Karaciğer metastazı nedir?

Karaciğer metastazı nasıl gerçekleşiyor?

Kanser başlangıçta birkaç hücreden başlıyor ve sonra da artıyor. Tümör giderek kendi damarlanmasını oluşturuyor. Kolaylıkla hastanın damar duvarını aşıp, kan kanalına ve uzak dokulara ulaşıyor. Bu duruma metastaz deniyor. Tümörler yayılmak için kanlanmanın yoğun olduğu yerleri tercih ediyor. Karaciğer de kanlanması çok yoğun bir bölge olduğundan tedavide çok önemli bir yeri bulunuyor. Meme, kalın barsak, yemek borusu, akciğer, melanom, pankreas ve mide kanserleri, karaciğere metastaz yapan hastalıkların başında geliyor. Kanserlerin ayrı bir evreleme sistemi bulunuyor. Bu sistem kabaca dört evreye ayrılıyor. Uzak bir yere metastaz yapan kanser, evre dört diye tanımlanıyor. Bu da hastadaki kür şansını büyük ölçüde düşürebiliyor.

Karaciğer metastazının belirtileri nelerdir?

İştahsızlık, ateş, sarılık, bulantı ve bazı ağrılar metastazın belirtileri arasında sayılıyor. Terleme ve kilo kaybı da zaman zaman belirtilere eşlik edebiliyor. Metastazın tüm karaciğere yayılması halinde organ fonksiyonları bozuluyor. Bu durum kan testleri ile ortaya çıkıyor.

Böbreküstü metastazının belirtileri arasında neler var?

Böbreküstü bezlerine metastaz sıklıkla meme, melanom, böbrek, tiroid ve kolon kanserlerinden oluyor. Genellikle belirti vermeyen bu metastazlarda bazen kilo kaybı ya da mide ağrısı gibi şikayetler ortaya çıkabiliyor.

Karaciğer ve böbreküstü metastazının tanı ve tedavisi nasıl yapılıyor?

Tanı tomografi, MR ve PET CT gibi görüntüleme yöntemleri ile konuluyor. Karaciğer metastazlarının tedavisinde cerrahi yöntem önemli bir yer tutuyor. Çünkü tümörün cerrahi yöntemle çıkarılmasıyla hastalığın tedavi şansı yükseliyor. Ancak, genellikle hastaların %80 - 90’ı cerrahi tedavi aşamasını geçmiş oluyor. Üstelik karaciğer, radyasyona en duyarlı organlardan biri olduğundan çok az düzeyde radyasyon verildiğinde dahi, fonksiyonları büyük ölçüde bozulabiliyor. Bu durum hastanın karaciğer yetmezliğinden yaşamını kaybetme riskini artırıyor. Ayrıca kemoembolizasyon ve radyofrekans adı verilen bir takım uygulamalar da bulunuyor. Ama bu yöntemler, damarlara yakınlık nedeniyle pek etkin olamıyor. Böbreküstü bezlerine metastazda ise temel tedavi olarak kemoterapi kullanılıyor. Ayrıca bu bezler cerrahiyle de çıkarılabiliyor. Ancak böbrek son derece duyarlı bir organ olduğundan çok düşük radyasyon oranlarında bile fonksiyonları etkilenebiliyor. Bu yüzden, klasik yöntemlerdeki bu tür sıkıntılar CyberKnife cihazı ile verilen tedaviyi daha da önemli hale getiriyor.

Karaciğer ve böbreküstü bezlerindeki metastazlarda CyberKnife tedavis

Teknolojideki gelişmeler, ileri evredeki kanser hastalıklarının tedavisinde başarıyı artırıyor. Kanser tedavisinde önemli bir yeri bulunan CyberKnife, özellikle hastalığın karaciğer ve böbreküstü bezlerine metastaz yaptığı evrede, hastalara daha uzun ve kaliteli bir yaşam vaat ediyor.

Tüm vücutta milimetreden daha hassas doğrulukta kanser tedavisi yapmak için tasarlanan robotik radyocerrahi sistemi CyberKnife, yüzlerce noktadan radyasyon vererek kanserli kütlenin küçülmesini, hatta tamamen yok olmasını sağlıyor. Böylece normal dokular aşırı dozda radyasyona maruz kalmıyor. Beyin tümörleri başta olmak üzere, tüm kanser türlerinde başarıyla kullanılan CyberKnife’dan hastalığın karaciğer ve böbreküstü bezlerine metastaz yaptığı evrede de yardım alınıyor. Kanserin genellikle dördüncü ve son evresinde gerçekleşen metastaz, hastalığın uzak organlara ulaşması anlamına geliyor. Bu dönemde gelen hastaları klasik yöntemlerle tedavi etmenin özellikle karaciğere ve böbreküstü bezlerine metastaz durumunda çok başarılı sonuçlar vermediği biliniyor.

Tedavide CyberKnife uygulamasının yeri nedir?

CyberKnife’ın en önemli özelliğini hastanın çevresinde çeşitli açılarda hareket edebilmesi oluşturuyor. 1200’ün üzerinde nokta bilgisayarın hafızasında belirlenmiş olduğundan, hastanın ayrıntılı biçimde MR görüntülemesi yapılıyor, tomografisi çekiliyor, gerekirse PET CT yapılıyor. Bunların hepsi üst üste çakıştırılarak, her kesitte tümör, yakındaki duyarlı organlar ve dokular tek tek işaretleniyor. Tümöre verilmek istenilen ve çevre dokularda aşılmaması gereken dozun bilgilerini cihaza yükledikten sonra planlama kısmına geçiliyor. Üç ya da dört alandan bir bölgeye ışın verildiği ya da 200 noktadan ışın gönderildiği düşünüldüğünde, yine birçok yerden ışın geçiriliyor. Ancak çevredeki dokuların alacağı doz çok daha aza iniyor. Ayrıca solunuma ya da barsak hareketlerine bağlı olarak oluşan organ hareketleri dikkate alınarak ışın veriliyor. Ayrıca hasta tedavi sırasında acı ya da ağrı hissetmiyor. Seans sayısı ise metastazın durumuna göre değişmekle birlikte, tek bir kütle için üç kez arka arkaya tedavi alınması yeterli oluyor.