Son projesi çabuk bitti ama bunu çok da dert etmedi. Arap dünyasından ödül de tam zamanında geldi. Türk hayranları kadar Ortadoğulu hatta Güney Amerikalı hayranı olan Murat Yıldırım, geçen hafta Beyrut’tan “En İyi Erkek Drama Oyuncusu” ödülüyle döndü. Yıldırım’la dil eğitimi için İngiltere’ye gitmeden önce buluştuk.


Ortadoğu’da pek sevilen ve setlerine yabancı hayranlarının turlar düzenlediği Murat Yıldırım için bu sezon epey hareketli geçti. Her ne kadar son projesi kısa soluklu olsa da, o işin içinde olmaktan ve ekip arkadaşlarıyla çalışmaktan mutlu olduğunu söylüyor her fırsatta. Yaza girerken iki ödülü birden kucakladı. Hem Arap dünyasının başarılı sanatçılarına verilen Murex D’or 2016’da ‘En İyi Erkek Drama Oyuncusu’ ödülünü aldı, hem de 22. Altın Objektif Ödülleri’nde ‘En İyi Sinema Oyuncusu’ ödülünü... Beyrut’tan ödülle döndükten sonra buluştuk. Yeni film projesine kadar dil eğitimi için İngiltere’ye gidecek olan oyuncu ile hayata dair keyifli bir söyleşi yaptık.


Nasılsınız, sezon sizin açınızdan nasıl geçti?

Benim için her an yoğun... Zamanı boş geçirmeyi sevmiyorum. Dizi bitince hemen İngiltere’ye gittim. Çekeceğimiz filme kadar 2 ay daha orada olmayı planlıyorum.


Yaz gelirken iki ödülü kucakladınız. Biri 22. Altın Objektif Ödülleri’nde “En İyi Erkek Sinema Oyuncusu”, diğeri de Beyrut’ta Arap dünyasındaki başarılı sanatçıların ödüllendirildiği Murex D’or 2016’da “En iyi Türk Drama Erkek Oyuncu” ödülü...

Tabii ki yaptığımız işin beğenilip ödüle layık görülmesi çok kıymetli... Ancak bundan daha önemlisi, o sevgiyihissediyor olmak. Mesela Beyrut’ta yeni insanlarla tanıştım, çok keyifliydi. Başka ülkelerde de sevilmek çok güzel. Çünkü orada “Başarılı Türk oyuncu” olarak anılıyorsunuz. İnşallah daha güzellerini getirir, daha iyi noktalara taşırız hep beraber.


Arap dünyası sizin özel kareleriniz için Kendall Jenner’la aynı ücreti ödüyormuş...

Bunu ben de sonradan duydum. Bu iş Arap dünyasıyla başladığı için hep Arapların hayranlığı konuşuluyor ama inanın şu an Güney Amerika’da “Aşk ve Ceza” dizisi oldukça ilgi görüyor. Türk dizileri Balkanlar, Avrupa’nın büyük kısmı ve Rusya’da ilgi odağı haline gelmiş.


Yaptığınız işin beğenilmesi, oyunculuğunuzun sevilmesi ve takdir alması çok güzel. Peki, hiç oyunculuktan mutsuz olduğunuz başka şeyler yapmayı istediğiniz zamanlar oldu mu?

İlk başlarda oldu. Mesleğimin oyunculuk olup olmadığını içimde tartıyordum. “Karakterimle uyuşuyor mu?” gibi sorularım oluyordu. Hatırladığım kadarıyla “Asi” döneminde kendi içimde hallettim. Yaptığım işi çok seviyorum.


“Bir projede Murat Yıldırım varsa, o iş iyidir” algısı oluştu. İşlerinizi nasıl seçersiniz?

Estağfurullah. Tecrübelerimle beraber kalbimin sesini dinliyorum. Fikir alışverişi yapmayı sevdiğim bir dostum var. Fakat her şey bir yere kadar tabii. Bilmediğiniz kısmı var hayatın, o da sonraki çalışmaları kapsıyor. Oluşabilecek problemleri de yönetebilen iyi bir menajere sahibim.




