Gökçen Erdoğan. Capcanlı, samimi, güzel mi güzel bir kadın… Kadınların yaşı sorulmaz derler ya dayanamadım sordum meraktan; söylediği yaştan 10 yaş genç gösteriyor… Aslında kadın hastalıkları ve doğum uzmanı; bir yandan vajina estetiğiyle bir yandan da cinsel terapiyle uğraşıyor. Cinsel terapi almaya karar vermesinin sebebi doğum için gelen kadınların cinsel hayatlarını takip ve merak etmesi. Ve karşısına çıkan vakalar sonucunda bu konuda uzmanlaşmaya gerek duyması. Yakın zamanda, terapilerde şahitlik ettiklerinden derlediği “Gizli Kapaklı Şeyler” adlı kitabı çıktı… Aslına bakarsanız yeni neslin Haydar Dümen’i Op. Dr. Gökçen Erdoğan…
Seks terapisti olmaya nasıl karar verdiniz?
Türkiye’de kadın doğum hekimi olup, cinsellikle uğraşan bir kadın yoktu. Mesela ben çocuk doğurturdum, sonra da cinsel hayatını sorardım kadının. Kadın“ Ben 6 aydır cinsel ilişkiye giremiyorum” diyince; bende sorgulardım,“Niye orgazm olamıyorsun, niye cinsel isteksizliğin var?” diye. Sonra dedim ki bu işin uzmanı olacağız.
Size en çok hangi konuda danışılıyor?
Genelde vajinismus.
İki kadından biri diyorlar, doğru mu?
10 kadında bir diyebiliriz. Çok ilginç vakalar var: On altı yıllık evli, hiç ilişkiye girememiş eşi başka kadınlara gitmiş. Ama sonra demiş ki“ Hayır ben artık seninle birlikte olmak istiyorum”. Tedaviye geliyorlar.
Peki vajinismus nasıl tedavi edilir?
Aslında kişiden kişiye değişiyor. Taciz, tecavüz ve ensest ilişki olmadığı sürece biz kaynağa çok inmiyoruz. Eğer bunlar varsa, bir psikolog veya bir psikiyatrla birlikte çalışıyoruz. Kadın ne yapamıyor: Bacaklarını açamıyor ya da rahatlayamıyor. İşte o rahatlamayı sağlamaya çalışıyoruz. Diyoruz ki “Bak aslında çekinecek bir şey yok, buradan çocuk çıkıyor.”
Kadınlar Cinsellikten Korkuyor
Fizyolojik açıdan anlatıyorsunuz bunları?
Kadın doğumcu yanımızı kullanıp masada bu terapiyi veriyoruz. Kız kendi vücudunu tanımıyor ki. Onun için bir tedaviyi uygulayanın jinekolog olması gerekir bence. Egzersizler var. Ama bir taraftan da şunu vurguluyoruz; bunda acı, ağrı ve kanama olmayacak. Çünkü yüzde 80’i böyle bir korkuyla geliyor. Çünkü bize boyle öğretildi: Şakır şakır kanayacak, çok acıyacak, o bölgeyi koru evlenene kadar. Bilinç altına acılı olacak diye yerleştirince, o bölgeyi koruyor. Evlenince de "hadi bakalım şimdi bacaklarını aç". Senelerce kapat denen yeri nasıl açacağını bilmiyor. İşte biz terapide şunu diyoruz: O bölgeyi koruyacağın kadar korudun, şu anda açma zamanı. Bir şeyi kırk defa söylersen olur; bilinçaltı bunu ispatlamak için uğraşıyor işte. Biz bunu tersine çevirmeye çalışıyoruz.
Hangi sosyal tabakadan kadınlarda görülüyor vajinismus?
Eskiden biz vajinismusu köyde taşrada olur sanırdık. Oysa günümüzde sosyo-kültürel seviyesi yüksek insanlar geliyor. Çünkü köyde teyzem yaşıyor cinselliğini zaten sorgusuz sualsiz; sistemi biliyor ve itaat ediyor. Ama bizim banka müdürü sorguluyor. Benim tedavi ettiğim nöroloji doktoru arkadaşım var. Bu işte okumuş olmanız hiç önemli değil.
Cinsel isteksizlikle aynı şey mi vajinismus?
Vajinismus şu; istesen de eşinle beraber olamıyorsun. Bilinçli bir karar değil bu. İnsan sevdiği adamla birlikte olmak istemez mi? İter, bacaklarını kapatır, ilişki sırasında iter, acıya sebep olur. Cinsel isteksizlik ise ilişkiye girmek istememek. Bunun sebebi her şey olabilir. Ama ilişkiye girdiğinde orgazm olabilir.
Türk kadınları orgazmı biliyorlar mı?
Keşke bilseler, yüzde 60’ı bilmiyor. Yaşlı bir teyze“Bana ölmeden orgazmı öğret” dedi. Bu yine bize empoze edilenler konusuna varıyor: eşinle beraber ol, o mutlu olsun sende görevini yap. Sen kendin mutlu ol bilgisi yok; görev var. Onun için öğretiyoruz işte yavaş yavaş. İki türlü orgazm vardır. Kadın bana gelip diyor ki; hocam ben orgazmı bilmiyorum. Genellikle gelenler, klitoral orgazm olabiliyor ama vajinal orgazm olamıyorlar. Vajinal orgazm istiyor.
Toplumda cinselliğe başlama yaşı kaç?
