Yanımızdan geçen kız bir hamlede beni öldürebilecekmiş gibi bakıyor. Sebep? Metin Akdülger’le kahkaha atarak yürüyor olmamız. Yerimde olmak istemesi şaşırtıcı değil. Adam sadece fazla yakışıklı olmakla kalmamış; akıllı, iyi eğitimli, güzel giyiniyor, kibar, seksi, eğlenmeyi biliyor, zeki, yetenekli, güler yüzlü, enerjik... Yani bir erkekte bir arada bulunması zor özelliklerin neredeyse hepsi var. Kusuru mu? Mükemmele yakın olmak, en büyük kusur değil mi canım? “Yerli Brad Pitt” gibi gereksiz sıfatlarla anılması an meselesi olsa da şu an çoğu kişinin aklında “Kim bu çocuk” sorusu var. Buyrun,Metin Akdülger ile ilgili sorularınızın cevabı burada.

Oyunculuğa nasıl başladın?

Yuvaya giderken bile oyunculuğa merakım vardı ama asıl lise yıllarında ortaya çıktı. Konservatuvara gitmeyi istemedim. Uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi okumak, dünyada neler olduğunu öğrenmek istiyordum. Üniversite 3. sınıfta Yıldız Kenter’den oyunculuk dersleri aldım. O bana çok şey öğretti. Sonrasında dışarıdan alabileceğim bütün oyunculuk derslerini aldım. Craft Tiyatro’da “Kaset” adlı oyunla ilk kez sahneye çıktım. “

1 YILI MI NECİP’E VERDİM”

Geçen hafta gösterime giren, Ahmet Küçükkaya’nın filmi “Bensiz” için sıkı bir hazırlık dönemi geçirmişsin...

Mehmet Turhan’ın “Zeytin Zamanı” filminde tanıştığım yardımcı yönetmen Ahmet Küçükkaya, “Bir film çekeceğim, burada Necip diye bir karakter var, oynarsan çok mutlu olurum” dedi. Senaryoyu okudum, anlaştık. Filme başlayınca kendimi dünyaya kapattım, 1 yılımı Necip karakterine verdim. Necip amatör ligde oynayan, geleceği parlak bir futbolcu. Buna adapte olmak için 2-3 ay Maltepe’de amatör ligde futbol oynadım. Sonra çekimlere 2 ay ara verildi, sıkı diyete girdim. Oyuncu koçu Merve Taşkıran’la hastane hastane gezdik, felçlileri inceledik. 75. Yıl Hastanesi’nde Fatih isimli 28 yaşında bir arkadaşla tanıştık. Araba kazasından sonra felç geçirmiş, Necip gibi. Fatih’le tanışınca Necip’e daha çok sarıldım. Setten önce 86 kiloydum, 68’e düştüm. Setten sonra karaciğer rahatsızlığım oldu ve bir anda 10 kilo su aldı vücudum. Çok zor bir dönemdi. Ama sadece Fatih için bile değer.

Bu kadar zayıfladığını görünce annen ne dedi?

Annem en zayıf zamanımı görmedi. Çok göstermek de istemedim. Film bittikten bir süre sonra eve gittim, hüzünlendi tabii.

Psikolojik olarak Necip karakteri bir iz bıraktı mı sende?

Büyükada’ya gidemiyorum, set dönemi zordu. Ama “Atlattım” diyebilirim. Karakterleri hayatımın içine entegre etmeyi seviyorum.

Peki, Medcezir dizisinde oynamaya başladığından beri hayatında neler değişti?

Tanınır olmanın verdiği bir değişim var. Rahatsız olmuyorum bundan... Zaten izole bir hayatım vardı, çok bir değişiklik olmadı.

'Kendimi yakışıklı bulmuyorum'

Güzel bir çocuksun, bunun avantajlarını yaşıyor musun?

Biraz çekingenim... Konuşkanımdır ama çok fazla insanla tanışıp hayatıma alamam. Tipim hayatımı çok etkilemedi. Evet, oyunculuk seçiminde avantajdı. Kendimi çok yakışıklı bulmuyorum. İnsanların güzel bulduğunu ben güzel bulmam mesela. İnsanların verdiği elektriği seviyorum.

Kamera karşısında çıplak olmak mı daha zor yoksa birinin karşısında duygusal çıplaklık mı?

Bedenim, icra ettiğim eserde kullandığım enstrümanlardan biri. Onu ne kadar iyi kullanırsam enstrümanım o kadar genişler. Çıplaklık tabusuna takılırsam bu beni kısıtlar. Duygularım da benim enstrümanım. Burada zorluk durumunu şartlar belirliyor. Mesela havanın çok soğuk olduğu bir ortamda çıplak olmak gerçekten zordur. Aynı şekilde yargıların çok, samimiyetin az olduğu bir yerde duygusal çıplaklık da zor...

İKSV Tiyatro Festivali'nde sahnede!

İKSV Tiyatro Festivali’nde yer aldığın oyundan ve oradaki rolünden bahseder misin?

Maşenka, Vladimir Nobokov’un aynı adlı romanından esinlenerek Didaskali Tiyatro’nun oluşturduğu bir insan incelemesi. Benim karakterim Ganin, 1940’ların İstanbul’unda Ruslara özgü bir pansiyonda yaşayan bir adam. İçindeki ve dışındaki çatışmalar seyirciyle bir iletişim aracı oluyor. Fikret, Maşenka, Alex, Katya, Anna, Sergei, Borris ve Timur gibi... (Maşenka’nın Tiyatro Festivali gösteriminde biletleri tükendiği için, bugün 18.30’da Karaköy, İkinci

Röportaj: Heja Bozyel