Takvimler, 3 Mart 2013’ü gösterdiğinde henüz 60 yaşında organ yetmezliği nedeniyle aramızdan ayrıldı Müslüm Gürses. Usta sanatçı, ansızın gelen bu ayrılığın ardından geride kederli bir hayat arkadaşı ve milyonlarca hayran bıraktı.


Geçen yıllar içerisinde sanatçı dostları tarafından adına saygı albümü çıkarılan, Şanlıurfa’da adına müze açılan Gürses’in yokluğu bir nebze de olsun dindirilmeye çalışıldı. Ekim ayında hayat hikâyesinin anlatılacağı filmin çekimlerine başlanacak olan Gürses, bu yıl Uluslararası Klarnet Festivali’nin gelenekselleşmiş etkinliklerinden olan ‘Ustaya Saygı Konseri’nde görkemli bir şekilde anılacak. 13 Eylül’de Bostancı Gösteri Merkezi’nde gerçekleştirilecek konser öncesi, Gürses’in eşi Muhterem Nur içini döktü. Serkan Çağrı da festival hakkında merak edilenlere ışık tuttu...




'Kalbinden geçenlerle milyonlara dokundu'



‘İstanbul Nefes Alıyor’ sloganıyla Klarnet Festivali’ni düzenlemeye başladığınız ilk günden bugüne süreç nasıl geçti?


Serkan Çağrı: İlk başlarda büyük bir kitle, “Klarnet ismiyle festival olur mu?” derken, geçen yıllar içerisinde bu festivalde her türden müzik türünün olduğunu gösterdik. Festival ruhunun yakalandığını düşünüyorum. Bu, artık evrensel bir festival. George Dalaras, Giora Feidman, Trilok Gurtu, Ivo Papazov, Goran Bregovic, Natacha Atlas gibi müzik duayenlerini İstanbul’da ağırlamış olmak bunun en büyük göstergelerinden olsa gerek. Bu festival insanlara sevgi dağıtıyor. Kötümser olanların kalbini yumuşatıyor. Bu yıl da vatandaşlarımızın yüzüne tebessüm konduracağız.


Bu yıl Klarnet Festivali’nin ‘Ustaya Saygı’ bölümünde Müslüm Gürses anılacak. ‘Baba’yı anma fikri nasıl gelişti?


S.Ç.: Festivali düzenlemeye başladığımız günden bu yana her sene bir ustamızı anıyoruz. Müslüm Gürses, geçmişten günümüze hatırlanması ve unutulmaması gereken müzisyenlerin başında geliyor. Müslüm Gürses bir Türkiye gerçeğidir! Yaşadığı sürece hep inandıklarını, kalbinden geçenleri sözlere döktü. İçinde sosyal mesaj olmayan şarkısı yok. Kalbinden geçenler milyonlara dokundu. Bu sevginin en büyük nedeni topluma ayna olması. Onu milyonlara yeniden anımsatacağız. Âşık Veysel’le başladığımız bu yolda en son Kayahan’ı anmıştık. Bu yıl da en baba şarkıcılarımızdan biri olan Müslüm Abi’yi anmak için Muhterem Hanım’ın kapısını çaldık. Kendisi de bize kollarını açtı. Canla başla bu gece için çalışıyoruz.


'Rahmetli olduktan sonra daha çok kıymetlendi'



Müslüm Gürses hakkında pek çok çevre “Yaşarken bu kadar değer verilmedi” yorumları yapıyor. En yakını olarak siz bu yorumlara katılıyor musunuz Muhterem Hanım?


M.N.: Biliyorsunuz ki ülkemizde maalesef bazı isimlerin öldükten sonra değerleri ve kıymetleri biliniyor. Ölmeden önce değer verilmiyor. Müslüm, rahmetli olduktan sonra daha çok kıymetlendi. Ama ben bu sevginin çoğalmasından çok mutluyum. 4 yıldır yok ama hayran kitlesi her geçen gün artıyor. Şarkıları artık hep dillerde.


Dediğiniz gibi Müslüm Gürses şarkılarını yorumlamak moda oldu. Bu durum sizi rahatsız ediyor mu?


M.N.: Müslüm’ün geçmişte seslendirdiği şarkılarına albümlerinde yer verip para kazananlar var. Yapımcılar da arzu üzerine onun şarkılarından oluşan albümler yapıyor. Onun yarım bıraktığı şarkıları şimdikiler albüm yapıp çıkarıyor. Unutulmadığı için yine de çok mutluyum.


'Sırtıma yorgan atmasını özledim'



Müslüm Gürses’e dair en çok neyi özlüyorsunuz?