‘Mühendislik okudum ama galiba doktor olurdum’

Sizi ekrana çok yakıştırıyorum ve bugüne kadar rol aldığınız tüm partnerlerinizle iyi ikili olduğunuzu düşünüyorum. Ancak siz kendinizi izlemeyi sevmediğinizi söylüyorsunuz...

Eğer yaptığınız şey için birileri “Güzel yapıyorsun” diyorsa sadece teşekkür etmek en güzeli. Kendini övmek de gereksiz. Denk gelip kendimi izlediğimde, o sahneyi seviyorsam bunu oluşturan şartlara teşekkür ediyorum. Sanatçının yaptığı sanatı överseniz sanatını daha iyi icra eder. Sonuçta içimde bu sanatı yapma arzum var. Kendimi çok büyütmeden bazen “İyi oynamışım” diyorum. Ancak elbette bazen de eleştiriyorum.


Oyuncu olmasaydınız ne olurdunuz?

Mühendislik okudum ama galiba doktor olurdum. Annem haklıymış, ben de ilerleyen yaşlarda anladım ki doktorluk benim fıtratıma yakın bir meslek. Belki bu yaşımda, öğrendiğim şeylerden sonra işadamı olabilirdim. Oyunculuk aklımda olan bir meslek değildi ama çok sevdim ve o aşkla devam ettim. Hayatta şunu biliyorum ki, ne iş yaparsam yapayım onu iyi yapmak ve keyif almak isterim. Çünkü insanın işi, ömrünün büyük bir kısmını kapsıyor. İnsanın üstesinden gelemeyeceği hiçbir şey yok, yeter ki istesin. O zaman tüm kapılar açılır.

Maneviyata da önem veren birisiniz. Röportajlarınızda hep iyi insan olmaktan bahsediyorsunuz. Bugüne kadar çok mu haksızlığa uğradınız?

Hatasız insan olmaz. Hata yapacak şekilde yaratıldığımız ortada. İsteklerimiz var, aklımız var. İyilikten kastınız pozitif düşünce, olumlu bakma ve güzel düşünmekse eğer, evet bunu isterim. Bence hayatta her şey mükemmeldir. Hayata pozitif bakan insanlarla bir arada olmayı, hayata umutlu bakmayı seviyorum. Neticede hayatın güzel olduğunu unutmamaya çalışıyorum.


Çok arkadaşınız var mıdır?

Hem sektörden hem de dışından çok arkadaşım var. Karşımdaki insanın görüşlerinden ziyade kalp aynama göre karar veririm ve o kişinin ahlakına, paylaşımcılığına bakarım.


Babanız köyde öğretmenlik yaparken bir öğretmen çocuğu olarak oldukça popülermişsiniz Konya’da. Şimdi de o sizinle gurur duyuyordur...

Evet, benimle gurur duyuyor diye düşünüyorum. İlk başlarda durumu anlayamadı ama zamanla alıştı.


Daha önceki bir söyleşinizde “Bir dizide bir sahne oynarsınız, bir evdeki problemi çözer” demişsiniz. Oynadığınız karakterlerden hayatınıza kattığınız, yanıtlar bulduğunuz projeler oldu mu?

Tabii, çünkü o an olay üzerinden kafanız ve gönlünüzle empati kuruyorsunuz. Oyuncu kendisi olmadığı için oynadığı karaktere biraz daha objektif, daha acımasız, gerçekçi yaklaşabilir. Gönlünü oraya verir. Çünkü insanı, içine yolculuğa çıkaran bir meslek. Duygularınızı tekrar tekrar hatırladığınız, geçmişinizle bağlantı kurduğunuz bir meslek. Güzel bir meslek... Bazen kendi karakterim oynadığım role yol gösterir. Hayatta her şey öğreticidir. En nihayetinde yönetmen, senarist ve benim aklımla, derinliklerimden çıkardığım duygularla yeni şeyler ortaya çıkarıyoruz.





‘Yapmam gerekeni yapıyorum sonrasına karışmıyorum’

Bugüne kadar bir yönetmenin projesinden haberdar olup “Bu projede olmak istiyorum” diye haber saldığınız oldu mu?

