Rojda ve Ruken... Tabirimi maruz görün ama “çikolata gibi iki çıtır kız”. Abla kardeş onlar. Rojda Demirer’i dizilerden tanıyoruz zaten. Ruken kız kardeşlerden diğeri. Bir dönem onu ekranlarda gördük, izledik. Dizilerde rol aldı, kamera arkasında çalıştı. Ve sonra bir gün hayalinin peşinden koşmaya karar verdi. “Çikolatacı olacağım” dedi. Rojda’yla kafa kafaya verdiler, uğraştılar açtılar Marie Antoinette’i. Neredeyse günün her saati çikolata ve tatlı yiyorlar. Ağız tatlarına uygun, sevebilecekleri, tutkunu olabilecekleri çikolatayı yaratma peşindeler. Her kadının hayali onlarınki gibi bir işe sahip olmak.

- “Çikolata tutkudur” derler...

Rojda: Gerçekten öyle...

Ruken: Çikolata her zaman hayalimizdi. Hayata geçirme fikri ise 4 yıl önce çıktığım bir yaz tatilinde netleşti.

- Gerçek çikolatayı nasıl anlarız?

Ruken: Çikolatayı parmaklarının arasına aldığında kısa sürede erimeye başlar. Sadece gerçek çikolata 0.5 mm’ye kadar incelebilir.

- Titizsiniz de...

Rojda: Donuk yağ adıyla kullanılan katkı maddesi kilonun yanı sıra sağlık açısından ciddi zararlara sebep oluyor.

- Türkiye’de dev çikolatacılar var. Riskli değil mi bu iş?

Ruken: Aralarında kaybolmamak, farklılığımızı göstermek için iddialı bir şekilde piyasaya girmemiz gerekiyordu, girdik de...

- Bizde çikolata kültürü var mı?

Rojda: Yeni yeni oluşuyor.

- Rekabet nasıl?

Ruken: Genellikle yabancı markalar ülkemize geliyordu. Biz ise bir Türk markasını yurtdışına taşımak istiyoruz. Çikolatanın kalbi Belçika’da bile çok beğeniliyoruz, birçok teklif de alıyoruz.

- İsminiz ithal ama. Hürrem Sultan koysaydınız adını...

Rojda: Marie Antoinette çikolata tutkunu bir kadın. Hatta öyle ki, çikolata ustalarıyla dolaşırmış. O yüzden bu isim markamıza çok uygun.

Ruken: Çikolata Fransa’ya 1700’lerde Marie Antoinette zamanında girmiş. Barok, Rokoko dönemini çok seviyoruz. O dönemlerde çikolata şifa niyetine kullanılıyormuş. Marie Antoinette denince de akla iştah kabartan pasta ve çikolatalar geliyor. Dolayısıyla bize uygun bir konsept olduğuna karar verdik.

- Şube açacak mısınız?

Rojda: Zorlu Center’da açacağız.

- İşi sektöre girdikten sonra mı öğrendiniz? Eğitiminiz var mı?

Ruken: “En iyiyi nasıl buluruz” diye düşündük. Çikolatada da tıpkı modada olduğu gibi değişen trendler söz konusu. Onda da yaz-kış koleksiyonu ayrımı var. Biz de trendleri takip ediyoruz. Ünlü şeflerden danışmanlık alıyoruz.

- Nedir bu kış trend?

Rojda: Salep ve kestane, zencefil-bal, elma-tarçın bu yılki kış koleksiyonumuzu oluşturuyor ve oldukça yoğun talep görüyor.

'Çikolata da profesyonel bir iş'

- Oyunculuk ne âlemde peki?

Rojda: Şu sıralar biraz ara vermek istediğim, farklı şeyler yaparak kendimi yenilemek ve ekranlardan uzak kalmak istediğim bir dönemdeyim. Öyle de yaptım. Ocak ayından beri TV’den uzağım. Biraz dinlenmek istemiştim ama pek de öyle olmadı.

- Ticaret de yorucudur ?

Rojda: Aslında istediğim zaman uzak kalabilmek, özgürce hareket edebilmek, gerçekten istediğim işlere “Tamam” demek adına, ikinci bir iş sahibi olmanın her zaman bir avantaj olduğunu düşünüyorum. Ama dinlenme meselesine gelince, hiç de umduğum gibi olmadı.

- Özlüyorsundur setleri...

Rojda: Bu ara Zorlu Center’daki dükkânın açılışıyla uğraşıyoruz. Bir yandan da yeni yıl hazırlıkları var. Yoğun bir dönemdeyiz ama bir özlem duyduğum kesin. Ocak ayında yeni bir sinema filmine başlayacağız. Çikolatadan kopmadan oyunculuk yapıyorum.

- Peki çikolata iş mi, hobi mi?

Rojda: İşle profesyonel anlamda ilgilenen Ruken oldu. Benim içinse bir hobiydi. Ancak yaptığım her işi fazla sahipleniyorum ve en ince detayına kadar her şeyiyle ilgileniyorum. Dolayısıyla bu iş de benim için çok da fazla hobi olarak kalamadı. Markamızın geldiği durumu da göz önünde bulundurursak, çikolata da benim için profesyonel bir iş.

Röportaj: Murat Güloğlu