Muhterem Nur: Kokusunu, eve gelişini, “Muhterem” deyişini ve en önemlisi üşümeyeyim diye sırtıma yorgan atmasını özledim. İnanın Kerem ile Aslı bugün yaşasalardı ancak bizim kadar severlerdi birbirlerini, daha fazla sevemezlerdi. Düşünün 33 sene boyunca yalnız 3 gece Avustralya’ya gittiğinde ayrı kaldık. Müslüm’e olan aşkım son 4 yılda hiç sönmedi, aksine daha çok arttı. Onu ölesiye sevdim. Elimden gelse onu mezardan çıkarıp eve götüreceğim.


'Belgesel gibi bir Müslüm baba gecesi'



“Müslüm Gürses’i bir konserle anmak istiyoruz” diye kapınızı çaldıklarınızda ne hissettiniz?


Muhterem Nur: Sevgili Serkan’la bu organizasyon vesilesiyle tanıştık. Teklifini seve seve kabul ettim.




'Beni Gökçe Bahadar'ın oynamasını çok istedim'



Ekim ayında, Müslüm Gürses’in hayatını konu edinen bir filmin çekimleri başlıyor. Filmde Gürses’i Timuçin Esen, sizi Zerrin Tekindor canlandıracak. Merakla beklenen bu film hakkında neler söylersiniz?


Muhterem Nur: Beni canlandırması için yapımcılarımıza aralarında Gökçe Bahadır ve Özgü Namal’ın da yer aldığı 4-5 isim önerdim. Gökçe Bahadır’ı çok istemiştim. Basına yansıyan isimlerden Fahriye Evcen de olmazdı bana göre. Zerrin Tekindor denince ben de fazla itirazda bulunmadım. Zerrin Tekindor da iyi bir oyuncu özünde tabii. Ama sanki Zerrin Tekindor-Timuçin Esen birbirlerine yabancı kalacak gibi hissediyorum.


'Artık dünyamız Arabesk'



Youtube’da 2017’nin ilk 8 ayında en çok dinlenen şarkıcılar açıklandı. Müslüm Gürses listede 4. sırada. Bu, sizi şaşırttı mı?


Muhterem Nur: Arabesk eskiden sadece belli bir kesime hitap ederdi ama şimdi magazine mal olmuş isimleri de, sosyeteyi de kapsıyor. Müslüm Gürses öldükten sonra hayranları ağırlıklı olarak üst tabaka oldu. Hayatındaki kırılma noktası ‘Evlat’ şarkısı oldu.


Serkan Çağrı: Bu hep böyle olacak. Çeşitli sitelere bakıyorum, onun şarkıları, onun sözleri yağmur gibi paylaşılıyor. Bitmek bilmeyen büyük bir sevgi seli var.


M.N.: Bu listeye ilahi adalet diyorum! Onu zamanında çok altta gördüler, arabesk okuduğu için yıllarca yadırgandı, bu durum özellikle benim gücüme gidiyordu. Müslüm bana hep, “Beni küçük görenler; size günün birinde arabeski sevdireceğim” derdi. Nitekim sevdirdi! Müslüm, başka bir dünyanın insanıydı, herkes uyurken sabaha kadar beste yapardı, o yüzden bu beni hiç şaşırtmadı. Bugün herkes evinde arabesk dinliyor, popçular bile arabesk söylüyor. Zaten artık dünyamız arabesk bizim. Arabeskin dibindeyiz!


Müslüm Gürses’le 33 yıl süren ilişkiniz nasıl başlamıştı?


Muhterem Nur: Henüz 14 yaşındayken, Adana’da sahnede olduğum dönemlerde bana âşık olmuştu. Hatta komşuları ben Adana’daki yazlık sinemalara geldiğimde Müslüm’ü alana getirirmiş, o da beni doya doya seyredermiş. Annesi “Sana bu kızı alalım” dediğinde, “Ben büyüdüğümde onu zaten alacağım” diye yanıt veriyormuş. Ben de onun şarkılarına bağlandım. Hiç hayalimde yokken, onu bire bir görmeden sesine âşık oldum. Sahnede olduğum yıllarda teyzemi kaybedince bayağı yalnız kalmıştım. İkimiz yalnızdık, birbirimizi bulduk, tanıştık. O karanlık bir yolda gidiyordu, ben de bir kuyunun içine düşmüştüm. Elimi tuttu, beni çıkardı, ben de ona ışıklı yolu gösterdim ve el ele gittik. Kalbinin temizliğinden dolayı ona âşık oldum. Müslüm, benim sığınağım oldu. Hâlâ da öyle!


Röportaj: Arif Hür


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.