"Dansöz Asena, şato alıyor!” Birkaç gün önce magazin gündemine bu haber düşünce ortalık karıştı! Basına inanmayanlara da kısa bir demeçle “Allah’ın izniyle şatoyu alacağım, evraklar hazır” diye bizzat kendisi ilan etti. Ardından pek çok köşe yazarı, “Monaco’da değil o, orada şato almak o kadar kolay değil” diye eleştirdi. Biz de Asena’yı aradık ve işin aslını astarını öğrenmek istedik. Gerçekten şato alıyor mu, nerede alıyor, nasıl alıyor? Asena’yı şimdiden şatonun havasına sokmak için de sohbet ve fotoğraf çekimi için Pera Palace Hotel Jumeirah’ı seçtik. Barok elbisesi ve MAC’in yaptığı dönem makyajıyla Asena daha ilk karelerde havaya girmişti. Önce bir kontes kadar sert bakmaya başladı kamera karşısında, sonrasında şato alacak olmanın da heyecanıyla otelin kubbeli salonunda “kendi şatosu”ndaymış gibi şendi...


Şatoyla ilgili haberlerle birlikte her kafadan bir ses çıktı...

Halk yüceltiyor. Entel ve snob kesim hiçbir zaman iyi bir şey söylemez ki zaten!


Sizin almanız herkesi şaşırttı, niye?

Hiç hayatlarında şato fiyatı sordular mı? Oturduğum evi satsam yine alırım. O kadar pahalı değil. İtalya’da krizden dolayı almayanı dövüyorlar. Fiyatlar 500 bin dolarla 750 bin dolar arasında... 16 senedir deliler gibi çalışan bir kadın niye alamasın ki? Bunu da yapamayacaksam, o zaman intihar edeyim. Başka bir ünlü alsaydı bu kadar olay olmazdı ama bir dansözün alması insanları rahatsız etti. Ben de böylece dostu düşmanı anlamış oldum. Gerçekten dostluğuna inandığım insanlar, “Sen delisin alırsın, bir gecede neler almış neler atmış insansın. Gidelim döşeyelim” dediler. “Aaa şato mu” diye yaklaşanları da listeledim ve hayatımdan çıkardım. Benim babaannem, komşusu ev aldığında börek açardı; ben öyle gördüm. Ne yazık ki bizde hazımsızlık var, çekememezlik var.


İlk kim aradı?

Ünlü soruyorsan benim hiç ünlü arkadaşım yok. Yurtdışından hiç ummadığım okul arkadaşlarım aradı. Sanat çevresinden kimseden beklemiyorum, çünkü samimiyetim yok. İş yaptığım insanlardan tebrik aldım. İlk kutlayan erkek arkadaşım, çünkü ona da sürpriz oldu.


Sevgiliden bile saklandığına göre, nereden çıktı şato almak; çocukluk hayalimiydi?

Almanya doğumluyum ve orada da ikamet ediyorum. Ocak ayından beri de Almanya, İtalya, Fransa, İsviçre, Monaco, Nice,Monte Carlo dolaşıyorum. Derken bir iş teklifi geldi Monaco’dan.


"Monaco’da değil, Nice yakınlarında"

Şatoyu aldığınız yerden yani...

Aslında şato Monaco’da değil, Nice’e yakın dağlık bir arazide.


Monaco nereden çıktı peki?

Monaco’da yüksek sosyeteye dans ettiğim o gece, dansım bitti selam vermek için eğildim. Alkış kıyamet derken bir şey eteklerimi çekiştirmeye başladı ve birden salonda ses kesildi. Bir baktım4-5 yaşlarında küçük bir kız eteklerime yapışmış. Ancak herkes şokta. Programdan sonra beni küçük kızın ailesi masasına davet etti. Meğer o küçük kız kemoterapi görüyormuş. Herkesin şaşırmasının sebebi de ilk defa bir şeye böyle tepki vermiş ve gülmüş. Annesi-babası çok teşekkür etti, ilgilendi. Çocuk için sürekli gidip gelirken, “Lütfen haftada 2-3 gün Nice’te kal” dediler. “Çocuk seni görmek istiyor, gülüyor”. Uzun zamandır çocuk için oraya gidiyorum; gönül borcu, karşılıksız sevdim. Küçük de olsa bir ev alayım istedim.


Küçük dediğiniz ev, çeneleri yoran o şato mu?

Hayır canım, bir oda bir salon istiyordum. Paris’te oturan arkadaşlarım araştırma yapmaya başladı. Çocuğu olmayan orta yaşın üzerinde bir dostlarına ev aradığımdan bahsetmişler, beni anlatmışlar. Aile inişli çıkışlı hayat hikâyemden çok etkilenip Güney Fransa’da hiç kullanmadıkları küçük şatolarında, “İstiyorsa otursun demişler”. Küçük kızın ailesi de “Size ev tutalım burada yaşayın” diyor ama ben, kendim alayım bari vesile olsun istiyorum. Şatonun sahibi aile, “İstiyorsa 50 yıllığına kiralayalım ama almak isterse gereken her türlü desteği veririz” deyince almak için emlakçıyla diyaloga geçtik. Böyle gelişti işte.


