Benimle Oynama”, “Yaşandı bitti” gibi şarkıların adını bile duyunca hemen mırıldanmaya başlıyorsanız, aynı jenerasyondanız. O yılların popüler isimleri seneler içinde çok değişti. Çoğu unutuldu, hayatını kaybedenler oldu. Ama inişleriyle çıkışlarıyla hep o “bebeksi” halinde kalan bir Burak Kut oldu. Biraz da bu yüzden karşılaştığımızda önce “Hiç yaşlanmamışsınız” dedim. Bir aşk hikâyesini anlattığı, 2 yavaş 2 hareketli şarkıdan oluşan “Sevginin Her Hali” albümü için buluşmuştuk. Albümün çıkış şarkısı “Ver Allah” tamda kış boyunca “eller havaya” mekânlarda çalacak cinsten. Klibiyse biraz fazla 90’lardan kalma. Manken kızlarla, spot ışıklarıyla... Ama Burak Kut yine şık ve yine güzel dans ediyor! Yani zamanında bizi şarkılarıyla tavlayan Kut, şimdi yeni neslin genç kızlarına tamda kıvamında göz kırpmış.


Şarkılarınızda sanki ilk albümlerdeki tarzınıza bir dönüş var gibi...

Aslında beni en çok yoran ilk yaptığınız işin yüksek bir seviyeye ulaşması ve hep aynı etkinin beklenmesi. Bu yüzden hep “eskiye döndün mü” diye soruluyor. Sanırım bu kez o eski sadeliği yakaladım.


Yani “Bebeto” diye anıldığınız dönemin sorumluluğu mu var üzerinizde?

Öyle bir sorumluluk hissetmiyorum ama benden bunun beklendiğinin farkındayım. “Çok bilmenin fakirliği” diye bir laf vardır. Çok biliyorum, anlamında anlaşılmasın ama çok fazla müzik türüyle ilgiliyim. Klasik müzik eğitimi aldım, İngilizce şarkı söyledim, Türk sanat müziğine, alaturka arabesk denen müziğe, yani aldığım eğitimin zıttı şeylere de ilgim vardı. Şarkı sözü yazdım, beste yaptım. Deneysel çalışmalara girdim. Bunlar ticari karşılığını bulmadı ama kişisel yolculuğumdu.


İlk albümünüzden bugüne sizin için müzikal anlamda neler yaşandı bitti?

O kadar çok şey yaşandı ki bunu bir röportaj süresince anlatmak güç. 20 yıl ve daha öncesi var... Öğrenciyken sahneye adım attım. Haliyle çok şey yaşadım fakat dışarıdan gördüğünüzün dışında farklı müzikal performanslarım var. Fakat ülkemizde satın alınan müzik farklı olduğu için bunlar çok göz önünde bulundurulmuyor. Sorunuzun tam cevabı olmadı ama... Konu başlıkları haline getirirsek “Benimle Oynama”yı söyleyen genç, minik Burak birçok şey yaptı. Müzikal kraliçesi olarak adlandırılan Sarah Brightman ile düet yaptım. Broadway’de bir oyunda başrol oynadım. MTV ödüllerim oldu. 125 kişiyle senfonik orkestra performansları, rock performansları, Bohemian Rhapsody’yi piyanoyla çalıp söylemem gibi deneyimlerim oldu. Ama benden daha fazla üretkenlik bekleyen dinleyicilerim var, biliyorum. Şimdiye kadar 6 CD çıkardım ve bu aslında az.


"Kadınlarla geçmişimde efendiliğimi bozmadım"


Pop müzik dışındaki işlerinizin yeterli takdir görmemesi kırgınlık yarattı mı?

Tabii ki. İnsana dair birçok duyguyu biz de yaşıyoruz. Duygusal biri olduğumu söyleyebilirim. Bu yüzden üstüne gitmektense geriye çekildiğim daha çok olmuştur.


Müziğe küstüğünüz bir dönem var mı?

