Kariyeri boyunca çıktığı 97 maçın 56’sını nakavtla kazanan Hollanda doğumlu milli sporcumuz Gökhan Saki, mart ayından beri Türkiye’de. Yoğun antrenman programıyla, 12 Nisan akşamı Ülker Sports Arena’da düzenlenecek Glory 15 Yarı Ağır Sıklet Dünya Şampiyonası’na hazırlanıyor. Saki’yi İstanbul’da kaldığı otelde yakaladık. İnsanların çekinmesine sebep olan sert görüntüsü ve iri vücudunun ötesinde muhabbeti çok keyifli biri o. Sanılanın aksine Hollanda’da değil Dubai’de yaşıyor hatta orada bir gaz şirketinin de sahibi. Aynı zamanda İstanbul’da inşaat işine de girdi. Kısacası, Saki’nin kick boks kariyeri sonrasında gelecek planları hazır bile. Milli sporcumuzla hayatını enine boyuna konuştuk.

Japonya’da bir dergi yılın en seksi sporcusu seçmiş sizi. Türk kadınlarından da çok fazla hayranınız var. Sizce kadınlar sizi neden çekici buluyor?

Japonya’da maçlarımı yüzde 70 oranında kadınlar seyrediyor. Türk kadınlarının hayranlığını bilmiyorum ama bu sporla erkekler kadar kadınlar da ilgileniyor. Bence kadınlar güçlü erkeklerden ve kick bokstan hoşlanıyor.

Güç demişken, maç esnasında çok sinirli görünüyorsunuz. Nasıl bir ruh halinde oluyorsunuz?

Hayatım maçlardan oluşuyor, çok zevk alıyorum. Ringde kendimi evdekinden daha rahat hissediyorum. Görmüş olduğunuz agresif tavır bir dışa vurum ama maçı sadece karşıdakini döverek tamamlamıyorsun. İşin taktiksel kısmı da var.

Taktik kısmını bir kenara koyarsak, işin acı çekme boyutu da var...

Maç anında acı hissetmiyorum. Ancak maçtan sonra inanılmaz bir acı yaşıyorum.

Maç sonrası iyileşme süresi ne kadar?

Maçın gidişatına göre değişir. Ortalama üç raunt süren bir maçta sadece kas ağrısının geçmesi bile bir hafta sürüyor.

‘BAZI RAKİPLERİME UYUZ OLUYORUM’

Herhangi bir maçtan sonra “Lanet olsun artık bu sporu yapmıyorum” dediğiniz oldu mu?

Her maçtan sonra! Bazen “Niye bu sporu yapıyorum, keşke futbol oynasaydım” dediğim oluyor. Tabii tecrübesizken maç sonrasında daha çok acı çekiyordum. Şimdi daha iyiyim.

Nasıl motive oluyorsunuz maç öncesinde?

Türkiye’deki maçlarımda seyirciler en büyük motivasyon kaynağım. Bana destek verenler beni mutlu ediyor. Tabii dünya birincisi olmak ve bunu sürdürme azmi de beni motive ediyor.

Maç öncesinde hiçbir korku, çekince yaşıyor musunuz? Neticede işin ucunda dayak yemek var...

Zamanında babamızdan o kadar dayak yedik ki bunlar beni korkutmuyor. Şaka bir yana ringe o düşünceyle girmiyorum. Konsantre olduktan sonra sıkıntı yok.

Peki maç esnasında rakibinize karşı neler hissediyorsunuz?

Bazılarına uyuz oluyorum. Bazılarına karşı kendimi engelliyorum ve taktiksel dövüşüyorum. Rakibe göre değişiyor.

Hiç yakın arkadaşlarınızdan biriyle dövüştünüz mü?

2010’da K1 Finali’nde Alistair Overeem’le maç yaptık. Beraber antrenman yapardık, yakın arkadaşım. O anda bunu bir dövüş olarak görmüyorsunuz. Tanıdığın kişiyle maç yapmak daha keyifli. Çünkü sen onun hareketlerini tahmin edebiliyorsun, o da seninkileri. Maç, taktiksel bir savaşa dönüşüyor.

