Evren hangimizi sallayıp sarsmadı ki!

Şu Susan Miller hayatımızı mı gözetliyor ne! Kadın neredeyse adım adım yaşadıklarımızı, yaşayabileceklerimizi, kısacası çok şey biliyor.

Geçen ay bana “öncelikle bir engelle karşılaşabilirsiniz fakat endişelenmeyin; evren bazı şeylerin yerini değiştirmek için önce sallayıp sarsmak zorunda.

Bazen daha iyisine yer açmak için mevcut işinizden ayrılmanız gerekebilir. Merak etmeyin, gidişatınız ileriye doğru” uyarısını yapmıştı.

Hayatını kontrollü yaşama konusunda özel bir çaba içinde olan ben Susan Miller’in bu yorumuna gülüp geçmiştim. Evren gerçekten beni şöyle bir salladı, sarstı. Ne olduğunu bile anlamadım. Ama bu durumum sadece 24 saat sürdü. Tekrar tevekkül duygusuna sığındım, kendime hızla geldim, içim rahatladı. Ama yaşadığım hayal kırıklığının tortusunu unutmam diye düşünüyorum.

İnsan hayatında çeşitli listeler yapar. Bu listelerden biri dost, arkadaşlarla ilgilidir. Mesela “ihanet edeceği kesin olanlar”, “ihanet etme potansiyeli olanlar” ve ‘asla ve kata ihanet etmeyecek olanlar” gibi…

İşte o son gruba giren ve asla ‘ihanet’ kelimesini yan yana getirmeyeceğiniz biri sizi hiç beklemediğiniz bir anda sırtınızdan vurursa ne olur?

Kimileri önce ‘ben nerede hata yaptım?’ sorusunu sorup kendini sorgular.

Kimileri de yaşanılan olayı hak etmediğine inanıp, sırtında açılan yaraları sarmaya çalışır.

Ne yazık ki yalan söyleyen, arkadan vuran, menfaatlerine sınır koyamayan, alçak gönüllülük nedir bilmeyenlerle çevrili bir dünyada yaşıyoruz.

Bu dünyanın bir parçası olarak bu kötü örneklerden kendimizi soyutlamamız mümkün olmuyor. Yalan söylendiğine şahit oluyor, dost dediklerimizin ihanetini görüyor, acımasızlıklar karşısında şaşırıyoruz.

Hepimiz etrafımızda karakter sahibi insanlar olsun istiyoruz. Çünkü dönüp dolaşan kötülükten bir gün nasiplenmekten korkuyoruz.

Keşke karakterli insan olmanın bir formülü olsa, o formül sayesinde hayatlarımızdaki ‘karaktersizleri’ birer birer çıkarsak…

Aslında düşününce karakterli olmanın çok basit bir denklemi olduğunu söyleyebiliriz. Öncelikle insani değerlere sahip olmalı.

Popüler kültürün öğretemediklerini öğrenmek, adalet bilincine sahip olmak, kendi haklarını gözetirken, karşısındakinin haklarını ve nerede durması gerektiğini bilmek de lazım.

Empatiyi unuttuğumu sanmayın. Empati yapmak zihni, gönlü, gözü açıyor, hayata bakışı değiştiriyor.

Verilen sözleri tutmak da çok önemli… Doğruları savunmak, menfaatlere sınır koymayı bilmek, sunulan rüşveti reddetmek , ‘satın alınacak’ adamlar olmamak gerekir.

Mertlik, merhametlilik, mütevazılık, başkalarının canını yakmama, vicdanlılık, karakterli insanın diğer özellikleri arasında yer alıyor.

Liste uzun değil mi? Uymak zor mu? Değil aslında… Eminim bu listedeki özelliklere sahip milyonlarca insan var.

Bazen çark dönerken bir dişli atıyor. Sırtınızdaki yaraya işte o atan dişli neden oluyor.