Amerikan Hastanesi Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nden Dr. Pınar Baksı Cebe, "20 Mart Dünya Ağız Sağlığı Günü”ne özel ağız hastalıkları hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.


Ağız hastalıkları, hemen hemen hepimizi ilgilendiren bir sorun. “2016 Küresel Hastalık Yükü Çalışması”na göre, dünya nüfusunun yarısı ( 3.58 milyar) ağız hastalıklarından mustarip, bunun 2.4 milyarını da diş çürüğü oluşturuyor. 65-74 yaşları arasındaki bireylerin 3’te birinin ağzında da hiç diş yok. Yine dünya genelinde, 486 milyon çocuğun süt dişi çürük. Bunlar önlenebilir ve bulaşıcı olmayan hastalıklar için endişe uyandıracak kadar yüksek sayılar. Ağız hastalıkları ağrı, rahatsızlık, şekil bozukluğu, sosyal iletişim problemleri, yüksek sağlık harcamaları, özgüven eksikliği gibi birçok soruna, hatta nadir olarak da can kaybına neden olabilir. Ekonomik ve hayati güçlükler, eğitim eksikliği, yanlış yerleşmiş inançlar, bakım alışkanlıklarının oturmaması gibi nedenler diş sorunlarıyla yaşamayı normalmiş gibi gösterebilir. Oysaki diş çürüğü ve dişeti iltihabının sebep olduğu diş kayıplarını önlemek mümkün. Diğer ağız hastalıklarına bağlı problemler de erken aşamalarda kolayca tedavi edilip bireylerin yaşam kalitesi artırılabilir.


Ağız sağlığı genel sıhhatin, refahın ve yaşam kalitesinin çok önemli bir göstergesidir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ağız sağlığını, bireyin yeme-içmesini, konuşmasını, gülmesini, ruhsal veya sosyal açıdan iyi hissetmesini kısıtlayan diş çürüğünün, diş kaybının, dişeti hastalığının, ağız enfeksiyon veya yarasının, ağız veya boğaz tümörlerinin, kronik çene ve yüz ağrılarının veya herhangi bir hastalığının olmayışı olarak tanımlar. Görüldüğü gibi kapsamı çok geniş bir tanımlama çünkü sağlıklı olmayan bir ağız bireyin genel sağlığını olumsuz etkileyebileceği gibi, zamanla sosyal ilişkilerine, kendini algılama biçimine ve ruh sağlığına zarar verebilir. Normal koşullarda kolaylıkla tedavi edilebilecek bir diş çürüğü veya diş apsesi, sıradan bir günü çekilmez kılabilir. Kişiyi okula veya işe gitmekten alıkoyabilir, günlük planları aksatabilir, sabaha kadar uykusuz bir gece geçirmesine sebep olabilir. Bu haliyle baktığımızda tanımlamanın ne kadar yerinde olduğunu görüyoruz. Günümüzde sağlık kelimesini sadece bir bölge, uzuv veya bedenle sınırlı tutmak mümkün değil.


Yukarıdaki verilerin ve tanımlamaların olumsuzluğuna rağmen güzel bir haberimiz var: Sağlıklı bir ağız, sağlıklı bir yaşam adına eyleme geçmek için ne çok geç ne de çok erken. Hemen bugün kendinize daha sağlıklı bir adım atmak için söz vererek başlayabilirsiniz. Hâlihazırda birçok sorunla boğuşuyorsanız, doktorlarınızdan destek alıp durumu olumlu yönde değiştirmek için hamle yapabilirsiniz. Henüz dişleri sürmemiş veya hayata süt dişleriyle gülümseyen minik bireyler için de ebeveynleri koruyucu yöntemler hakkında diş hekimlerinden bilgi alabilirler. Ufak veya büyük, bilinçle atılmış her adımın uzun dönemde sağlıklı bir yaşam için artısı var.