O proje olmuş bitmiştir, haber salmamın bir anlamı olmaz. Ancak beraber çalışacağım yapımcı ve oyuncuya birlikte çalışmak istediğimi açık yüreklilikle söylerim. İnsan içindekini söylemeli. Karşındakinin ne düşüneceği artık ona kalmış, sizden çıkmıştır.


Bir oyuncu için kariyerini yönetmek zor mu? Nelere dikkat ediyorsunuz?

Aynı hayat gibi, çok kolay değil. Bir şekilde aklımız, vicdanımız ve kalbimizle yönetiyoruz. Mekanik ama duygularıyla da yol alabilen dünya üzerindeki en iyi mekanizmaya sahibiz. Bunun yönetimi bize verilmiş, akıl. Yani pilotu biziz. Bir yere gidip çarpabiliriz de, olabilir. Tüm işlerimde yapabileceğim neyse onu yapıyorum. Ancak “Dizi hangi gün yayınlanır?”, “Reytingi ne olur?” gibi benim dışımda gerçekleşen hiçbir şeyi düşünmeyi sevmiyorum. Çünkü benim elimde değil. Yapmam gerekeni yapıyorum sonrasına karışmıyorum.


Bazen de bir şeyi çok istediğinde olmuyor...

İstiyorsanız uğraşırsınız. Olmazsa rahat bir şekilde “Bunun için uğraştım” dersiniz ve artık orada durmanın bir anlamı yoktur.





‘Hayata teşekkür etmezsem kıymetini bilmem’


Röportaj yapmayı sever misiniz?

Şimdi sohbet ettiğimizi düşündüğüm için evet.


Fotoğraf çektirmeyi?

Eskisinden çok daha fazla.


Hayranlarınızla fotoğraf çektirmeyi...

Tüm samimiyetimle söyleyeyim son 3 senedir geri çevirdiğim kimse olmadı. Tabii ki o an müsaitsem. Onlara verebildiğim çok küçük bir armağan gülümseyerek poz vermek.


Bugüne kadar hayranlarınızın yaptığı en çılgın şey neydi?

Çok iyi niyetli bir hayranım var. Onu kırmak istemediğim için her zaman ona cevap veriyorum ama biraz da üzülüyorum. “Keşke biraz daha kendiyle ilgili şeyler yapsa” diyorum.


Kelimelerinizi özenle seçiyor, çok düşünerek yanıt veriyorsunuz. Hep böyle misiniz, hiç arızalarınız yok mudur? (Gülüyor.)

Hatasız insan olur mu?


Olmaz tabii ondan soruyorum...

İnsanın ruh hali her saniye değişir. Herkes bir insanı kendinden tanır. Ben sizi kendimden tanır, kendimden bilirim. Eğer kendimi biraz bırakırsam hemen hata yapabiliyorum. Bu da insan olduğumuz için çok normal bir şey. Kendimle bu şekilde ilgilenmeyi seviyorum. Ama şöyle bir gerçek var ki, her şey birden olmaz, hata da birden yapılmaz. İnsan hataya hazırlanır. Ancak hatadan sonra kendine dönüp sormalı. Kendiyle iyi arkadaş olmalı, kendini mutlu edecek şeyler yapmalı. Siz bana röportajlarımı okuduğunuzu söylüyorsunuz ya, aslında ben aynı insan değilim. Kimyam değişti. Ama elbette bazı değişmeyen doğrular vardır. İnsan gerçekte kendini ne kadar iyi tanırsa başkalarını da o derece, gerçekten tanır. Kendini tanımaya başkasını nasıl tanısın?


Siz yazıyorsunuz da aynı zamanda değil mi?

Evet, bir arkadaşımla birlikte yazıyoruz. Kendisi roman ve senaryo da yazdı. Onunla birlikte üretiyoruz. İleride bir şeyler olabilir. Şu an bundan keyif alıyoruz.


Hayat amacınızı bulabildiniz mi sizce?

Teşekkür etmek, rica etmek çok önemli... Benim de hayatım bunun üzerine kurulu. Yaşadığım ve bana verilen her şey için Allah’a teşekkür ediyorum. Çünkü hayata teşekkür etmezsem kıymetini bilmem.


