Bazı insanlar vardır onlara netlik ayarı yapmanız gerekmez. İşte Billur Kalkavan onlardan biri. Hayata bakışı, duruşu, olaylar karşısındaki tepkisi o kadar net ki... Hepiniz onu tanıyorsunuz biliyorum, ben sadece bir kez daha bu güzel kadının hayata bakışını hatırlatmak istedim. Okuyun etkileneceksiniz...


Kalkavanlar Rizeli diye biliyoruz...

Evet. Kalkavan ailesi Rizeli ama annem yarı Arnavut, yarı padişah ailesinden. İstanbul’da doğmuş büyümüş yani. Ben de İstanbulluyum, hiç Rize’ye gitmedim. Dedem de 108 sene evvel gelmiş.


Annen eski bir İstanbul hanımefendisi yani?

İstanbulluyuz. Babam İstanbul beyefendisiydi, annem de İstanbul hanımefendisiydi. Maalesef onlardan iyi bir tohum olarak çıkmadım.


Neden öyle düşünüyorsun? Çok değişik bir kişiliğin var senin biraz onu anlatmanı istiyorum.

Şaka... Biz aynı günde doğduk, biliyorsun kendimizle dalga geçmeyi severiz.


Ama bazı insanlar bunu hep ciddiye alıyor.

Kendim için bir şey söylüyorum bazen “Estağfurullah” diyorlar. Tamam deliyim bunu söyleyeyim ama tımarhanelik değilim. Babam çok marjinaldi. Annem “Babana çekmişsin” diyor.


Biraz anlatırmısın babanı, nasıldı?

Küçükken babama çok kızardım. İnsanlara laf sokardı. Çok üzülürdüm, ağlardım. Ama onun bin beteri oldum. Bir şeye kızarsam hemen lafı geçiririm. Garip garip giyim tarzları falan.


Nasıl giyinirdi baban?

Pembe gömlek giyerdi. 50 sene öncesinden bahsediyorum. Çok şık bir adamdı. Kumaşları İngiltere’den alır burada diktirirdi. Gömlekleri, mendilleri, kravatları bile dikilirdi. Hazır hiçbir şey giymezdi. Annem ona Şile bezi gömlekler diktirip, kenarlarına iğne oyaları koydururdu. Evimi görsen ona ne kadar benzediğimi anlarsın.


Sen genlerini babandan aldın yani...

Evet. Annem kraliçe gibi bir kadındı. Hatta bana “Benim gibi bir kadının kızı nasıl oldu” der hep. Ama çok sever beni, inanılmaz anlaşırız. Sanırım hiçbir zaman bir hanımefendi olamayacağım.


“Sonradan varlıksız oldum”


Çok açık sözlüsün, yalan söylemiyorsun hiç...

İnsanlar değişmiş .Mesela “Aşk yok” diyorlar ama kimsenin aşkı aradığı yok. Paraya bakıyorlar, sonra “Aşk yok” diyorlar. Anne babalar çok iyi evlat yetiştirdiklerini söylüyor. Ama annelerimiz sabahtan akşama kadar bize yalanı öğretiyor. Doğruyu söyleyince antipatik karşılanıyorsun.


Çok da varlıklı bir ailede büyüdün değil mi?

Evet ama sonradan varlıksız oldum.


Nasıl yani?

Kalkavanlar dediğin 5 bin kişilik bir aile. Hiçbir Kalkavan beni arayıp hatırımı sordumu, babamla görüştüler mi? Onlar kim yani? Küçümsediğim için söylemiyorum ama kimsenin kimseye müdahale hakkı yok. Babam Oxford’u bitirdikten sonra Hollywood’a gidip MCM Stüdyoları’nda çalışmış. Hatta Amerika’da nişanlanmış, ilk karısı Amerikalı. Sanatçıları çok severdi. Evimiz sanatçılarla dolup taşardı. Eğer babam hayatta olsaydı en çok o desteklerdi beni.


O zamanlar tehdit edildiğin de söyleniyordu, soyadından çıkarılmakla ilgili...

Ya kim onlar? Babam onların piriydi. Dedem İstanbul’a ilk gelen Kalkavan. Ben onları çıkarırım soyadımdan. Bu konuda küstahlaşacağım çünkü hep saygılı olmaya çalıştım bugüne kadar. Gelmişim 50 yaşına, bana kim karışacak. Kendi çocuklarına baksınlar.


Varlıklı bir ailenin çocuğu olup da bu işi seçen nadir kişilerdensin. Neden?

Evet sanatçılar genelde varoştan, sefaletten çıkar. Zengin çocuğu sanatçı olmaz çünkü rahattır. Bir şey yaratamaz. Ama ruh meselesi. Ben çocukken de film çeviriyordum, reklamlarda oynuyordum. Sonradan ilginç bir şey oldu 90 senesinde TRT’nin bir yönetmeni buldu beni.


Sen o zamanlar güzelliğinle herkesin dikkatini çekiyordun herhalde.

Güzel ve akıllı olduğum için dikkat çekiyordum. Ablan kadar olmasa da bizde de akıl var. Sadece güzellik değil yani mesele... Zaten bir gün eski güzellerden olacağız.


“Aşk kadını falan değilim”


Aşk konuşalım mı biraz? Sen aşk kadınısın değil mi?

Hırtın tekiyim aslında. Çok kaba sabayımdır. Özel günleri hep Buğra falan hatırlatır. Aşk kadını falan değilim.


