıysa.


Bu aralar soğuk hava deposu meditasyonu yapıyorum, kapısını açıyorum, içeri giriyorum, ohh serin serin, içinden bana gereken malzemeleri seçiyorum ferah ferah, kafam çalışmaya başlıyor, hafiften ürperiyorum bile, işe yarıyor. Kaşarlı tost ve köfte meditasyonu yapmışlığım var, kaşarın kızarmış kokusunu, ekmeğin çıtırlığını, ısırırken çıkan sesi, ağzımdaki yumuşak tadını hayal ederdim, oluyor valla. Beyin hayalle gerçeği ayırt edemiyormuş, kandırılabilir bişeymiş ya, bu özelliğini kullanmak gayet hayrımıza. Ben bir süre kendi üzerimde çalışmak için hthayat’tan tatile çıkıyorum, kafamı soğutmak üzere serin hayaller kuracağım, kendime bi kandırıklar yapasım var.


Bi kaç hafta sonra görüşmek üzere canlar…


Herkese iyi tatiller…


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.