İngiltere’de The Skyscanner tarafından bin çalışan arasında yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, katılımcıların yüzde 25’inden fazlası istedikleri tatili yapabilmek için yalan söylemeye hazır olduğunu itiraf ediyor. Her dört çalışandan biri, patronuna henüz kesinleşmeyen izin tarihinin kesin olduğuna ve rezervasyonlarının yaptırıldığına dair yalan söylediğini kabul ediyor. Bin çalışanın yüzde 39’u, iş arkadaşlarından önce davranarak istedikleri izni kapmak için altı ay önceden bilet alıyor.




Katılımcıların yüzde 24’ü izin hakkı içinmutlaka taktik uygulamak zorunda kaldığını söylüyor. Bu oranın yüzde 12’si iş arkadaşlarına yalan söylüyor, yüzde 7’lik bir dilimhasta olduğunu söyleyerek tatil yapıyor. Yüzde 4’ü sahte bir ailevi aciliyet uyduruyor. Araştırmanın en uçuk yalanı ise kuşkusuz balayı. İş arkadaşlarıyla aynı tarihe talip oldukları için balayına gittiğini söyleyerek izin aldığını doğrulayan yüzde 1’lik bir dilimbulunuyor. Bu yalanları yüzde 5’le cenaze ve ev kazaları gibi farklı yalanlar izliyor. Uzmanlar bu durumun firmaların çalışanlarına aynı anda izin vermekten kaçınmalarının bir sonucu olduğunu söylüyor.




İzin kullanmak çok önemli bir ihtiyaç!


Yoğun tempolarda yıl boyu çalışarak hak ettikleri izinleri istedikleri tarihlerde kullanabilmek, çalışan motivasyonu açısından büyük önemtaşıyor. Davranış Bilimleri Enstitüsü yöneticilerinden Psikolog Ayşegül Horozoğlu Enkavi, izin yapmanın ruh sağlığı için temel bir ihtiyaç olduğunu önemle dile getiriyor. Batı Hukuk Bürosu Avukatlarından Püren Kunt, kanunun yıllık ücretli izin hakkı ile ilgili düzenlemeler getirdiğini dile getiriyor ve şunları aktarıyor: “Yeni Borçlar Kanunu, İş Kanunu ve Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği’ndeki bazı düzenlemeleri değiştiriyor. İş Kanunu izin hakkının tarafların anlaşmasıyla, bir bölümü 10 günden aşağı olmamak üzere en çok üçe bölünebileceğini düzenliyor. Ayrıca Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği’nde işverenin, işçinin izin için istediği izin kullanma tarihlerine bağlı olmadığına hükmederken, yeni Borçlar Kanunu işverenin izin tarihlerini işçinin istekleri göz önüne alınarak belirleyeceğini söylüyor.”




Cumartesi hala iş günü!


Çalışanların tatillerini diledikleri gibi bölememeleri de bir başka büyük sorun ancak uzman psikologlar bu konuda 10 günden aşağı tatil bölünmelerinin verimsiz olduğuna dair uyarıyor. Özellikle uzak yerlere gidilecekse 10 günün altında kullanılan izinler dinlenme anlamında etkili olmuyor. Tavsiye edilen, 10 günlük bir iznin ardından kalan süreyi küçük dilimlere bölmeyi tercih etmek. Cumartesi halen işgünü olarak sayılıyor, dolayısıyla işveren herhangi bir inisiyatif kullanmadığı takdirde perşembe ve cuma günleri izin alan çalışan üç gün izin kullanmış oluyor.




Adaletli olmak gerekiyor!


Serap Gökmen, “Burada önemli olan insan kayrılmaması, departman yöneticisinin objektif bakabilmesi ve çalışan bir önceki sene istediği tarihte izne çıkamadı ise sonraki sene istediği tarihte çıkabilmesidir” diyor.




Çalışanlar neler yapmalı?


Oxygen Consultancy Genel Müdürü Tolga Bilgin’e göre, izin tarihlerinin planlaması kışın yapılmalı, “Son ana kalırsa aynı tarihlerin talep edilmesi sorununu yaşarız. Bu durumda birden çok şeye bakmak lazım. İş yoğunluğu, daha önce kullanılan izinler, bekâr ya da evli olunması, kıdem gibi. Arkadaşlarının ya da kendilerinin birtakım mecburiyetleri varsa, olabildiğince erken arkadaşlarıyla ve yöneticileriyle paylaşmaları sıkıntıları önleyecektir.” İzne çıkamayan çalışan nasıl motive edilir? İzne çıkma kriterleri önceden belirlenir ve bu kurallar herkes için uygulanırsa motivasyon da düşmüyor. Bir çalışana yapılan bir uygulamanın diğerine yapılmaması, çalışanlar arasında ayrımcılık olarak algılanıyor. Son dakikada çalışana istediği tarihte izne çıkamayacağını söylemek, çalışanın bütün planlarını bozacağından motivasyonunu en olumsuz etkileyecek durumların başında geliyor. Çalışana istediği tarihte izin verilemeyecekse bunun sebebinin açıklanması gerekiyor.




Toplu izin alternative olabilir!


Bazı sektörlerde uygulanan bir ay ya da 15 gün sürelik toplu izinler, izin tarihi sorununu ortadan kaldırdığı için olumlu bulunuyor. Toplu izinlerde operasyonel maliyetler azalıyor. Çalışanlar önceden tatillerini kesin şekilde planlayabildikleri için daha uygun fiyatlarda bir tatil yapabiliyor. Aynı zamanda şirket içi bakım ve düzenlemelerin rahatlıkla yapılması sağlanıyor ancak SmartPeople Genel Müdürü Hülya Çağlar’a göre, toplu tatilin de dezavantajları yok değil.


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.