Bence sen evde kedi gibisin.

Yok canım evde 6 kedi var. Bir de ben mi kedi olayım. Ben evde hiperaktif, devamlı iş yapan, düzen hastası bir tırlağım.


“Aşk kadını değilim” diyorsun ama ilişkilerin uzun sürüyor ama.

Sürmeyen de oldu. “İlişki” diyorsak evet uzun sürdü. Yoksa çıtır çerez de oldu hayatımda. Biliyorsun beyin ilk 20 saniyede âşık olup olmayacağını bilirmiş.


Şu anda doğru adamla birlikte olduğunu düşünüyor musun?

Ben hep doğru ilişkiler yaşadım. İlişki kurmanın en büyük sırrı dürüst olmaktan geçiyor. Karşındaki adama binbir türlü numarayla yaklaşırsan ilişki bittiğinde o numaralar elinde patlıyor. Ben olduğum gibi davranıyorum. Birisi beni beğensin diye olduğumdan farklı görünmeye çalışmam. Zor bir kadınım aslında. Cici kız değilim. Öyle cici kızlar vardır ya erkek arkadaşı hayatında ikinci birlikte olduğu kişidir hep. Bir gün bir arkadaşım “Neden ben hep birlikte olduğum kadınların ikinci erkeğiyim” diye sordu. “Hayatım bakire olmadığı için birincisin diyemiyor” dedim. Kanmasın herifler buna yani. Ayrıca kimin kaç kişiyle birlikte olduğu kimseyi ilgilendirmez. İlişkilerin kalitesi önemli. Benim bir tarzımvar. Ben hep aynı tip adamlarla birlikte olurum. Sportif, yakışıklı erkek severim. Benden genç olmasını tercih ederim.


O neden?

Kendi yaşımda biriyle sıkıntıdan ölürdüm heralde. Yok şuyum buyumdan dolayı değil enerjim genç benim. Aklı başında, sportif, düzgün adamlar seçerim hep.


Buğra senden kaç yaş küçük?

Buğra’yı hayat arkadaşım olarak görüyorum. Benden 22 yaş küçük ama benden 15 yaş büyük bir kafası var. Gizlim saklım yok. Mesela şimdi gençlerle flört ediyorlar, bir yerde görünüyorlar. Sonra “Gazetecileri görünce sevgilisinin yanından ayrıldı” haberleri çıkıyor. Bu nasıl bir saygısızlık? Bir erkek bunu bana yapsa ayrılırım.


Çocuk yapmayı düşünüyor musun?

65 yaşında falan doğurmayı düşünüyorum. Allah göstermesin. Bu yaşıma kadar yapmamışım. Rahatımı kaçırmak istemiyorum. Kimsenin esiri olamam. Çocuk bakmak bir bela. Ben hâlâ annemin başına belayım. Aslında süper bir evladım ama en ufak bir üzüntümde annem de üzülüyor. Annelik ölene kadar sürüyor. Ben hiçbir işi ölene kadar devam ettirmek istemedim. Kendim için yaşıyorum. Egositim. Akrep ve Koç burcuyum.


“Çöpünü oraya buraya fırlatan pis insanlarız”


Genç sinemacılara neler önerirsin?

Ah neler önermek istemem ki. Hani siz okul açacaktınız ben de hoca olacaktım. İnsanlara ego kontrolü dersi vermek istiyorum. Çünkü Türk insanının başına ne geliyorsa egolarından geliyor. Niye herkes bu kadar önemli ülkemizde? Her gün bir sanatçı çıkıyor. Çıksın, sanatın çok olduğu ülke de medeniyet olur. Ama ortaya çıkıp ne iş yaptığı belli olmayan tiplere sanatçı dediğimiz için uyuz oluyorum. Bizim ülkemizde sanatçı da çok önemli, bakkal da çok önemli... Yok bir Türk dünyaya bedel gibi laflar falan. Çöpünü oraya buraya fırlatan pis insanlarız biz. Hak etmediğimiz otomobilleri, kıyafetleri alıyoruz. Ama kendine yatırım yapanı görmedim.


“Canım ne istiyorsa onu yapıyorum”

Senin kafan diğer insanlardan değişik çalışıyor. Herkesin giydiği şeyi giymezsin, her girdiğin ortamda sivrilirsin.

Yok be eskidendi onlar. Artık ortama da girmiyorum. Akrep burçlarının değişik bir karizması var. Gerçi bir sürü enayi Akrep de var etrafta. Kısa sarı saçlıyım falan. O da babamdan. Babam kısa saçlı kadın severdi. Annem evden gittiğinde babam beni erkek berberine götürürdü. Ben hep kırpık saçlı oldum. Dövme yaptırdım bilmem ne. Eskiden eleştiriyorlardı. Sonra herkes yaptı moda oldu. Amacım her şeyin ilkini yapmak falan değil. Canım ne istiyorsa onu yapıyorum.


İlk marjinal sendin, şimdi marjinal olmak moda.

Ben babadan marjinalim. Mesela Haluk Akakçe diye bir adam var, o gerçek bir marjinal olabilir. Marjinallik insanın yaradılışında var bence. Biz biraz çakmayız.




Röportaj: Helin Avşar

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir güzel bir röportaj olmuş ancak çok fazla imla hatası var. okurken zorluk çekiyor insan.
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.