Lotus doğum nedir?

Bebeği plasentadan ayırmadan gerçekleşen doğumlara ‘lotus doğum’ adı verilir. Bebeği hamilelik boyunca besleyen organ olan plasenta, göbek kordonu ile bebeğe bağlıdır ve genellikle doğumun hemen ardından bu göbek kordonu kesilerek bebek plasentadan ayrılır. Bebek dünyaya geldikten sonra plasenta da rahimden ayrılarak dışarı çıkar. Lotus doğumda ise bebek, göbek kordonu kendiliğinden kuruyup düşene kadar yaklaşık 3 ila 10 gün kadar plasentaya bağlı kalır.

Lotus doğum nasıl ortaya çıktı?

1970’li yıllarda San Fransisco’da yaşayan bir şifacı olan Claire Lotus Day, hamileliği sürecinde çeşitli araştırmalar yaparken, ünlü primatolog Jane Goodall’ın şempanzelerle ilgili gözlemlerine denk geldi. Anne şempanzelerin doğumdan sonra bebeklerini plasentaya bağlı halde bıraktıklarını ve kordonu kesmediklerini fark eden Claire Lotus Day, Yeni Zelanda ve Bali gibi ülkelerde bebek ve plasenta ile ilgili uygulanan çeşitli ritüelleri de ele aldıktan sonra Batı dünyasında Lotus Doğum gerçekleştiren ilk kadın olarak anılmaya başlandı. Bu pratiğin duyulmasından sonra lotus doğum fikrini duyan ve benimseyen birçok anne ve doğum profesyoneli de, bu yöntemin tüm dünyada yaygınlaşmasına önayak oldu.

Lotus doğum nasıl olur?

Bebek doğduğunda her şey yolundaysa, bir süre annesinin kucağında dinlendirilir. Bu sırada göbek kordonu, hala rahimde olan plasentaya bağlıdır.

Bir süre sonra hafif kasılmalar devam ederken plasentanın doğal yollarla doğması beklenir.

Plasenta da dışarı çıktıktan sonra genişçe bir kaseye konulur.

Bu sırada plasentadan bebeğe kan akışı göbek kordonu yoluyla devam etmektedir. Plasentaya herhangi bir müdahalede bulunmadan önce bu kan akışının tamamen durması beklenir. Kordonun rengi solduğunda kan akışının tamamlandığı anlaşılabilir.

Doğumdan birkaç saat sonra plasenta suyla yıkanır ve tamamen kuruması beklenir. Kuruduktan sonra temiz bir havluya sarılarak, göbek kordonu kuruyup düşene kadar bebeğin yanında saklanır. Bazıları plasentayı tuzla kaplayıp havluyu her gün değiştirmeyi, hatta lavanta yağı veya bazı bitkiler kullanarak plasentanın çürümesini geciktirmeyi uygun görürler.

Plasenta kuru kaldığı sürece bebeğinizi göbek bağı düşmeden yıkamanızda bir sakınca yoktur.

Lotus doğum zararlı olabilir mi?

Lotus doğum pratiği hala çok yeni, 70’li yıllarda konuşulmaya başlanmış olsa da 2000’lerin başında yaygınlaşmaya başladığı söylenebilir. Bu süreçte hala faydaları veya zararları üzerine yapılmış yeterli bilimsel çalışma bulunmuyor. Ancak geçtiğimiz aylarda İngiliz Kraliyet Obstetri ve Jinekoloji Koleji’nden (RCOG) uzmanların yaptığı açıklamada, lotus doğum uygulamasındaki enfeksiyon riskine dikkat çekildi.

RCOG’dan yapılan açıklamada plasentanın kanlı canlı bir doku olduğu ancak doğumdan sonra kan atımı durunca ölü bir dokuya dönüştüğü ve enfeksiyon oluşturma riski taşıdığı söylendi. Kolejin görüşüne göre, lotus doğum tercih eden ailelerin enfeksiyon işaretlerine karşı bebeklerini dikkatlice gözlemlemeleri ve düzenli olarak muayene ettirmeleri gerekiyor.

Lotus doğumun faydaları nelerdir?

Bebek, plasentadan gelecek olan tüm kanı sonuna kadar aldığı için ihtiyacı olan tüm besinler ve kök hücrelerle yeterince beslenebilir.

Doğumla alakalı her şeyin bir anda kesilip atılması yerine bebeğin ‘yenidoğan’ olduğunun her an hatırlanması anneye daha yavaş, daha pozitif bir lohusa süreci için yardımcı olur.

Anne ve bebeğin bağlanma süreci daha yumuşak olabilir. Anneler daha uzun süre bebekleri ile kaldıklarında lohusalık sendromları ile daha kolay baş edebilirler.

Bebekler daha sabit kalırlar ve hala plasentaya bağlı oldukları için, daha az hareket ettirilirler, bu da daha güvende hissetmelerine yardımcı olur.

Doğumdan sonra kordonu hemen kesilmeyen bebeklerin daha sakin ve huzurlu oldukları gözlemlenmiştir.

Bebeğin eşi, yaşamın kaynağı

Bebeğin eşi olarak bilinen plasenta, 9 ay boyunca anne karnındaki bebeğe eşlik ediyor, onu besleyip büyütüyor...

Hollandalı doğum fotoğrafçısı Marry Fermont, çektiği plasenta fotoğraflarıyla bu mucize organa dikkat çekiyor.

9 ay boyunca annenin karnında bebekle birlikte büyüyen ve bebeği besleyen plasentanın görmezden gelinmesinin anlamsız olduğunu söyleyen Fermont, "Birçoğu tıpkı Yaşam Ağacı'na benziyor ve bence bu büyüleyici bir şey" diyor.