Dünya Ana’ya ithafen “Yeşil Marş”
Ünlü keman virtüözü ve besteci Yury Revich son zamanlarda çok özel bir proje üzerinde çalışıyormuş. Yüksek çevre duyarlılığına sahip sanatçı 27 Haziran’da son çalışması Green Anthem - Yeşil Marş’ı YouTube ve dijital müzik platformları üzerinden dünyayla paylaştı.
Green Anthem (Yeşil Marş), Yury Revich’in Dünya Çevre Günü ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı'na adadığı bir bildirge niteliği taşıyan çok özel bir şarkı projesi. Yury bu şarkıyı ve beraberindeki projeyi Dünya Ana'nın çocukları olarak gezegenimize, doğaya ve insanlığa adadığı ifade ediyor.
Müziği ve sözleri Yury tarafından yazılıp aranje edilen “Yeşil Marş”ın prodüksiyon ve miksajı Berlinli ünlü Dj ve prodüktör Randy Robot tarafından yapılmış.
Bu proje için dünyanın dört bir yanından her yaş, ırk, cinsiyet ve amatörden, profesyonele tam 90 sanatçının canlı çalıp söyledikleri kayıtlar kullanılarak bu çok anlamlı proje hayat geçirilmiş. Yury bu kaydı gerçekleştirebilmek için tüm sosyal medya hesapları üzerinden sanatçılara bu projeye katılmaları ve destek vermeleri için çağrıda bulunmuş. Çin’den Şili’ye kadar 90 sanatçının cevap vermesiyle hummalı bir çalışma başlamış. Ama ne yazık ki bu projeye Türkiye’den katılan hiç sanatçı olmamış ama keşke olsaymış…
Yury önderliğinde bir araya gelen sanatçılar tüm dünyaya tek bir mesaj vermek istemişler: "Müziğin dili ile iklim değişikliği için farkındalık yaratmak!"
Onlarca sanatçının gezegenimize olan sevgilerini ifade etmek ve farkındalık yaratmak adına müziğin evrensel dilini kullanarak bu mesajı vermelerini gerçekten çok dokunaklı olmuş. Tarlalarda, ormanlarda, bahçelerde, dağlarda, ve hatta apartmanlar gibi birçok farklı lokasyonda farklı kayıt kalitesinde yapılan canlı enstrüman kayıtlarını birleştirmek ve miksajını yapmak ekip için gerçekten hoş ama zorlayıcı bir çalışma olmuş. Ama aynı zamanda da çok farklı seslerin organik bir birliktelik içinde harmanlanması da ekibe heyecan verici bir süreç yaşatmış.
Bu benzersiz proje Birleşmiş Milletler Çevre Programı, 350.org, Pathway to Paris, Marcus Suiter ve katılan 90 müzisyenin katkı ve desteği sayesinde hayat bulmuş…
Dikkat çekici bu duyarlı çalışmayı Youtube'tan ve Apple Music'ten dinleyebilirsiniz.
Geçtiğimiz sene küresel ısınmaya, çevre kirliliğine ve geri dönüşümün önemine dikkat çeken Yury Revich, başta Avusturya olmak üzere tüm Avrupa’da büyük ses getiren “Melting World” (Eriyen Dünya) projesine de imza atmıştı.
“Melting World” (Eriyen Dünya) adını verdiği projesinde Beethoven'ın müziğinde hiç kullanmadığı taslaklar ve eskizlerinden yepyeni bir müzik parçası “Beethoven ReCycled” yarattı. Sanatçı bu parçası ile “Müzikte Geri Dönüşüm” temasında müzikal bir “Sürdürülebilirlik Manifestosu” ortaya koymuştu.
Bu sene ülkemizde de birçok sanat kurum ve kuruluşu ilk Yury’nin ortaya koyduğu farkındalık projesine benzer ve çok popüler olan “çevre duyarlılığı” temasıyla ülkemizde festival ve etkinlik düzenlemekteler. Ama Yury, 2021'den itibaren geçmişten bugüne düzenlediği tüm çevre etkinliklerini sürdürülebilir konser ve etkinliklere dönüştürmeyi planlıyor. Böylece sanatçı sadece bir seferlik bir tema olarak değil her daim çevre konusunda farkındalık projelerini sürekli kılamayı hedefliyor. Çünkü Yury Revich gemişten bugüne hayata geçirdiği birçok projesiyle insancıl ve çevre bilincine sahip olduğu defalarca ortaya koymuş bir sanatçı. Bu sürdürülebilir çevrecilik çalışmalarında UNICEF Avusturya her daim Yury’nin en yakın ortağı olmuş.
Yury tam anlamıyla tutkulu bir hayırsever, yardım projelerinin önde gelen bir savunucusu. Sosyal sorumluluk projesi platformu olarak kuruduğu “Friday Nights with Yury Revich” (Yury Revich ile Cuma Geceleri) ve “Dreamland with Yury Revich” (Yury Revich ile Düşler Ülkesi) Grammy ödüllü ve Oscar adayı Sumi Jo, Ute Lemper ve Paul Badur, Skoda gibi birçok uluslararası sanatçıyla UNICEF adına birçok farkındalık projesini 2017’den beri hayata geçirmekte.
Yury 2021'de ekibiyle birlikte Londra ve Viyana'da çevresel sorunlara dair bir farkındalık yaratmak adına dünyanın ilk “İklim Gece Hayatı Deneyimini” projesini de başlattı. Umarım ülkemizde bu çok önem taşıyan çevre konusu sadece bir etkinlik teması olmanın ötesine geçer ve bu temayı kullanan kurum ve kuruluşlarda bu konuyu sürdürülebilir etkinlerler her daim gündemde tutarlar.
Temmuz ayında başlayacak konserlerde görüşmek dileğiyle. Bir sonraki yazıma kadar sağlıkla ve müzikle kalınız…
YORUMLAR