Kırmızı sakalı, rengârenk tasarımları, esprili kişiliğiyle “renkli” sıfatını hak eden biri Tanju Babacan. Geçenlerde aradı, “Sana inanılmaz fotoğraflar göstereceğim” dedi. Son koleksiyonu için Tanzanya’da, profesyonel mankenlerle değil sıradan insanlarla, yani Masailer’le çekim yapmış. Sonuçta ortaya yalnızca nefis fotoğraflar değil, ilginç insan hikâyeleri de çıkmış. Benim favorim, zebra dışkısı temizleme işinden mankenliğe dikey geçiş yapan bu güzel Afrikalı kadın...


Hurafe koleksiyonu hayırlı olsun... Neden hurafe?

Bazı sıkıntılarım, dipte gezinmelerim vardı. Son yıllarda kendimi iyice dine verdikten sonra “Tanju acaba tesettürlü kıyafetler mi yapacak” dediler. Bense “kadını böyle kapatırım, şöyle kapatırım”dan ziyade “Bu duygularımı nasıl kusarım” dedim kendi kendime. En pis olanını tercih ettim; “Hurafelerim”. Hurafelerim çok sıkıntılıydı, hani böyle nazar boncuğu, karakedi boyutlarında değildi, tuvalete girerken Allah’ı kapının önünde bırakmalara kadar gitti. Sonra baktım ki Allah’a hiç de yakışmazmış hurafe. Tabii hurafe iki elbise yaparak bitmez. Ben hurafemi anlattığım zaman size komik gelir, siz anlattığınız zaman bana komik gelir. Ülke olarak anlattığımızda başka bir ülkeye de komik gelebilir. Ama bana iyi geldi. Sonra Tanzanya’dan, büyükelçiden teklif geldi. Hurafenin renkten dansa en diplerde olduğu yerlerden biri Afrika.


Güzel denk gelmiş...

Sırtımızda gamboçlar, direkt beyaz adam modundayız zaten! Televizyonda gördüğün gibi değil.


Kesinlikle değil. Afrika zor yer, çekim yaptığınız yerlere gitmiştim. Ama “Müslümanım” deyince hayat epey kolaylaşıyor.

Evet ama o misyonu yüklüyor sana. Beklentileri var çünkü. Zamanında çok üzmüşler onları.


Peki Türk mankenler mi daha kaprisli Masailer mi?

Bileydim bir tane Türk manken götürürdüm. Afrikalılar yan gelip yatmayı seviyor. Rahat insanlar... Manken mesela, gece bire kadar anlaştık. Daha öğlen olmadan suratını aşağı indirdi. Bundan sonra başka bir ülkeye gittiğimde yanımda mutlaka bir manken götürürüm. Oradan da takviye yaparım. Bir de anatomileri çok değişik. Benim burada sırtı açık yaptığım bir tuvaleti orada onlara giydirdiğimde çatal görünüyor. Ama hepsi inanılmaz fiziğe sahip. En güzelleri de Masailer’di.


"Ufacık HIV+ kızlar"

Dönünce neler oldu?

Dönünce biraz karaktersiz buldum ülkemi ya! Mimar Sinanlar döneminden bahsetmiyorum. Kadınımızın karakteri yok, erkeğimizin karakteri yok. Bir giyim karakterimiz yok. Mesela renklerin manaları çok farklı...


Kırmızıyı çok giyiyorlar...

Çok şekil adamlar, bayılıyorum. Masai kadına diyorum ki “Bir resim çekebilir miyim”... Para istiyor. Pazarlık orada inanılmaz keyifli. Bu arada bizim gitme amacımız yalnızca çekim değildi, orada kimsesiz çocuklar için bir bina yapılacak. Türk elçiliği taşın altına elini koymuş. Ufacık HIV+ kızlar... Çok üzüldük ama üzülürken dedim ki ülkemizde sanki yetimhane yetimkane geziyormuşuz gibi davranıyoruz. Biraz ilgili olmak zorundayız.


Zanzibar’ın kapıları

Gerçi hepsi senin, sorulmaz ama sordum gitti: Favori tasarımın hangisi?

Tabii ki “vav” döngüsü. Birçok şeyde kullanıldığını biliyordum ama giyimle ilgili farklı görüşler var. Ben bu harfi tenine kazıtanları da gördüm. “Vav” en bildiğim, en samimi bulduğum, en tanıdığım, belki çocukluğumdan beri gördüğüm çok özel bir şekil.


Zanzibar’ın meşhur kapılarında buldun mu o desenleri?

Zanzibar’da inanılmaz kapılar var, oymalı oymalı. Epey çekim yaptık. “Vav” ve “tı” desenli kıyafetleri özellikle orada görüntüledim.

"Vahşi güzelliğini hemen fark ettik"

Gelelim mankenlere... Masaileri kullandın...

Allah özenerek yaratmış gerçekten. Madem orada çekim yapacağım, manken de oralı olsun dedim. Çekimlerde amatör kadınları kullanmaya karar verdim. Mesela zebra dışkılarını temizleyen bir kız vardı, ama nasıl güzel! Ona en sevdiğim parçalardan biri olan kırmızı elbiseyi giydirdim.


Görür görmez “Budur” mu dedin?

Yerden bir şeyler alıp bir yerlere koyup oraları süpürmesinden, onun o vahşi güzelliğini hemen fark ettik. 12.5 liraya teklifimizi kabul etti.


Kültürel farklılıklar yüzünden bocaladın mı?

Türkçe anlaştım zaten, dillerini bilmiyorum. Zanzibar’dayız, yardımcım dedi ki “Tanju tesettürlü bir kadın geldi”... Baktım, gerçekten tesettürlü bir kadın var karşımda. Meğer sistem öyleymiş orada. Tak tak tak her şeyini çıkardı, kıyafetlerden birini giydi, karşımızda durdu. Yani oradaki, sopayla mahalli kapalılıkmış.


Röportaj: Nazenin Tokuşoğlu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.