Köy okullarının kapatılması ve yerel tohumun dramı

Yaklaşık 1,5 yıldır ailemle birlikte, yılın belli bir bölümünü Ankara’da bir köyde geçiriyoruz. Bu yıl tamamen yerleşmeyi planladığımız bu köyü, keşfetmek için yapmış olduğumuz bir gezinti esnasında dikkatimi çeken ilk şey; kapısına kilit vurulmuş olan köy okulu olmuştu. Şehirdeki okulların soğuk binalarına karşılık bu okul binası, mütevazı ve sıcak yapısıyla insanı kendisine çekiyordu.


Ben okul aşığı bir insan değilim. Ancak şöyle düşünüyorum; bazı koşullarda çocuklar için okula gitmek, gitmemekten yeğdir. Oğlum da şu an okula gitmiyor ancak ilerleyen süreçte olur da gitmek isterse; bir köy okuluna gitmesini isteyebilirim.


Peki, köy okulları neden kapatılmıştı? Sözde, kırsalda yaşayan öğrenciler için eğitimde fırsat eşitliği sağlamaya çalışmaktı amaç. Büyükşehir yasasıyla köyler bir gecede mahalle oldu. Mevcut öğrenci sayısı 10’dan az olan köy okulları kapatılarak, çocuklar günübirlik taşıma uygulamasıyla, belirlenen okullara nakledildi.


Köyden birkaç aileyle sohbetimiz esnasında; çocukları taşıyan servis aracının özellikle yoğun kar yağışının olduğu, zorlu hava koşullarında birkaç kez devrilme tehlikesi atlattığını öğrendim. Okula karşı hissettikleri yabancılık ise çocukların gözlerinden okunuyordu. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte, çoğu zaman kahvaltı bile yapamadan yola düşen çocuklar, okul sıralarında da açlık ve yorgunlukla mücadele ediyorlardı. Böyle hissettiğiniz bir ortamda nasıl kendinizi ifade edebilir, nasıl ilişki kurabilirsiniz ki? Köy okullarının kapatılarak, taşımalı eğitim uygulamasına geçilmesiyle; köydeki birçok aile de topraklarını terk ederek; şehre yerleşmişti.


Cem Seğmen, Özgürlüğün Rengi Mavidir adlı kitabında köy okullarının kapatılmasının nedenini: "Köylü olmaktan utandık da ondan" diye açıklıyor. Ve ekliyor: "…Arazileri terk eden köylü çocuklarını tarlada üretmeye ikna etmedik. Hatta gençlere "Biz yandık, biz parasızlıktan çok çektik, sizler sakın bizimle aynı kaderi paylaşmayın" diye öğütler verip, şehirlere göçü destekledik… Taşımalı eğitimi çile gören aileler, topraklarını bırakıp şehirlerdeki beton kulelere yerleşti. Tarım nüfusu yaşlanınca da küresel şirketlerin egemenliğine karşı duracak "deli kan" kalmadı. Kaleyi içerden fethetmeye kararlı küresel gıda şirketlerini ziyadesiyle sevindirecek bir durumdu bu. Köylü olmaktan utanan çiftçi ekmekten vazgeçip çocuklarını da tarladan çekince endüstriyel tohumlarla üretimin önünde hiçbir engel kalmamış oldu. Aile çiftçileri yok olurken üretim işi dev şirketlerin eline geçti. Bu trajedi ata tohumunun gözden düşmesiyle başladı işte. Türkiye’de sessizce büyük bir dram yaşanıyor."


Seğmen; dev sermayeli, çok uluslu şirketlerin tohum ve ilaç adı altında zehir ve gübreyle dünya çiftçilerini daha çok üretim vaadiyle kandırıp, kendine mahkûm hale getirdiğini ve bizim yerel tohumlarımızın yok edilişini hiç fark etmediğimizi belirtiyor. "Köylü sandığında sakladığı tohum yerine Amerikan tohumunu verimli diye kullandı. Ona bu tohumu satan firmanın sağladığı krediyle kasasını dolduran bankadan kredi çekti. O küresel dev tohum şirketinin ürettiği gübreyi de almak zorunda kaldı. Yetmedi. Gübreyi üreten o şirket Anadolu köylüsüne ilaç adı altında tarım zehrini de satmayı başardı. Köylü o acayip tohumla, gübreyle doldurduğu tarlasına ilacı bastı. Türünü bilmediği böcekler mahsulünü heder edince kazandığı bir avuç kârdan da oldu. Pes etti. Toprağını sattı. Şehirlere göçtü…"


Ata tohumunun ekilmesi yasak değil ama satışı yasak. Bu yasağa karşılık Türkiye’nin dört bir yanında, ata tohumunun yaşatılması ve yayılması için tohum takas şenlikleri düzenleniyor ve tarım kültürü yaşatılmaya çalışılıyor. Geleneksel tarımın en önemli kaynağı olan ata tohumlar ve bu tohumların dolaşım aracılığıyla varlığını sürdürebilmesi, yüzyıllardır var olan çok önemli bir çabadır. Tohum çeşitliliği de ancak biyolojik çeşitliliği kullanan ve koruyan küçük çiftçilerin desteklenmesi ile sağlanabilir.



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir harika????????
    CEVAPLA
  • Misafir Çok teşekkür ederim❤️
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.