‘Bağırsam korkup kaçarlar’

Sinirli bir insan gibi görünmüyorsunuz ama yine de merak ediyorum, sosyal hayatta öfke kontrolü gibi bir sorununuz var mı?

Beni tanıyıp bir deneme yapmak isteyenler oluyor ama sinirli biri değilim. Sataşanlara gülüp geçiyorum.

Hiç birini dövdünüz mü? Müsabakalar dışında.

Asla, sporcu adama yakışmayan bir durum. Küçükken illa ki bir şeyler yapmışımdır ama şimdi zaten bağırsam korkup kaçarlar.

Fiziksel değişiminizi neye borçlusunuz? Önceden bu kadar kaslı değildiniz. Ne değişti?

Japonya’da bir reklam anlaşması yapacaktık. Onlar vücudumun daha iyi görünmesini istediler. Her koşulda maçları kazandığım için fiziğimi önemsemiyordum. Eğer söylemeselerdi fast-food yemeye devam ederdim.

O zaman iyi bir kick boks’çu olabilmek için ille kaslı olmak gerekmiyor...

Kastan ziyade hız ve güçlü olmak önemli.

‘Bunu en çok söyleyen annem’

Hayatınızdaki kadınlardan “Bırak artık bu işi” diyen oldu mu?

Bunu en çok söyleyen annem. Her maçta aynı şeyi söylüyor. Artık ona maç öncesinde haber vermiyorum. Bittikten sonra arayıp sonucu bildiriyorum. Kazandığımda seviniyor ama hiç istemiyor.

Bu şartlarda bir ilişki yaşamak da zor değil mi?

Bazı kadınlar tam destek oluyor bazılarıysa karşı geliyor. Karşı gelen kadın bir dövüşçüyle ilişki yaşamamalı. Endişeleniyor olabilirler ama bir kişiyi seçiyorsan sonradan müdahale etmeye çalışmayacaksın.

‘Uykumda bile dövüşüyorum’

Glory 15 İstanbul Şampiyonası’na nasıl hazırlanıyorsunuz?

Üç aydır antrenman yapıyorum. Günde 3-4 saat çalışıyorum. Kilo vermek için uğraşıyorum. 104 kiloydum şu an 101’im. Beş kilo daha vereceğim.

Diyet dışında neler yapıyorsunuz kilo vermek için?

Saunaya giriyorum. Enerji kaybı oluyor ama telafi edeceğiz.

Yemek programınız nasıl?

Sadece kahvaltıda ekmek yiyebiliyorum. Ondan sonra makarna, pilav ve ekmek yok. Akşamları tavuk, balık ve salata yiyorum.

Uyku düzeniniz nasıl?

Erken uyumam lazım ama uyuyamıyorum. Beden yorgun olsa da beynim hep uyanık. Zaten uyusam da bazen uykumda bile dövüşüyorum.

12 Nisan akşamı neler olur sizce?

İnşallah, ringin başında elimde kemerle duruyor olacağım.

‘O maçta gerçekten yenildim’

2012’de Badr Hari’yle yaptığın maçta nakavt oldun. Bu nakavta inanmayan çok insan var. Nedir olayın gerçeği?

Bazı insanlar maçı sattığımı düşünüyor. O maçta gerçekten yenildim. Özel hayatımda sorunlu olduğum bir dönemdi. Aynı gün ben maça hazırlanırken babam rahatsızlandı. Ben de kafama taktım. Aslında bunu sadece sen sordun, bil diye anlatıyorum. Yazmana bile gerek yok.

Bir daha maç yapmak ister misin Badr Hari’yle?

Yine çıkarım o ringe, tabii o isterse.

Arkadaş mısınız peki sosyal hayatta?

Aynı spor okulunda antrenman yapıyoruz. Tanıyorum fakat arkadaş değiliz.

Profesyonel gözle baktığında onu nasıl anlatırsın?

Zamanında çok iyi bir sporcuydu. Ancak son iki senedir çok problem yaşadı. Arkada kaldı. Eski günlerine dönmeye çalışıyor.

Röportaj: Aslı Öztürk