“Bazen kadınlardan yoruluyorum.”

“Nelerinden yoruluyorsun?”

“Fazla talepkârlar.”

“Ne talep ediyorlar meselâ?”

“Sürekli beğenildiklerini duymak istiyorlar meselâ.”

“Sürekli derken?”

“Her buluşmada iltifat bekliyorlar.”

“Başka?”

“Kaprisliler.”

“Nasıl kaprisli?”

“Sabah arasan ‘Niye öğleden sonra aramadın?’ diyorlar. Öğleden sonra arasan, akşam aramadın diye yine suçlu sen oluyorsun.”

“Ha haha...”

“Niye gülüyorsun?”

“Bunlar senin yaşadığın sorunlar olamaz ki Bahadır...”

“Neden?”

“E sen günübirlikçisin oğlum. En uzun ilişkin üç ay!”

“...”


Çantasından çıkardığı pembe ruju sürüp küçük aynasında dudaklarına, yüzüne baktıktan sonra sürdürdü konuşmasını.

“Yine de cevap vereyim sana. Hiçbir şey tek taraflı değildir. Yorulmak istemiyorsan dön biraz kendine bak.”

“Zırt pırt arayamam ben kimseyi. İkide bir iltifat edemem.”

“Mademki geldin oturdun karşıma, aç kulaklarını dinle beni. Bir kadına onu beğendiğini günde bir kere söylesen, onu günde bir kere arasan yeter. Kadın, samimi bir çift laftan, temastan fazlasını beklemez. Ne zaman arıza çıkarır? Hiçbirini vermediğinde.

“İyi de beğenmesem niye onunla olayım, söylememe gerek var mı?”

“Ay geldim yetmiş yaşına, bir tane erkek görmedim farklı konuşan! Hepiniz aynısınız. Dönüp kendinize bakmazsınız. Kadınlardan duymak istediklerinizi onlar söylemeyince dayanamayıp sorarsınız.”

“Nasıl Aysel Teyze, anlamadım, ne sorarız?”

“İşte tam böyle. ‘Nasıl?’ ‘Nasıldı?’”

“...”

Memnun olmasa seninle olmaz. Sen niye soruyorsun? Demek ki onun senden memnun olduğunu duymaya ihtiyacın var. Ne kadar, nasıl, hangi jestlerle belli ederse etsin, söz duymak istersin. Dikkat et, ses demedim, söz.”

“...”

“Bak bugün benimle buluşmanın nedeni bile bu. Gururunu okşayacak şeyler söylememi istiyorsun.”

“...”


Bahadır’ın teyzesi, yıllarca içtiği sigaranın çatallaştırdığı sesiyle gürültülü gürültülü öksürdükten sonra devam etti.

“Oğlum sen çok yakışıklısın. Akıllısın. Ağzın iyi laf yapıyor. Anneni kahrından öldüren baban gibi bir sürü kadının aklını başından alacak bir karizmaya sahipsin. Hatan, bunun böyle devam edeceğini düşünmen. Kadınları açık havada sergilenen müze malları gibi görmen. Hepsi seyrine, emrine amade, bakıp seçeceksin, alıp götüreceksin. Sıkılana kadar oynayacaksın, sonra yollayacaksın. Bak otuzlarının sonuna kadar sahip oldukların işe yarar. Ama kırktan sonra makas daralır.”


Bu sözler üzerine Bahadır aniden telefonuna baktı. Sanki gelen mesajı okuyup cevap yazıyormuş gibi yaptı.

“Teyze benim birazdan çıkmam lazım.”

“Mesaj geldiği filan yok. Otur dinle beni. Yetmiş yıllık tecrübe konuşuyor. Ha haha... Faydalan.”

“Gerçekten, ofise geçmem lazım.”

Aysel Teyze bir hamleyle telefonu Bahadır’ın elinden kapıp baktı. Gözlerini kısıp kendinden uzaklaştırdığı ekranda gördüklerini mırıldanarak okudu.

“Kadının sabrını fazla zorlamayacaksın.”

“Kimin sabrını nasıl zorladın oğlum?”


Bahadır’ın da dün geceden beri düşündüğü buydu. Kadınlara nasıl davrandığının o kadar farkında değildi ki, üç aya kadar uzayan ilişkilerinde olanları hatırlayabilmek için hafızasını zorlaması gerekti.


6. bölüm 18 Mayıs 2018 Cuma hthayat.haberturk.com’da...


Diğer bölümler

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Teyzenin tecrubesinden yararlanmak gerek-:)
    CEVAPLA
  • Misafir Bu hikaye bana Tarık Akan ?Gülşen Bubikoğlu vw Adile Nasiti in bir filmoni hatirlatti kimbilir belki bahadirin basinada ayni seyler gelir
    CEVAPLA
  • Misafir Yine beni bağladınız teşekkürler gerçekten..ben bişey okurken o kadar kaptiriyorum ki kendimi okumaya ara verdiğimde aklım hep orda oluyo..mesela perili fatmayi merak ediyorum daha ???? şimdi de dedim bi bahadır im eksikti diye???????? zampara
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.