11 oda 3 salon mu?

Evet, ama küçük küçük odalar. Ayın 19’unda gidiyorum, ben de o zaman göreceğim. Emlakçıdan aldığımız bilgiler bunlar. Şatonun sahipleriyle de konuşacağım. Orada bir düzen kuracaksam, küçük kız iyileşene kadar orası neden olmasın.


Satın alacaksınız yani öyle mi?

Her şeyiyle ilgilenip bir gün benim olacakmış gibi yaşamak istiyorum.


Fiyatı nedir şatonun?

750 bin dolar. Milletin abarttığı gibi ulaşılamayacak bir şey değil. Burada rezidans fiyatı 750 bin dolar. En kötü, oturduğum evi satar üstüne kredi çekerim, oradan alırım.


"Alamaz dansöz diyorlar"


Artık dansa da döndünüz, iyi kazanıyorsunuz sanırım?

Bunca senedir hiç mi bir şey kazanmadık? Ayrıca belki erkek arkadaşım alıyor; size ne? Tebrik etmek varken “Alamaz, dansöz” diyorlar.


Oyuncu olsaydınız böyle demezler miydi?

Söylenmezdi ya da şarkıcı olsaydım yadırgamazlardı. Ancak sokaktaki ablalar yadırgamıyor, “Kız, artık şatona beni de çağırırsın” diyorlar. Çoğu “Sen bunları hak ediyorsun, babaannene bakıyorsun, onun duası yeter” diyor. Ama entel tipler nedense yakıştıramadılar dansöz Asena’ya şatoyu.


Babaanne ne diyor?

Evde bir enerji var, anlıyor, o yaptığım her şeyle mutlu.


Götürecek misiniz onu da?

Götürmek istiyorum. Ona bir formül bulmam lazım.


Uçak korkunuz var, sürekli gidip gelmek zor olmuyor mu?

O küçük kızın mücadelesine katkıda bulunacağım, önemli olan o. Zaten korkum yüzünden ev almayı tercih ediyorum. Bir de kız çocuğu hastasıyım. Benim kızım olmalı. Yukarıdan istiyorum, kız istiyorum. Kız evlat başka.


Şato da var artık, tam evlenip çoluk çocuğa karışma zamanı!

En kötü bir daire alacağım ama bir şatomuz var orada, istediğim gibi oturabilirim. Diğerinin daha zamanı var, 2-3 sene sonra.


"Evde de seksi bir kadınım"


Aşk hayatınız iyi gidiyor sanırım, gözlerinizin içi gülüyor.

İyi gidiyor, yeni zaten.


Erkeksi bir tarzınız da var ama romantik misiniz?

Çok romantik bir kadınım. Ancak erkek arkadaşım“Seni tanımadan önce çok beğeniyordum ama yanına gitsem döversin diye korkuyordum. Meğer bir melekmişsin, bir kuzu” diyor. Hayata karşı sert duruyorum ama içimde bir kedi var. Çok romantiğim.


Nasıl romantiksiniz, mumları sofradan eksik etmez misiniz?

Her şeyi yaparım, mumları eksik etmem. Seksi bir kadınım, sevgilimi mutlu etmek isterim, kadınlık görevlerimi iyi bilirim ama erkek arkadaşımda iyi bilir. Değer benim erkek arkadaşıma, çünkü o da bana bir pırlanta gibi davranıyor. Kadınlığımı ona hissettirmek istiyorum. Bilinen ilişki dışında hep güzel ilişkilerim oldu.


Niye bitiyor peki ilişkileriniz?

Hep evlenilmek istedim, yuva kuralım istediler. Benim kafa başka yerlerde ama... Evlenmek için geç kalınmış bir durumum yok. İlla evlenip çocuk yapayım diye düşünmüyorum, bir de astrolojiye bırakıyorum.


Görünmüyor mu daha?

Gördüğü an söyleyecek ve çalışacağım.


Ünlü bir dansözsünüz ve sahnede son derece seksi kostümler giyiyorsunuz, kıskanmıyor mu erkek arkadaşınız?

Seksiliğimi evde de devam ettiriyorum. Beni kaldıran erkekle beraberim. Kaldırmayanla uğraşamam. Vakit kaybı. Ünlüyüm ama erkeğin benim arkamda yürümesini istemem. Asena olduğumu hissettirmem, önümde yürüsün isterim benim erkeğim. Çok centilmen ve romantik olacak, bir bakışıyla ürkütecek ama kıskanç olmayacak.


Siz kıskanç mısınız?

İsterim ki sevgilime bütün kadınlar kur yapsın, çok hoşuma gider.


Röportaj: Aysun Öz



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.