Ne yaptı etti, bir dönemin ünlü “HamÇökelek”i Atilla Taş, yine gündeme bomba gibi oturdu. Daha önce hiç tanışmamıştımAtilla ile. Zamanında David Copperfield’e bir “şaka” yapmış, ünlü illüzyonistin bir numarasına eşlik etmek için sahneye çıkıp adamın sırrını açıklamıştı. Bana göre biraz “eşek şakasıydı” doğrusu... Bu nedenle kendisinin demuhabbetimiz sırasında söylediği gibi “bir soytarı” ile buluşacağımı sanıyordum. Ama konuşmaya başlayınca bütün düşüncelerimbir anda değişti. İçten, hatalarına sahip çıkabilen, kendini iyi analiz eden dobra bir genç adamvardı karşımda. Buyrun okuyun bakalımsiz de bana hak verecekmisiniz...


Antakyalılar “Çökelek kadar aklın vardı, o da küflü çıktı” der, bilir misin?

Ağabey bilmiyordumama öğrendim. Bedelini demaddimanevi ödedim.


“Ham Çökelek”ten 1.5milyon dolar kazanıp hepsini yediğin doğrumu?

Doğru ama pek “yemek” denmez ona.


Yuttun o zaman...

(Gülüyor...) Hemde nasıl! Büyük paralar kazandığımdoğru da, bir dönemgeldi uzun süre iş yapamadım. Şirketimle davalık olduk. Hazıra dağ mı dayanır? Eriyip gitti tabii... Barda pavyonda filan yemiş değilimyani kazandıklarımı.


Atilla yapma, o kadar para kolay kolay erirmi?

Eridi vallahi. 4 yıl hiç iş yapamadım, kenardaki parayı yedim. Sonra 2 sene Amerika’da New York FilmAcademy’ye devamettim. Bunlar bedava olmuyor...


“Babamı bile ham çökelek’le tanıdım”



“Piyango vurunca” akrabayı taallukat da çıkmıştır ortaya...

İnanırmısın ağabey, ben babamı bile “HamÇökelek” ilk çıktığında tanıdım. Baktımtren istasyonunda karşımda elinde çiçekle bir adam, “Baban” dediler...


“Benimde yakamda kırmızı karanfil vardı” de, tamTürk filmi olsun...

(Gülüyor...) Neyse, çevremdeki insanlara tabii ki yardımımoldu ama bütün parayı da akrabalara dağıtmadım.


Peki ya annen?

Annemher zaman yanımdaydı. HamÇökelek günlerinde biliyorsun başka bir “annem” daha çıktı ortaya.


Hoppala o ne demek şimdi?

Teyzenin biri “Ben Atilla’nın öz annesiyim” diye geliverdi bir gün.


Sen ne yaptın?

Allak bullak oldum, ne yapacağım... Kadın gerçekten oğlu olduğumu düşünüyormuş. O zaman “Atilla Taş reklamını yapıyor” dediler. Hembir kadının duygularını sömüreceğimhemde anamı üzeceğim... Böyle reklamolurmu yahu?


Neymiş teyzenin derdi peki?

Oğlu küçük yaştayken vefat etmiş. Elinde bebeklik resimleri vardı, görsen ikiz kardeşimkadar bana benziyor.


Senin bebeklik resimlerin yok muydu ki?

Olmaz olur mu? Doğduğumgün çekilenler bile var. Ama bu kadın “Seni küçükken Adana’ya götürdüler” falan diye hikâyeler anlatıyor. Bir de medya olayı iliğine kadar sömürdü. Annemle de arambozuldu tabii bu arada.


Niye? Sen inandınmı ki “Çinmalı” valideye?

Kadının söylediklerini dinleyince kimolsa şüphelenir ağabey. Anneme DNA testi yaptırmayı bile teklif etmiştim. Öyle bunaldımki sonunda kaçtımTürkiye’den.


“David Copperfield’in laneti”


Ben de bu konudan kaçıyorum... Yahu söylesene, dünyaca ünlü illüzyonist David Copperfield Türkiye’ye geliyor, Atilla Taş hangi akla hizmeten gidip sahnede adamın numarasının sırlarını ortaya döküyor?

İnan bu sorunun cevabını ben de hâlâ arıyorum. Ama başıma gelenlerin bir kısmı David Copperfield’ın laneti yüzünden olabilir.


Kemalettin Tuğcu’dan Stephen King romanına geçtik! O ne demek şimdi?

Benimbatıl inançlarımvardır.

