Döngülerle yaşamak…
Sonunda cırcır korosu başladı, otlar iyice sarardı, yaz geldi galiba.
Yabani otları iyice kurumadan biçmiyoruz, karıncalar tohumlarını toplayana kadar bekliyoruz, biçtiğimizde de ya kompost yığınına malzeme ya da ekilen fidelere malç oluyorlar.
Arkadaşlarımız sağolsunlar ellerinden geldiğince hayatımızı kolaylaştırdılar, büyük evin çatısı beyaza boyandı, yeni müzik aletleri temizlenip yerleştirildi, ateş yerinin etrafındaki kurumuş otları Akın temizledi, bostanların otlarını Yeliz ve Baran biçtiler, bir tanesine de dikim yaptılar, İdil ve Yeliz suladı, biraz daha fidemiz kaldı, onları da yavaş yavaş dikeriz. Canların kimi evine kimileri de yoluna koyuldu, Selahattin’le başbaşayız yine.
Karıncaları andık, çılgın gezilerine başladı çalışkan arkadaşlarımız, tohum toplayanları her gün başka bir güzergâhtan yiyecek taşıyorlar yuvaya, bahçenin altı dev bir yuva barındırıyor da dışarı açılan bacalar ara ara görünür oluyor gibi hissediyorum. Bir de mutfak tezgâhında yiyecek artıkları arayanlar, en çok da et ve süt ürünlerine bayılan küçük karıncalar var, bazıları da banyo lavabosuna su içmeye geliyorlar, işlerine akıl sır ermez. Eğer bulaşık tabak çatallarımızı öylece bırakır, mutfağa girer girmez sudan geçirmezsek, kendilerine gıda olabilecek en küçük artık malzemeye hücum ediyorlar, bulaşığa kalkıştığımızda nefese kuvvet onları sevdikleri şeylerden ayırmak için uğraşıyoruz. O kadar çok karınca dolaşıyor ki tezgâhta, çanakların içinde ve dışında, ne yaparsam yapayım birkaç tanesi ölüyor, düştükleri sudan çıkarıp üzerlerine üflüyorum, tezgâhın uzağında belki kururuyup canlanırlar. Elimden geleni yapmış olsam da kendimi kötü hissettiğim anlar oluyor böyle durumlarda. Geçiyor.
Geldiğimizden beri, bahçede gezindiğimiz, işler yaptığımız alanlarda bitkileri ezdik, kim bilir kaç can aldık bilmeden, kurbağaların, yengeçlerin üzerine basmışlığımız var birkaç kere, fena bir his. İnsan varlığı, aynı anda pek çok şeyi dikkatine dahil edebilecek bir canlı türü, birlikte yaşamanın hem yok edici hem de var eden yönlerine tanık olmak, ikisinin her an birbirine dolanık, birbirinin içinde erimiş hallerini görmek mümkün. Bir şeyi yaparken başka şeyleri bozmak, yıkmak da var, gelişmesi için ortamı hazırlamak da.
Niyetimiz yaşamın içinde yaşam alanları oluşturmak, her canlının sevdiği, yaşamak ve gelişmek için ihtiyaç duyduğu ortam, beslendiği malzeme farklı, hayrete düşüren döngülerle dolu yaşam, bir bitki toprağında yeterince beslenemiyorsa, suya erişimi ihtiyacından azsa zayıf düşüyor ve çekirge istilasına açık hale gelebiliyor, öyle muhteşem bir yaşam-ölüm döngüsü ki bu, rahat rahat ölüm diyebiliyorum bu yüzden, bitki alarm sinyallerini türünü devam ettirmek üzere harekete geçmekte kullanıyor, bir an önce tohum tutayım da, ben ölsem de yaşamaya devam etsin benden sonra gelecek nesil.
Can almış olsam da, yaşamasına katkıda bulunduklarım pek çok, içim rahat, elimden geleni yaptım, yapmaya devam ediyorum, bahçeye diktiklerimizle bahçede halihazırda var olanlar birlikte yaşıyor, bazen kuruması gereken yerel bitki dışarlıklı olanın yanında gereğinden fazla suya maruz kalıyor, sınırlar keskin değil, geçişler yumuşak, yürümediğimiz yollarda ve kullanmadığımız alanlarda yaban hayatı kendi döngüsüyle sürüyor.
Yolların açılmasıyla birlikte gelmek isteyenler çoğaldı, biz yine de temkinliyiz, toplu ulaşımla gelmek isteyenleri kabul edemiyoruz maalesef, özel araçları ile gelmek isteyenlere, kendilerini yeterince korumuş olduklarından emin olmaları koşuluyla açığız.
Bahçedeyiz sonuçta, uzaktan uzaktan sosyalleşebiliyoruz artık.
Bir ağaç ya da bir çiçek kökleriyle aldıklarını yukarılara aktardıkça büyüyor, meyvelerini olgunlaştırıyor, durağanlaşan her şey ölmeye başlıyor bir süre sonra, hayat ise müthiş bir hareketliliği barındırıyor, durmanın ve hareket etmenin ince bir büyüsü var hayatın içinde, döngüler baş döndürücü, tempo zaman zaman hızlı zaman zaman da yavaş. İnsan da enerji ile çalışan bir makine gibi, çalışmak kadar dinlenmeye de zaman olursa iyi oluyor.
Hem doğadan şarj olabileyim, hem de ruhumu besleyenlerden, tüm beslendiklerimi içimde dönüştürüp sunabileyim, yaratıcı kanallardan akıtayım, bunun yollarını bulmaya çalışıyorum. Öğrendiklerimizi aktarmaya niyet etmiştik uzunca bir süredir, şimdilik olduğumuz yerden başlıyoruz, belki sonra gezerek yaparız bunu kim bilir.
*Ayşe ile bahçede ve ormanda bitki ve hayvanları tanıma, açık mutfakta zaman geçirme, tatları deneyimleme, renklerle oynama, ekşi ve tatlı mayalar hazırlama, ekmek yapma, dikiş ve örgü çeşitleriyle üretme,
*Selahattin ile bitki yetiştirme, çoğaltma, bitki budama, müzik tarihi, hi-fi sistemleri, flora müzik arşivi, analog fotoğrafçılık gibi konularda birlikte keşif yolculuğuna çıkmak isteyenlere davetimiz var. Müzikte de, mutfakta da doğaçlamaya açık, doğada birlikte yaşamaya, doğadan öğrenmeye istekli, hevesli ve kararlı olanları bekleriz. Dileğimiz, bahçeyi yaşatmak için ihtiyacımız olan yardım meraklılarından gelsin, bahçenin ve ormanın şifasına, armağanlarına ihtiyacı olanlar buyursunlar. Detaylı bilgi almak isteyenler bize mesaj yollayabilir.
Bahçeyi izliyorum, hayatı gözlüyorum, yerden gökten öğreniyorum, ateşten, buluttan dersler yağıyor, ruhumu beslemek için ihtiyacım olanlarla çevrelendiğim için mutluyum, işim gücüm durup etrafıma bakmak ve güzelliklerin farkına varmak.
Şükrettikçe çoğalıyor güzellikler.
Kelebekler uçuyor etrafta.
Hayat paylaştıkça herkes ve her şey için güzelleşiyor.
YORUMLAR