Erkek çocukların lise 1 gibi başlıyor. Kızlarda on sekizi geçiyor. Ama erkeklerde on beşten sonra maalesef. Maalesef diyorum çünkü bilinçli yapılmıyor. Vücudun olgunlaşmadı, hormonların olgunlaşmadı; bir kere kafa olarak olgunlaşmadın. Kızın biri geldi geçen gün,13 yaşında. Arkadaşıyla televizyonda gördüklerini gerçek hayata geçirmek istemiş. Korunmadan yapılan ilişkiler, cinsellikle geçen hastalıklar, istenmeyen gebelikler sonra da kızlık zarı dikimleri geliyor çok erken yaşlarda.
Bizim kadınlarımız isteklerini rahatça ifade edebiliyorlar mı peki?
Asla. Yüzde on falandır herhalde. Keşke yapsalar. Ama yadırganma psikolojisi var. Bu kadın bunu nereden biliyor der koca. Öncesinde bir şey mi yaşadın der. Bunu yapacağına hiç söylemez, susar kocadan öğrenir.
Sağlıklı yaşanamayan cinsellik nelere sebep oluyor?
Yüzde 80’i boşanma. Eğer güzel bir ilişkiniz varsa, yüzde 50’si cinsellikten oluşur. Kötü bir ilişkiniz varsa yüzde 80’i cinsellikten oluşur. Onun için cinsel hayat çok önemli. Sadakat duygunuzu kaybedersiniz. En önemlisi de bu zaten, aileyi dağıtırsınız. Bu bahsedilen ‘şiddetli geçimsizlik’ var ya bunun yüzde 80’i seksle ilgili. Biz kadın olarak sosyal hayatı, cinsel hayatın önüne çok koyuyoruz. Annelik sabahlığımızı yatak odasının kapısına asamıyoruz hiçbir zaman. Ya kadın olacaksın ya da anne. Bizde ikisi yok. Erkek mesela kadında anaçlığı sever ama durumu abarttığınız zaman kendini geri çeker. Anneye değil kadına ihtiyacı var erkeğin. Kadın erkeğin ilgiye bayıldığını zannediyor. Sınırı bilmek lazım. Sizin üstünüzde iki ceket var: Biri annelik, biri kadınlık. Keşke ikisini birden giyebilsek ama olmuyor. Bir de erkek günlük hayatta ona zıt gelen şeyleri yatak odasında ister. Mesela her tarafından kıl fışkıran adam yatakta efeminedir. Ya da normalde daha kibar olan yatakta güçlü olandır. Onun için kadınlara şunu söylüyorum: Günlük hayatta eşinizin ne istediğini biliyorsunuz, yatak odasında onun zıddını yapın işte.
Bu çok tehlikeli bir reçete değil mi?
Şöyle, file çorap giyin, tüylü tüylü şeyler giyin. Bir kere her erkek seks işçisi biriyle birlikte olmak ister. Erkeğin egosu yüksektir. Ona hükmetmek ve hâkim olmak ister. Çocuğumun anası deyip ikileme giriyor ama yatakta yaparsın. Erkeğin egosu yükselir, kadında bir işe yaradım mantığına girer. Onun için değiştirin diyorum yapınızı yatakta. Kişiye göre aslında reçete. Mesela siz günlük hayatta çok ön planda değilsinizdir. Ama yatakta çok farklı olabilirsiniz. Ben öyle neler duyuyorum inanamazsınız. Erkeği cinsellikle vuracaksın.
Deliliğe Vurarak Korunuyorum
Size ağır gelmiyor mu bunları dinlemek? Tecavüz, ensest ilişki falan dinliyorsunuz. Nasıl arınıyorsunuz bunlardan?
Deliliğe vurarak herhalde. Çok etkilendim zamanında. Ama zamanla o da öğreniliyor. Klinikte bırakmayı öğrendim çünkü benimde bir hayatım var. Sizin için herkes potansiyel olabiliyor. Düşünsenize en sevdiğiniz güvendiğiniz insan babanız, size tecavüz ediyor. Artık hiçbir şeye yuh demiyorum. O üçüncü sayfa haberleri gerçek. Arınmayla alakalı da ben yapı olarak zaten her şeyi kafaya takan biri değilim zaten. Bu herhalde benim şansım. Orada bırakabiliyorum.
Aile Kavramı İnsana Uygun Değil
Evlilik içinde cinsel hayat nasıl ayakta kalır? İlk başlarda her şey yolunda olsa da on yıl sonra o heyecan kalmıyor.
On sene mi? Çok uzun tuttunuz. En fazla iki! Aile kavramı insan yapısına çok uygun değil zaten. Bunun devamı kesinlikle ilahi bir şey. Yeri geliyor buna siz bile kendinize tahammül edemiyorsunuz. Dış çevre çok önemli. Çevreyi soyutlayıp ikiniz bir arada kaldığınızda bunu daha rahat yapabiliyorsunuz. Onun için bir çevreyi soyutlamak, iki konuşmak. Ben terapilerde de hep çiftleri konuşturmaya çalışırım. Karşındakinin sana bağırıp kızacağını unut. İstediğini söyle. Erkekler bilemez bazı şeyleri. Alıp karşına konuşacaksın. “Ben yemekten sonra eline kumandayı alıp yatmanı istemiyorum” de mesela. Bir kere söyledin yaptı. İkinciyi bir daha söyleyeceksin. Erkek böyledir çünkü.
Röportaj: Damla Çeliktaban
YORUMLAR