Copperfield, sırrını açıklayınca “Atilla Taş sanatçıymış. Bu yaptıklarından sonra bir daha hiç hit parçası olmayacak” demiş. Yemin ederim12- 13 sene de hiç olmadı.


Vay be...

Bunlar çok özel adamlar. Yıllarca, “Bir gün Las Vegas’a gidip adamı bulup özür dileyeyim” diye düşündüm. Çünkü o şov hayatımın en önemli kırılma noktası oldu.


“Bir ara medya maymunu olmuştum”

Pişmansın yani yaptığına...

Hemde nasıl! O olayda kariyerim dibe vurdu zaten. Bir ara tam anlamıylamedyamaymunu olmuştum. Şöhreti yakaladımı, bir daha bırakmamak için her şeyi göze alıyor insan...


Aşktan da beter...

Aynen. Alıştığımilgiyi göremediğimgün çektiğimacıyı tarif etmemmümkün değil ağabey. Çok kötü bir şey, çok.


Var mı intikamduygusu beslediklerin?

Bu piyasada o kadar çok insana karşı küskünlüklerimvar ki... Şöhretken can ciğer olup kapımı aşındıranlar gün geldi bütün kapıları kapadı... Ama zaman öfkeyi dindiriyor. Artık “Umurumda değilsiniz” demek istiyorumsadece.


Biraz daha eğlenceli konulara geçelim. GangnamStyle dünyayı kasıp kavururken gittin şarkıya “YamyamStyle” diye cover yaptın. Telif ücreti ödedinmi bari?

Bu ticari bir şarkı değildi ki... Bir espriydi. Gangnam’ı daha Türkiye’de patlamadan 1-2 ay önce Youtube’da görmüştüm. Çok gırgırdı. “Hadi yapalım” dedik... Ama bu kadar tutunca, işi ticari olarak da düşünmeye başladım.


Ne yapmayı düşünüyorsun, aradın mı adamları?

Şarkının İngilizce sözlerini yazıp gönderdik. Ama kimse cevap vermiyor. PSY Baba tok anlaşılan! Zaten cevap gelse hemen şarkıya klip çekeceğim. Youtube’da 7milyon tık almış...


Şarkıcı değil de “saray soytarısı” oldumdiye üzüldüğün oluyormu?

İngilizce’de bizimişi yapanlara “Entertainer” diyorlar. Bunun tam karşılığı “eğlendirici”. Evet, sanatçı olarak bazen gerçekten soytarılık da yapıyoruz. Benimşarkılarım genellikle absürttür. Eğlenceli ve bayağıdır.


“Benimişimeğlendirmek” diyorsun.

Tabii...Mesela Serdar Ortaç’ın şarkılarını çok severimama bazı sözlerini hiç anlamam. Gece kulübünde sözler kimin umurunda ki zaten. Söylemesi kolay şarkılar, hepsi leblebi çekirdek gibi...


Millete leblebi yedirip çekirdek çitlettirmek tatmin ediyormu seni?

Etmiyor... Doğrusunu istersen zekâmın,mesleki birikimimin çok altında davranıyorum.


“Anasını satayımişi şaklabanlığa döktük” demiyormusun?

Kapasitesinin altında çalışan, 50 kilometre hızla giden bir Ferrari gibiyim.Maalesef insanların benden beklentisi bu. Önyargıları silmemçok zor.


E, kimin suçu bu?

Hep aptal rolü yaptığımiçin suç bende tabii...


Akıllı bir laf söylesen inanmazlar mı?

Yok ağabey, “Ezberleyip ezberleyip bize satıyorsun” diyorlar... Hatam, HamÇökelek’le doğan Atilla Taş “karikatürünü” devamettirmek oldu.


“Şöhreti hiçbir zaman hazmedemedim”


Ani şöhreti hazmedememiş olabilir misin?

Hemde nasıl! Hiçbir zaman hazmedemedim... Düşünsene 25 yaşına kadar 100 lirayı birarada görmemiş çocuğun elinemilyon dolarlar geçiyor. Herkes onu tanıyor, egosu tavan yapıyor. Her gün çuvalla hayranmektubu geliyor...


Ve gün geliyor postacı kapıyı değil iki, bir kere bile çalmıyor.

Postacıyı bırak ağabey, herkes peşimden koşarken sokakta “Adınız neydi” diye soranlarla karşılaşmanın psikolojisini düşünsene. Bir de işin ekonomik boyutu var tabii. Altımdaki otomobil gitmiş... Otobüse, dolmuşa binemezsin. Binsenmilletin gözü üstünde. Allah kimseyi düşürmesin böyle durumlara.


Röportaj: İzzet Çapa

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.