‘Geliştirmediğim çok tarafım var’

Oyunculuk için her şeyi göze alır mısınız? Bir yerden atlamanız, dar tünellerden geçmeniz, uçmanız, dalmanız gerekse...

O yönlerinizi geliştirmediyseniz yapamazsınız. Benim de kendimde geliştirmediğim çok tarafım var. Mesela iyi motor kullanamam. Bir proje olduğunda zamanım varsa üzerine eğilip geliştirebilirim ancak.


İlk haberlerinizi kesip sakladınız mı?

Babam yaptı. Birkaç sene önce evde görmüştüm. Ama biriktirmiyor artık.





Ben mesela eski fotoğraflara bakmayı severim ama bir süre sonra sıkılıyorum. Geçmişte çok kalmak istemediğimi fark ettim...

Evet, çok kalmayacaksın. Ben çok baktığımı söyleyemem. Yakınlarımdan kaybettiklerimin fotoğrafına bakmam mesela. Onları hayal ederim. Kendi geçmişimle alakalı konuşmayı çok sevmem. Çünkü sürekli üzerine bir şey koyarak devam etmen gerektiğini hayat sana anlatıyor. İnsan aynı kaldığında geçmişindeki anıları anlatır sürekli. Böyle emekli olmuş çok insan görebilirsiniz geçmişini anlatan. Bu bence insanı yavaş yavaş ölüme götüren bir şey. Çünkü hayatta hiçbir şey durmuyor. Duran her şey de cezalandırılıyor. Çalışmak, üretmek güzel. Kitap okumak da insanı geliştiriyor.


Kendinize hiç yalan söylediniz mi hayatta?

Tabii, çok. “Hallederim”, “Sonra yaparım” demek de bir çeşit ertelemek. Önceleri çok yaptım. Ama kötü bir şey olduğunu anladım. Bazen bazı konularda yeterli olduğunuzu düşünebilirsiniz. Bu da insanın kendini kandırdığı konulardan bir tanesi. Oysa insan hiçbir şeye yetmez. İnsan hep açtır. Arada açlığını bastırmak için yer. Fizyolojik olarak da böyle. Bir tıp doktoru söylemişti, “Şu an doydun mu?” demişti, “Hayır” demiştim. O da “Ama öğlen ve akşam da yemek yiyeceksin. Fizyolojide insan hep açtır arada açlığını bastırmak için de yemek yer. İnsan ruhu da öyledir” demişti.


‘Üniversitedeyken sayım memurluğu yapmıştım’

İstanbul’u seviyor musunuz?

Çok seviyorum. Ama sürekli burada durmak iyi gelmiyor. Dışarıdayken sürekli İstanbul’u anlatıyorum. Burada birçok şeyden tat alabiliyorsunuz. Birçok kültürü barındırıyor.


Peki şehri iyi yaşayanlardan mısınız?

Evet. Vapura binip dışarıda oturup İstanbul’u seyretmeyi çok seviyorum. Metro kullanırım. Uzun zamandır İstanbul’dayım, birbirinden farklı semtlerde de yaşadım, dolayısıyla birçok yerini iyi bilirim. Aslında babam öğretmen olduğu için çocukluğumdan alışkın olduğum bir şey farklı yerlerde oturmak. Konya’da köyde büyüdüm, merkeze geçtik sonra Adana ve İstanbul... İlk önce acı çekiyorsun ama kazandırdığı da çok şey oluyor. Üniversitedeyken sayım memurluğu yapmıştım. Hayatımın en büyük deneyimiydi. Bir kapıdan çıkıyorsunuz karşı kapı 4 adım bile değil ve bambaşka bir dünya. Herkesin âleminin nasıl farklı olduğunu anlıyorsunuz. Yeni insan tanımayı ve yeni yerlere gitmeyi çok seviyorum.


Röportaj: Ekin Türkantos

Fotoğraflar: Sinan Bilgenoğlu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Bence sen once oturda o gul gibi karini kaybetigine yan iki unlendin diye havalara girdin ama kisa sureli olucak haberin olsun
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.