Üç genç müzisyenin yollarının kesiştiği nokta "Galata Trio"

Galata Trio, üç genç müzisyenin İstanbul’da kesişen yollarının ve sanatlarını icra edebilme arzularının sonucu kurulan bir üçlü…


Eğitim ve kariyerlerinde saygın noktaya ulaşmış Selin Gürol (klarnet), Oswin Carruido (fagot) ve Kandemir Basmacıoğlu (piyano)'ndan oluşan Galata Trio'yu ve grup üyelerini biraz daha yakından tanımak ve siz değerli okuyucularımıza tanıtmak adına grubun klarnet sanatçısı Selin Gürol ile kısa bir söyleşi yaptık. Yeldeğirmeni Sanat’ta gerçekleşecek ilk konser ile seyircileriyle buluşacak “Galata Trio” kim olduklarını amaçlarını, hedeflerini ve yakında gerçekleşecek konserlerini anlattı.


Kısaca kendinizden ve grup üyelerinden bahseder misiniz?

Grubun klarnet sanatçısı ben, Selin Gürol İstanbul doğumluyum, eğitimime İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda başlayıp, lise eğitimini ise Bilkent Müzik Hazırlık Lisesi’nde tamamladım. Daha sonra yaklaşık 10 sene sürecek Avrupa’daki eğitimime Fransa’da Michel Lethiec’in lisans sınıfından mezun olarak başlayıp, akabinde Lozan Müzik Yüksek Okulu’nda yüksek lisansını tamamladım. İsviçre’de senede bir kişinin alındığı Zürih Opera’nın sınavını kazanarak “Orkestra Alanında Uzmanlık Yükseklisansı”na kabul edilip, Fabio Di Casola, Robert Pickup gibi klarnet sanatçılarıyla çalışmaya ve Zürih Opera’da iki sene boyunca çalmaya hak kazandım. Türkiye’ye döndükten sonra İDSO ve BSO ile solist olarak yer aldım. Halen İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda doktorama devam etmekteyim.


Grubumuzun fagot sanatçısı Oswin Carruido Venezuela doğumlu, müzik eğitimine 13 yaşında El Sistema ile başlayıp Simon Bolivar Konservatuarı’nda Omar Asconio’nun sınıfında devam etti. 2010 yılından itibaren Klaus Thunemann, Carlo Colombo, Laurent Lefevre, Stefano Canuti, Hennin Trog gibi fagot sanatçılarıyla masterclasslara katıldı. Akabinde (Selin Gürol gibi) İsviçre’de senede bir kişinin alındığı Zürih Opera’nın sınavını kazanarak “Orkestra Alanında Uzmanlık Yüksek lisansı”na kabul edilip, Matthiac Racz’ın sınıfına kabul edildi. 1. Venezuela Uluslararası Fagot Yarışması’nda birincilik ödülü sahibidir. Halen Barış için Müzik Vakfı’nda tahta üflemeli enstrümanlar “Bölüm Başkanı” olarak yer almaktadır.


Grubumuzun piyano sanatçısı Kandemir Basmacıoğlu, piyano hayatına 1995’te Kırgızistan’da başlayıp, Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde lisans ve yüksek lisans eğitimlerini onur dereceleri alarak tamamladı. Türkiye’nin yanı sıra, Almanya, İtalya, Ukrayna ve Bulgaristan’da, alanında önde gelen birçok usta isimle çalıştı. 2008 yılında Almanya’nın verdiği DAAD Sanatçı Bursu ile onurlandırıldı ve “Hochschule für Musik Köln” de yüksek eğitim görmeye başladı ve Almanya’daki eğitimini 2010 yılında tamamladı. Burada geçirdiği süre zarfında birçok solo ve oda müziği konseri vermesinin yanı sıra, çocuk korolarıyla da çalıştı. 2015 yılında Sanatta Yeterlik çalışmalarını Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda sonlandırdı. Doç. Kandemir Basmacıoğlu, 2010 yılından bu yana akademik kariyerini İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Piyano Bölümü’nde sürdürmektedir.


Galata Trio nasıl kuruldu anlatır mısınız?

İsviçre’de farklı yüksek lisans çeşitleri vardır. Oswin ve ben burada senede her enstrümandan sadece bir kişinin alındığı Zürih Opera’nın sınavını kazanıp Orkestra Alanında Uzmanlık Yüksek Lisansı’na bir Türk ve Venezuelalı olarak kabul edilmiştik. Dolasıyla hep beraberdik ve hep beraber çaldık. Ben hala İsviçre’de yaşarken Oswin bir gün İstanbul’da El Sistema olduğunu ve burada eğitmenlik yapmak için taşınacağını söylediğinde en çok ben şaşırmıştım sanırım. Ama bir yandan da tekrar görüşeceğimiz için sevinmiştim. Aradan 2 sene geçtikten sonra ben de İstanbul’a dönünce tekrar beraber çalmak istediğimiz için bir trio kurmaya karar verdik. Kandemir ülkemizin değerli piyano sanatçılarından ve kendisini Bilkent Üniversitesi’nden tanırım. O yüzden aklıma gelen ilk isim oldu ve Oswin de zaten onun adını duymuştu. Kendisiyle iletişime geçtiğimde hemen “evet” deyip bu işe sıcak bakınca biz de büyük bir mutlulukla çalışmalara başlamak için kolları sıvadık.