Ağız hastalıklarından en yaygını: Diş çürüğü

Dünya genelinde en yaygın hastalık olarak kabul edilen diş çürüğüne ve dişeti iltihabına zemin hazırlayan, diş plağıdır. Haliyle bu hastalıkların önlenmesinde de birincil hedefimiz, plağın uzaklaştırılmasıdır. Plak dişler etrafında ve dişeti oluğunda biriken yapışkan bir tabakadır. Plağın içerisinde ana hatlarıyla yemek artıkları, bakteriler ve tükürük bulunur. Plağın zararının en temel belirleyicileri ise, plağın yaşı, yemek artıklarının içeriği ve hâkim bakterilerin hastalık yapma gücüdür. Günde iki kez diş fırçalayıp diş aralarını da bir kez diş ipiyle temizleyerek plağın olgunlaşmasını önleyebilirsiniz. Fırçalamayı unutur veya atlarsanız da hemen florürlü bir gargara ile ağzınızı çalkalamak faydalı olacaktır. Bakteriler, ortamda şeker yoksa diş çürüğüne sebep olan asitleri üretemezler. Bu nedenle, beslenmenizdeki kolay çözünür şeker miktarını asgariye indirmek, dişlerinizi çürükten korumaya yardımcı olur. Örnek olarak; meyve suyu meyvenin kendisine kıyasla daha yüksek oranda kolay çözünür şeker içerir. Bir meyveyi bütün halinde yemek tükürük akışını ve haliyle tükürüğün koruyucu etkisini artırır, lifli yapısı da çözünmeyi yavaşlatır. Bu bağlamda meyvenin kendisi suyuna oranla çürük açısından daha az zararlıdır. En riskli gıda grubu ise şekerle tatlandırılmış hazır içecek ve yiyeceklerdir. Özetle, günlük şeker miktarını en aza indirmek ve mümkünse şeker ihtiyacını daha doğal besinlerden karşılamak çürük riskini azaltacaktır. Günlük şeker miktarını kısıtlamakla sadece dişlerinizi korumakla kalmazsınız, genel sağlığınız için de önemli bir adım atmış olursunuz.


Doğduğumuz andan itibaren ağzımızda karmaşık bir bakteri dengesi (flora) vardır. Bizim beslenme ve bakım alışkanlıklarımıza göre floradaki hastalık yapıcı (patojen) bakteriler artar veya azalır. Daha dişler sürmeden başlayan bakım ve bilinçli beslenmeyle floranın iyi yönde şekillenmesini sağlayabiliriz. Bakteri dengesinin sağlığımız lehine kalması için diyetimizdeki lif açısından zengin sebze, meyve, tahıl, bakliyat türlerinin miktarını ve doğal gıda çeşitliliğini artırmamız gerekir. Bu tarz bir diyet sadece dişlerimize faydalı olmakla kalmayacak, genel sağlığımızı da olumlu etkileyecektir. Unutmayın, bedenimiz bir bütün halinde hareket eder.


Beslenme ve bakım alışkanlıklarıyla ilgili bir önemli konu da tütün ürünleri ve aşırı alkol tüketimidir. Bilindiği üzere, bu iki zararlı alışkanlık ağız kanserleri için en belirgin risk faktörleridir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, vakaların yüzde 90’ı bu iki zararlı alışkanlıkla direkt ilişkilidir. Bu veriden anlaşılan şudur; zararlı alışkanlıkları terk edip yerine daha aktif ve sağlıklı bir yaşam şekli oluşturmak ağız kanserleri görülme riskini büyük oranda düşürür. İnşa edilen olumlu alışkanlıklarla birlikte bedeniniz ve yaşamınız daha sağlıklı olacaktır.


Bilimsel açıdan etkisi kanıtlanmış en iyi tedavi yöntemi de korumaktır. Düzenli kontrollere giderek, plak ve tartar temizliği yaptırarak diş ve dişetlerinizin sağlıklı kalmasını sağlayabilirsiniz. Sık kontrollerin bir başka avantajı da, şayet bir problem gelişmişse, çok erken aşamada teşhis ve tedavi edilebilir. Güncel bilgi birikimi ve teknikler bize, iyi bakım, dengeli diyet ve koruyucu işlemlerle tamamen çürüksüz bir ağzın mümkün olduğunu, dişeti hastalıklarının önlenebildiğini, diğer hastalıkların da erken safhalarda teşhis edilebildiğini söylüyor. 20 Mart “Dünya Ağız Sağlığı Günü” için hazırlanmış bu bilgilendirme yazısını okuyarak zaten ilk adımı atmış bulunuyorsunuz. İkinci adımı da doktorunuza danışarak ve kendinize daha sağlıklı bir yaşam sözü vererek atabilirsiniz.


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.