Oyuncu Bekir Aksoy, Frankfurt Türk Film Festivali'nde davetliler arasındaydı. Kısa süre önce kendisinden yaşça epey küçük Derya Çavuşoğlu ile evlenmesi eleştiri konusu olan Aksoy, duruma açıklık getirdi...




Frankfurt Türk Film Festivali (25 Ekim-2 Kasım), komite başkanı Hüseyin Sıtkı'nın çabalarıyla 13. kez düzenlendi. Ve geçen cumartesi gecesi, tamamı Alman sinemacılardan oluşan jürinin ödülleriyle son buldu. 10 filmlik yarışmada Ali Aydın'ın yönetmenliğini yaptığı "Küf", En İyi Film ve En İyi Yönetmen başta olmak üzere 3 ödüle ulaştı. Seyirci Özel Ödülü ise Çağan Irmak'ın "Dedemin İnsanları'' filmine verildi. Törenden önce davetliler, İstanbul meyhanelerinin tarihçesini ve günümüzün kültürel haritasındaki yerini anlatan, festivalin ana sponsorunun desteğiyle hazırlanmış özel belgeselin uluslararası prömiyerinde biraraya geldi. Davetliler arasında bulunan, Frankfurt'u birlikte gezme fırsatı da yakaladığımız oyuncu Bekir Aksoy ile bu arada bir söyleşi yaptık. Kısa süre önce evlendiği Derya Çavuşoğlu (21) ile yaş farkı eleştirilen Aksoy (44) bu konuya da açıklık getirdi.



İlk gittiğiniz sinema filmini hatırlıyor musunuz?


Evet, Ankara'dayken babamla gitmiştim. ‘'Çağrı'' filmiydi.



Kaç yaşında oyuncu olmaya karar verdiniz?


Aslında öyle bir karar vermedim. Babam polis olmamı istiyordu, ben istemiyordum. Bu sefer ‘'Ablan konservatuarda, sen de git bir oyunculuk oku'' dedi. Ablam kontrbas çalıyordu, ben de oyunculuğu bir denemek istedim. Sınava girdim ve kazanıp İstanbul'a geldim. İlk yılımda çalışmaya başladım. Devlet tiyatrosunda sağa sola figürasyona koşturdum. Sektörde hiç çevrem de yoktu. Ama o zamanlar daha az insan vardı ve benim de şansım biraz yaver gitti. Memur çocuğuydum ve parasız bir çocukluk geçirdim. Başlarda para kazanma kaygım da vardı.





'TÜRKİYE'DE SİYASET HAMALLIK'



Şimdi oyunculuk ve sinema ne durumda?


2. Dünya Savaşı'ndan sonra ivme kazanan Türk tiyatrosu gerilemeye başladı. Dizi sektöründe kendimizi başarılı sanıyoruz ancak Arabistan gibi bu sektörün bizden daha geri ülkelerine satış yapabiliyoruz. Gençlerde büyük potensiyel var, ama onların yaratıcılığını kısıtlayan büyük engeller de var. Kendi kurallarımızı yaşatıp başkalarının ona uymasını bekliyoruz. Değişime açığız ama baskıdan dolayı ilerleyemiyoruz.




Nereden geliyor bu baskı?


Bilmiyorum, belki Müslüman belki de hâlâ kimliğini bulamamış bir toplum olmamızdan. Ufak sorunlarla boğuşurken daha büyük problemlere gözümüzü kapıyoruz.




İnsanların yüzünüze bu kadar aşina olması Doktorlar'ın tekrarından mı?


Çiçek Taksi ve Türk Malı için de aynını söylüyorlardı.




"'Tekrarlardan telif alsaydım buraya kendi uçağımla gelirdim'' diyorsunuz.


Oyuncunun kendini geliştirmesi için zamanı olmalı. Ama Türkiye'de oyuncular telif alamadıkları için kendilerini geliştirmeye pek fırsatları olmuyor.




Ne yapılması lazım bunun için?


Devletin birey haklarına daha fazla özen göstermesi lazım.




Siyasete girip kendiniz düzeltmek ister miydiniz?


Siyaset, özellikle Türkiye'de kaliteli yapılamadığı için hamallık. Siyasetin içinde insani kaygıların olması gerekirken biz maddi kaygılara düşüyoruz.




Bu aralar hangi projelerde çalışıyorsunuz?


Tiyatro ağırlıklı gidiyorum. Terapi Ötesi adlı bir oyun var, cast çalışmaları devam ediyor. Dizilere de yeni evlendiğim için ara verdim.





'İmam nikâhına da karşı değilim'



Evlilik nasıl gelişti, aniden mi?


İlişkimiz başladıktan 5 ay sonra evlendik.




Nasıl gidiyor peki?


Öncesinde bir korku oluyor tabii, ama karşılıklı saygı ve sevgiyle aşıyorsun. Özgürlüklere müdahale etmeyince güzel gidiyor. Biz birbirimizi özgür bırakıyoruz. Her istediğini yapabilir anlamında değil tabii. Ama ona o kadar güveniyorum ki...




"Gece dışarı çıkamazsın, arkadaşında kalamazsın" gibi kurallarınız yok mu?


Hayır, kesinlikle. Zaten güvenemediğin biriyle neden evleneceksin? Evlenmenin sevgili olmaktan farkı bu. Karşılıklı güveni pekiştirmek. Manevi duygularla yapıldığı sürece imam nikâhına da karşı değilim. Ben yapmadım ama resmi nikâh yanında imam nikâhı yapanlara da saygı duyuyorum.




'Dünyanın en saçma şeyi, zaman kavramı'




Eşinizle aranızdaki 23 yaş fark çok konuşuldu...


Dünyanın en saçma şeyi zaman kavramı. Zaman çok kolay harcanan bir şey. Doğru kişiyi bulmuşum, zaman beni hiç ilgilendirmiyor. Eşimle öyle bir olgunlukta karşılaştım ki evlenmeye karar verdim. Yoksa başında kavak yelleri esen biriyle evlenmedim. Sağlam bir duruşu olan, zaman zaman bana da akıl verebilecek biri. 60 yaşında bir kadından da etkilenebilirdim, kime ne!


Özge Mine Sarıçam



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.