“Kadın yaradılışı itibariyle üretmeye, geliştirmeye yatkın, yetenekli bir varlık. Yeter ki engellenmesin ve daha çok fırsat verilsin. Kadının topluma, bu ülkenin geleceğine olan katkısı yadsınamaz. Kadınlarımızın, özellikle üreten kadınlarımızın kıymetinin bilinmesini ve desteklenmesi istiyorum.”
Bu sözler, İstanbul’da yoğun bir iş hayatı içindeyken, emekliliğe dair planlar kuran ve Sapanca’ya yerleşmeyi planlayıp oradan bir ev aldıktan sonra emekli olmayı beklemeden istifa edip Sapanca’ya yerleşen Derya Türker’e ait.
4,5 yıl önce yaşamını Sapanca’da sürdürmeye başlayan, hobi olarak deri tasarımıyla ilgilenen Türker, altı ay önce butik konseptte bir dükkân açmış. Meze ve şarküteri ürünleri satan dükkânıyla -Derya Hanım’ın ifadesiyle “çok şık mağazası” ile- evinde üretim yapan ancak ürünlerini pazarlayacak ortam bulamayan kadınlara vitrin olmak istediğini söylüyor.
Derya Türker, şarküteri mağazasını 6 ay önce açtı.
Yöre kadınını kalkındıran, kadın emeğine önem veren Derya Türker, sorularıma şu yanıtları verdi:
Mint Appetizer'in sıradan bir yer olmadığını biliyorum. Çünkü siz burada müşterilerinize sunduğunuz meze ve şarküteri ürünlerini, yörenizde üretim yapan kadın üreticilerden sağlıyorsunuz. Burası onların vitrini gibi, diyorsunuz. Biraz anlatır mısınız? Yöredeki üretici kadınları ve onların ürünlerini bu dükkânda nasıl topladınız? Kartepe Kadıneli Üretim ve İşletme Kooperatifi'nin katkılarından söz eder misiniz?
Evet, amacım evde üreten kadınlara vitrin olmaktı. Madem deri atölyemi buraya taşımadım, o halde yine bir şekilde kadın üreticilerle beraber hareket etmeliydim. Onlara imkân yaratmalıydım. Bu fikirle yola çıkarak mağazada satılabilecek ama kadınlar tarafından üretilen ürünlere ulaşmaya çalıştım. Ve çok ciddi bir potansiyel olduğunu gördüm. O kadar çok evinde, atölyesinde, imalathanesinde, kimi kendi imkanlarıyla, kimi KOSGEB desteği ile üretim yapan kadın üretici var ki... Reçellerimin bir kısmı Milkella (Vildan Güngör), bir kısmı Şeker Hanım Çiftliği’nin (Dilek Şeker) ürünleri. Ballar Salda Balı, Salda’da arıcılık yapan bir anne-kız tarafından toplanıyor. Peynirler Koçulu Peynircilik (Canan Koçulu), keza yöresel peynirler olan Abaza ve Çerkez peynirleri, Sakarya Kayalar’da yaşayan kadınlar tarafından üretiliyor.
Mezelerin büyük bir kısmını ben yapıyorum, ama benim yetemediğim yerde Kartepe Kadıneli Kooperatifi (KARKAD) beni tamamlıyor.
KARKAD, çok genç bir kooperatif, 14 kadın girişimci tarafından kuruldu. Tarhanadan kesme makarnaya, reçel çeşitlerinden kahvaltılık soslara çok çeşitli paketli ürünleri var. Yerel yönetimin de desteği ile çok hızlı bir ivmeyle büyüyor, gelişiyor. Beraber büyüyoruz. Bu kadınlar bir harika, benim en güçlü çözüm ortağım onlar.
Mezelerin çoğunu Derya Hanım kendisi yapıyor, ama yetişemediği noktada en büyük destekçisi Kartepe Kadıneli Kooperatifi (KADKAD).
