Bazı analistlerin, çiftlerin neden çocuk sahibi olmamaları ya da çocuk yapmayı erteledikleri konusunda birkaç açıklamaları olsa da, gözden kaçırdıkları etken şu: Maddi yükler, doğum yerine doğum kontrolünü seçmek için yeterince iyi bir sebep.


50'li yıllardan sonra, kadınların, kendilerini istenmeyen hamileliklerden korumak adına daha fazla seçenekleri oldu; daha fazla doğum kontrol, beraberinde daha az bebeği getirdi. Ve böylelikle kadınların kariyerlerine odaklanabilecekleri fırsatlar arttı ve aile kurmayı erteleyen kadın sayısında artış görüldü.


Şunu da düşünmek gerekiyor: Bir çift, bir çocuk yapmaya karar verdiği an, hemen ikinci çocuk için baskı görmeye başlıyor – ki ilk çocuk kardeş ‘eksikliği’ çekmesin. İnsanlar, maddi açıdan, tüm bu çılgınlığı nasıl karşılayabilirler ki?



Yaklaşık 30 yıldır yapılan araştırmalar, çocuk sahibi olma ile ilişkilendirilen finansal yükün ve stresin ilişkileri genelde gerginleştirdiğini gösteriyor. Çiftlerin boşanma ihtimalini düşürüyor olması, şaşırtıcı; ancak bunun sebebi muhtemelen ebeveynlerin, çocukların iyiliği için birlikte kalmalarına dair gördükleri baskı.


İnsanlar, ağır borçlar, düşük maaşlı işler, imkânsız görülen ev fiyatları ve astronomik miktarlarda ev kiraları ile boğuşuyor. Böyle bir ortamda çocuk sahibi olmak, son derece göz korkutucu. Çocuk sahibi olma kararında yaygın bir etken olmasa da, aslında iklim değişikliklerini de düşünmek gerekiyor. Dünya, petrol ve doğal gaz elde etme çabasında olduğu sürece, ekstrem hava koşulları gittikçe daha da kötüleşecek. Böyle bir dünyaya küçük bir insan getirmek ne kadar akıllıca?



Çocuk sahibi olmanın kötü bir fikir olduğunu işaret eden tüm bu tehlike çanları, geleneksel zihinler tarafından göz ardı edilmeye devam ediliyor. Sürekli çabalayan bir anneye, stres ve endişe ile patlamanın eşiğindeyken yaşamını nasıl sürdürdüğünü sorduğunuzda, aldığınız yaygın cevap, ‘Bir şekilde yapıyorsun’ oluyor. Ancak bazı insanlar, çok sayıda Y Kuşağı da dahil olmak üzere, ‘Bir şekilde’ yapmak istemiyor. Asla çocuk sahibi olmayacaklarını iddia etmiyorlar. Beraberinde getirdiği tüm mücadelelere rağmen yine de bu yolu seçenleri yargılamıyorlar da. Aksine bu ebeveynlerin ne kadar inanılmaz oldukları karşısında hayranlık duyuyorlar. Ancak anne ya da baba olmanın tüm akıl sağlıklarını ve maddi istikrarlıklarını yok etmeyeceğini hissedene dek çocuk sahibi olmayacaklarını söylüyorlar.


Evet, bir çocuk sahibi olmak, neredeyse sihirli bir şey. Ve evet, çoğumuzdan harika anne olur. Hiçbir şeyin, bir ebeveynin çocuklarına karşı duyduğu sevgi ile karşılaştırılamayacağını biliyoruz. Ancak bu durum, banka hesabımıza binlerce lira para koymuyor – ki bir yandan bir insan yetiştirmenin büyüsünü tecrübe ederken, bir yandan da onun için başarılı bir hayatın temellerini atabilelim.


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir çok şükür benim gibi düşünenler varmış.kendimi uzaylı gibi hissediyordum.etrafım sürekli çocuk yapan sonra da yaşadıkları sıkıntıları anlatan dertli insanlarla dolu.mantıkları devre dışı kalmış acınacak halde insanlar
    CEVAPLA
  • Misafir çok güzel bir haber. gerçekten.
    CEVAPLA
  • Misafir ne kadar haklı ve yerınde tespitler
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.