2016 sizin yılınız oldu gibi görünüyor. Mesleki anlamda parladığınız ve genç bir kadın olarak değişim geçirdiğiniz... Siz nasıl hissediyorsunuz?

Büyüdükçe, yaş aldıkça kişiliğimin de oturmaya başladığını hissediyorum. Eskiden 32 yaş çok büyük gibi görünürdü, şimdiyse daha mantıklı kararlar alıyormuşum gibi hissediyorum. Mesela artık önce, ‘Ben ne istiyorum acaba?’ diye düşünüyorum. Çünkü daha yumuşak mizaçlı olduğunda karşındaki insanın ne istediğinin daha önemli olduğunu tecrübeyle anlar hale geliyorsun ve onun mutlu olması senin için yeterli olurken bir noktadan sonra şunu fark ediyorsun ‘Peki ben ne istiyorum ve neredeyim?’ Bunu 30 yaşımdan sonra fark etmeye başlayınca, hayatımı istediğim şekilde yönlendirmeye başladım. 30’la beraber daha sağlam durduğumu hissediyorum. Eskiden bir işin bitmesine daha fazla üzülürken şimdi daha profesyonel bakıp “Ne yapalım bu da böyleymiş” diyorum. Hayatta çok daha büyük sıkıntıların olabileceğinin farkındayım. En önemlisi sağlık ve gerçekten herkese nasip olmuyor. 30’lu yaşlarda kendini “Ben asla bunu yapmam” dediğin şeyleri yaparken de buluyorsun... Artık karşına çıkanla değil de, sen seçiyor oluyorsun. Hayat o kadar acayip ki sen kendini şaşırtıyorsun. Bunu hayatta yapmam dediğin birçok şeyi yapabiliyorsun. Hayat şaşırtıcı bir şey ve eğlencesi de orada.


Google’da kendi isminizi aratır mısınız?

Arada bir bakarım. Çok gülüyorum bazen.


Nelere gülüyorsunuz, neler üzüyor sizi?

Aslında artık Google’a bakmaktansa Instagram’da etiketlendiğim şeylere bakar oldum. Neler olup bitiyor diye bakıyorum. Doğru olmayan bir şey çıktı- ğında ne kadar gereksiz olduğunu düşünüyorum. Bu aslında bir şekilde kabul etmesek de önyargıya dönüşüyor ki ön yargı seven biri değilim, her şeye sıfırdan başlamak güzeldir.


“Ben oyuncu olacağım” dediğiniz anı hatırlıyor musunuz?

Londra’da bir süre yaşadıktan sonra Türkiye’ye döndük. Koleje başladım ve hiç adapte olamadım. Annem bunu fark etti ve ‘Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne gitmek ister misin’ dedi. Gittim oraya ait hissettim kendimi. Okulda dört sene hiç ait hissedememiştim ve bunu hep ülkeye bağladım. Meğer okul doğru değilmiş benim için. Sonra ‘Anne ben güzel sanatlar okumak istiyorum’ dedim.


Şöhret olunca hayatınız kısıtlandı mı peki?

Hiç... Vapurdan ayağımı keseyim, Marmaray’a binmeyeyim falan demedim. Marmaray bence muhteşem bir icat bu arada, vapur çok zevkli. Yazın ben hep vapurdayım, niye trafik çekeyim yani... Dolayısıyla hiç öyle beni kısıtlayan bir durum yok, ben aynı hayatıma devam ediyorum.


‘Kış Güneşi’ yeni dizi projeniz, nasıl gidiyor?

Keyifli bir ekiple birlikte çalışıyoruz. Nisan karakterinin dönüşümü başladığı için de karakter açısından benim için daha keyifli bir süreç başladı.


‘Yemek yapmayı seviyorum’

Boş bir gününüz var ve İstanbul’dasınız, neler yaparsınız?

Pek erken uyanmam. Eğer sabahlamışsam bütün gün oturup yemek yapmayı, mutfağa girmeyi seviyorum. Yakın bir arkadaş grubum var, 10-15 senedir hep aynıdır. Onları çağırırım, ufak bir yemek yeriz. Monopoli, Tabu oynarız. Böyle küçük eğlencelerim var. Annemle çıkıp yürümeyi seviyorum. Kışın evdeyim, sinemaya gidiyorum.

‘Farklı şeylerden motive oluyorum’

Modunuzu ne yükseltir?

Çok değişken. Ailem ve ailemin sağlıklı olması her zaman sabit. Onun dışında işim. Annem bir ara rahatsızlık geçirdi 18 gün hastanede kaldı, o sırada hem çalışıyor hem okuyordum. ‘Kavak Yelleri’nin üçüncü sezonuydu. İşin çok iyi gitse bile annenin sağlığı yokken ne önemi var. Bu yüzden farklı şeylerden motive oluyorum.


Boğa burcusunuz, özelliklerini taşır mısınız?

Evet, yükselenim Yay. Pek bilmem ama Boğa ve Yay iyi kombinasyonmuş.



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.