“Yeni mağazalar olsun istiyorum”
Sapanca'da bir meze dükkânı olarak planlarınız neler? Hedeflerinizi belirtmek ister misiniz? Yüzde 100 kadın emeğiyle üretilen ürünler satan, meze ve şarküteri evi olmak, diyebilir miyim?
Bu kadar çok kadın üretici olmasına rağmen hala bazı ürünlerde erkek egemen kulvarlar var. Ben istiyorum ki bu ürünleri de üreten kadınlar olsun. Kadın üreticilerin ülkemizde geldiği yeri ve aldığı desteği görünce eksik kaldığımız kulvarlarda da kadınları göreceğimize inanıyorum. Ve ben de mağazamda daha fazla kadın üretici ürünleri sergilemek istiyorum. Bu fikrin daha fazla kabul görüp diğer kadınları teşvik etmesini ve yeni yeni kadın üretici ürünleri sunan mağazalar olmasını çok istiyorum.
Derya Hanım, kavanozdaki mayasını sağlıklı ekmek yapmayı seven kişilerle paylaşmak istiyor.
Kendi ekşi mayasını yaptı, adını ‘Taşrakızı’ koydu
Öğrendiğime göre, şarküterinizde ekşi maya satışına da başlayacakmışsınız... Anlatır mısınız, neden? 4 yıllık kendi mayanızın yanı sıra İtalyan bir ailenin 150 yıllık ekşi mayasını da satacakmışsınız. Maya satışları ne zaman başlayacak?
Bildiğiniz üzere ekşi maya ile yapılan ekmekler çok daha sağlıklı. Keza evde yapılan ekmekler de katkı maddeli olmadığı için daha çok tercih ediliyor. Hele bir de uzun süreli ve soğuk fermente edilmiş ekmek yapıyorsanız, değmeyin keyfine.
Malum bu pandemi sürecinde evlerde kapalı kalınca her evden bir fırıncı çıktı. Herkes muhteşem ekmekler yapmaya başladı. Ama bu ekmekler genel olarak hazır maya ile yapıldı, yapılıyor. Fakat mayanız ne kadar eskiyse yaptığınız ekmeğin lezzeti o kadar artıyor.
Ben profesyonel iş hayatını bırakıp buraya taşındıktan sonra kendimi mutfakta rehabilite ettim. Mutfakta üretmek bana terapi oldu. Ve büyük oynadım. Kendi ekşi mayamı, 21 günde ürettim. Sonra ev koşullarında ekmek nasıl yapılır diye bir AR-GE süreci başlattım. Mayalama şekilleri, süreleri, pişirme taktikleri... Çok zaman ayırdım diyebilirim. O gün ürettiğim maya şu an 4,5 yaşında. Adı Taşrakızı.
Bunun yanı sıra bir kaç sene önce İstanbul’a bir yemek festivali için İtalya’dan gelen, 150 yıldır fırıncılık yapan bir ailenin son jenerasyon üyesi bir workshop yaptı ve katılımcılarına da ailesine ait 150 yaşındaki mayayı dağıttı. Bu kadar kıymetli bir ürünün kavanoz içinde kalması bana huzur vermiyor. Ekmek yapmayı, daha doğrusu sağlıklı ekmek yapmayı seven kişilerle bu mayayı paylaşmak ve çoğalmasını izlemek istiyorum.
“Bir STK çatısı oluşturmayı hedefliyorum”
Mint Appetizer'den başka bir girişim planlıyor musunuz? Anlatmak ister misiniz?
Tabii ki yapmak istediğim çok şey var. Ama bunlar hep kadınlarla el ele olsun istiyorum. Nasıl yol alacağını bilemeyen kadınlara ışık olmak, yol göstermek istiyorum. Bunun için oluşturulabilecek bir STK çatısı altında bu kadınlara destek olacak, onların gelişimine destek olacak, eğitim alabilecekleri bir teşkilat kurabilmeyi çok istiyorum.
YORUMLAR