Hayır. Hayattaki öncelikleriniz değişiyor ama müzik yaşama tutunma sebebim.


Baba olmak müzik yapım sürecinizi ne kadar değiştirdi?

Baba olmak insanı baştan ayağa etkiliyor. Olgunlaşmasına katkıda bulunuyor. Kariyerim başlamadan önce babamı kaybetmem sonra baba olmam arasındaki sürece bakarsak bu ikisinin önemli dönemeçler olduğunu görüyorum. Çocuklarla iletişimim her zaman iyiydi ama kendi çocuğunun olması başka. Müzik anlamında da daha çok harekete geçme isteği yarattı diyebilirim.


Kızınızın müziğe ilgisi var mı?

Var. Şaşırtıcı derecede ilgili. Çok iyi tepki veriyor. Şarkılarla konuşuyoruz.


Kız babası olmak kadınlara bakışınızı değiştirdi mi?

Değiştirdi, kesinlikle. Ama tuzak bir soru bu, istediğiniz cevabı vermeyeceğim. Bazen soruyorlar, “Kızınız büyüyünce biri istemeye geldiğinde ne yapacaksınız” diye... “Efendim biz de birinin kızını aldık” oluyor cevabım. Kadınlarla ilgili tabii ki geçmişimde kalın bir dosya var ama orada da efendiliğimi bozmadığımı düşünüyorum. Normal bir ergen adamın yaşadığı duygulara sahiptim, o yüzden doğal olarak kontrolden çıktığım zamanlar olmuştur. Doğal olarak, gençliğin verdiği heyecanla ama mümkün mertebe o masumiyetten çıkmamaya çalışıyordum.


Yeni albümünüzde de şarkı sözlerinize bakınca hâlâ duygusal tarafınız görülüyor. Aşk şimdi de bu kadar duygusallığa açık mı?

Bir şeyler değişiyor. Benim jenerasyonum farklı. Her kuşak kendi için böyle bir yorum yapabilir ama biz mektubu yakalamışız, mektup bitmiş... Artık duygular değişiyor. Sınırlar genişledi ki bence sakınca yok. Aşk denince tarifi olmayan bir duygu. Zamana ayak uydursa da hâlâ tarifsiz.


Kızınıza aşka dair nasıl bir öğüt verirsiniz?

Şimdi çok erken. Zamanı gelince söylerim ama her şey güven üzerine kurulu. Sağlam bir baba-kız ilişkimiz olduğu sürece kendi yolunu doğru çizeceğinden eminim.


Yeni albüm

4 şarkılık bir albüm yaptınız, bu daha uzun bir albümün habercisi mi?

30 tane yeni eserimden 4’ünü seçtim. Belli periyotlarla bir şey üretmiyorum ama bu dönemden sonra sürekli bir şeyler üretmeye çalışacağım.


"İsmimi çocuklarına koyanlara teşekkür"


“İnternet sayesinde geçmişi daha iyi anlama şansı doğdu. ‘Genç kızların sevgilisi’ olmak çok masumane bir durumdu. Şimdi internette hakkımda ‘ilk aşk’ diyenler var. Sağ olsunlar. Çocuklarının adlarını benden esinlenerek ‘Burak’ koyan aileler var. Bu röportaj vesilesiyle onlara çok teşekkür ediyorum. Ablaları beni çok sevip kardeşlerine zorla benim ismimi koyduranlar var. Bu bir şanstı. İnsanların bilinçaltında ya da hatıralarında güzel olarak var olduğumu biliyorum. Bana sokakta ‘Kariyerinde düşüş yaşadı’ ya da ‘Bu adam şimdi ne yapıyor’ diyenlerle çok karşılaşıyorum ama bunların cevabını hayatın içinde olumlu tepkilerle görüyorum ve bu şansın keyfini çıkarıyorum. O dönemdeki gibi bir heyecan şimdi yok tabii ama belki başka jenerasyonlara daha farklı duygular yaşatabilirim.”


Röportaj: Heja Bozyel

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.