“Galata Trio”yu neden kurdunuz?

Yurt dışında oda müziğine inanılmaz bir rağbet var. Özellikle Avrupa’da Almanya, İtalya, İspanya gibi ülkelere baktığınız zaman neredeyse her köyde bir Oda Müziği Yarışması yapılıyor. Ancak bizim ülkemizde de çok değerli ve önemli gruplar olduğu gibi bir diğer yandan da çeşitliliğin az olması ve hep aynı enstrümanların sahnede yer alması gibi klişe sorunlar bulunmakta. Bu sebeple ortaya farklı bir şey koymak istedik ve daha önce elbette yapılmış fakat çok dile gelmemiş Klarnet, Fagot ve Piyano üçlüsünü bir araya getirdik.


Peki, bir hedefiniz var mı?

Açıkçası değişik bir üçlüyü ortaya koymak... Özellikle İstanbul’da uzun zamandır yaşayıp Türk ve yabancı birçok öğrenci yetiştiren Venezuelalı bir müzisyene de sahnede yer vermek, isteğimizde unutmamak lazım. Böylelikle hem gençlere de örnek olacağımızı düşünüyor, özellikle üçümüz de eğitmenlik ve akademik alanda kariyer yapan insanlar olduğumuz için bizim gibi sanatçıların böyle bir görev üstlendiğini düşünüyoruz. Ayrıca Türk bestecilerinin de bu Trio formatı için eser yazmalarını istiyoruz.

“Galata” ismi aklınıza nereden geldi?

Çok başka yerlerde tanışıp yolları tekrar İstanbul’da kesişmiş 3 müzisyen olarak İstanbul’un tarihi simgelerinden biri olan Galata, şehrin panoramasına sahip, asırlardır orada duran bir kule. Hazerfen Çelebi’nin uçmayı denediği kule. Değişik din, dil, mezheplerin görülmüş olduğu bir kule. Günümüze kadar değişiklik gösterse de konumu ve hakimiyeti hiç değişmedi. Bu sebeple yansıttığı karakterler bizi etkilediği için bu ismi düşündük.





Konserinize gelecek olan klasik müzikseverleri Yeldeğirmeni Sanat’ta neler bekliyor biraz bahseder misiniz?

Konserimizin açılışında Strauss’un İsviçre Montreux’de yazıp tamamlamış olduğu “Duett Concertino” adlı eserini seslendireceğiz. Besteci eseri fagot sanatçısı arkadaşı Hugo Burghauser için özel olarak besteliyor”. Eserin hikâyesinde klarnet “prenses”i anlatırken, fagotsa aslında prens olduğu sonradan anlaşılan “ayı”yı temsil ettiği masalsı bir tema işlenmiştir. Eserin birçok farklı enstrüman grubu için versiyonları olup Galata Trio piyanolu aranjmanı olarak kabul edilen versiyonunu seyircileri için seslendirecek.


İkinci eserimiz "Trio Pathétique", Rus folk melodileri teması taşıyan, Rus romanslarını yaratmak için opera oda müziğini çok iyi kullanan Mikhail Glinka tarafından bestelenmiştir. Eser esas olarak klarnet, fagot ve piyano için bestelenmiş olsa da Keman, Çello ve Piyano üçlüsüyle de çalınabilmektedir. Viyana klasiğinin Rus melodileriyle birleştiği bu trio eseri barındırdığı heyecan dolu notalar ile adeta bir film müziği edasıyla karşımıza çıkmaktadır.


Ve son eserimiz Goepfart’ın Triosu Türkiye’de çok fazla çalınmamış bir eseri… Besteci eseri akıcı bir yapıda bestelenmiş olup 2. bölümünde yavaş ve yumuşak tonlu melodilere yer vermiştir. Eserin son bölümü lirik bir formda olup ve dinleyiciyi büyüleyen bir yapıda parçanın ilerlediğini görürüz. Eser, tatlı melodileriyle konserin sonunda dinleyicilerine harika duygular bırakacaktır.


Galata Trio'nun müziğin evrensel dilini konuşacağı harika repertuvara sahip bu konserine mutlaka ama mutlaka gitmelisiniz derim. Bu gençlere hem destek olmak hem de keyifli bir konser gecesi yaşamak için yapmanız gereken tek şey sınırlı sayıda kalan biletlerden bir tane almak. Kaçırmayınız!


Bir sonraki konser yazıma kadar “Klasik müzikle kalın.”




YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.