Yıllardır çok severek okuduğumuz bir kitap; SU BİRİKİNTİSİNE BASmaMANIN DOKUZ YOLU. Susanna Isern’ün kaleme aldığı ve Maria Giron’un resimlediği kitap, KVA Çocuk aracılığıyla okurlarıyla buluşmuştu.

‘‘Fırtına dindi. Dışarıda tatlı bir serinlik var ve hava muhteşem. Yeni giysilerin, pırıl pırıl ayakkabıların ve bembeyaz çoraplarınla dolaşmaya çıkmak için harika bir an. Sokaktaki su birikintileri sana kesinlikle engel olamaz.’’

Kahramanımız; kanguru sıçrayışı, pergel tekniği ve Sen Bernard’ın sırtına binmek gibi farklı yollarla su birikintilerine basmamanın yollarını ararken; yolun tamamını kaplayan bir su birikintisinin içine düşer ve ağlamaya başlar. Tam o an da; az ileride bir su birikintisinin içinde; kahkahalar atan, şarkı söyleyen ve neşeyle zıplayan komşusunu görür…

‘‘Bazen sorunlar olduğundan büyük ve karmaşık, doğurdukları sonuçlarsa katlanılmaz görünebilir. Problem çözme ve gerçeği görüp kabullenme üzerine ÇILGIN bir kitap…’’

…

Ankara’da, Nisan ve Mayıs ayları bir hayli yağmurlu geçince; biz de her fırsatta soluğu, su birikintilerinin yanında aldık.

Çünkü su birikintisi; oyunun en iyi hallerinden birisi, mutluluğun ta kendisidir. Su birikintilerinde oynayan çocukları izlerken; çok mutlu olurum. Çocukların haklarına kavuştuklarını görebilmenin mutluluğudur bu, en çok da. Oyun oynama, kirlenme ve ıslanma hakkı!

Bir çocuk ve bir su birikintisi… Zaman, akıp gider. Bazen kâğıttan bir gemide eşlik edebilir size.

Bir su birikintisine basmanın yollarını aramak ve bulmak; çocuklar için kurgulanan; yapay ve yapılandırılmış dünyanın dışına adım atmanın da en iyi yollarından birisidir.