Ölmeden Önce Dinlemeniz Gereken 1001 Albüm’ün yeni versiyonu çıktı. Dünya müziğine yön veren, çığır açan albümlerin 100’e yakın eleştirmen tarafından kronolojik sırayla tanıtıldığı kitap, 1950’lerden başlayıp 2000’lere kadar geliyor.


Geçmişi, özellikle de yakın tarihin belirli dönemlerini hatırlamanın en şaşmaz yolunun çoğu zaman fotoğraflar, kitaplar ve filmler olduğu düşünülür. Oysa başka ve bence çok daha sağlam yollar da var; mesela şarkılar, müzik albümleri... Böylece diyelim ki Pink Floyd’un 1979 yapımı The Wall albümü dünyanın dört bir yanında yaşayanlar için 1970’lerin sonu ve 80’lerin başına dair en sağlam referanslardan biri olabilir.


Sonradan yönetmen Alan Parker tarafından sinemaya da uyarlanan TheWall, tarzı ve üslubuyla 30 küsur yıl sonra bile tazeliğini, özgünlüğünü korumasının yanı sıra içerik bakımından da üretildiği yıllara dair çok şey söylemeye devam eder.


Büyük müzik albümleri hiçbir zaman sadece birer müzik albümü değildir, dilimize yeni kelimeler katar, saçımızın şeklini hatta giydiğimiz kıyafetleri değiştirir, günlük hayatımızın akışı içinde küçük de olsa belirli farklılıklar yaratırlar...


Bu girizgâhın sebebi, Robert Dimery’nin ilk kez 2005’te yayınladığı ve belirli aralıklarla sürekli olarak revize edilerek yeniden yayınlanan 1001 Albums YouMust Hear Before You Die, yani Ölmeden Önce Dinlemeniz Gereken 1001 Albüm’ün bizde de çıkması. 50’ler, 60’lar, 70’ler, 80’ler, 90’lar ve 2000’ler olmak üzere altı bölüme ayrılan kitapta albümler okuyucuya kronolojik olarak sunuluyor. Dolayısıyla sizi ilgilendirmediğini düşündüğünüz dönemleri atlayabiliyorsunuz. Gerçi şahsen bunu pek tavsiye etmem, zira bu tip kitapların en şahane tarafı insana kestirme yoldan keşif yaptırabilmeleri. Zaten ünlü Rolling Stone Dergisi’nin yaratıcıs Michael Lydon kitaba yazdığı önsözde şöyle diyor: “Albümlerden oluşan bu harikulade galakside, hiç şüphem yok ki favorilerinizden düzinelercesini bulacaksınız.


Dileğim, sayfaları çevirdikçe, Ölmeden Önce Dinlemeniz Gereken 1001 Albüm adlı bu kitap olmasaydı hiç bilmeyeceğiniz daha düzinelerce yeni favori edinmeniz.”

Türkiye'de kimsede yok



Kapağında Blondie grubunun kült solisti Debbie Harry’nin bir illüstrasyonunun yer aldığı kitapta elbette çoğunlukla Batı dünyasından rock ve pop albümleri sunuluyor. Dünya müziği, blues, folk, hip hop, country, elektronik müzik ve caza da belli miktarda yer ayrılmış. Alternatif, punk ve progresif rock, thrashmetal, grunge ve grindcore gibi türler de mevcut. Klasik ve çağdaş senfonik müzikse, başka bir kitabın konusu olarak düşünüldüğü için olsa gerek, dışarıda tutulmuş.


En fazla adları geçen sanatçı ve gruplar, 7’şer albümle The Beatles, Bob Dylan, David Bowie ve Neil Young. Onları 6’şar albümle Elvis Costello ve Bruce Springsteen, The Byrds, Led Zeppelin, Radiohead, Sonic Youth, TomWaits ve TheWho izliyor. JoniMitchell, The Kinks, Leonard Cohen, Metallica,Miles Davis, Morrissey, Nick Cave and the Bad Seeds, Pink Floyd, R.E.M., Steely Dan, StevieWonder, Talking Heads ve U2’nunsa 4’er albümleri girmiş. Türkiye’den kimse yok. Anlaşılan müzik âleminde dikkat çekmek ve hatırlanmak için önümüzde daha upuzun bir yol var.


Sinatra’yla başlayıp Arcade Fire’la bitiyor



100’e yakın müzik eleştirmeninin katkılarıyla hazırlanan ve fotoğraflar, illüstrasyonlar, albüm kapakları ve unutulmaz alıntılarla zenginleştirilen Ölmeden Önce Dinlemeniz Gereken 1001 Albüm, Frank Sinatra’nın 1955 yapımı In the Wee Small Hours adlı albümüyle başlıyor. Albümün künyesi ve şarkı listesinin yanında, sıra dışı hikâyesi de anlatılıyor. 1950’lerin başında Sinatra’ya “işi çoktan bitmiş” bir şarkıcı olarak bakılıyormuş mesela. Çünkü plak sözleşmesi yapmak bir yana gece kulüplerinde bile sahneye çıkamaz haldeymiş.


Lakin Capital Records’un yeni yetenekler bölümünün başındaki Alan Livingston bu genç adamda hâlâ yeterince farkına varılamamış bir parıltı gördüğü için, tüm riskleri göze alarak onunla bir sözleşme imzalamış. Sonuç, çağının öncülerinden kabul edilen bu albüm olmuş. Kitapta tanıtılan son albümse, folklorik rock yapan Arcade Fire’ın 2010 yapımı The Suburbs’ü.


Haber: Gülenay Börekçi

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.