Başımız sağ olsun, hırs mevta oldu!

Kızımın ‘Senin en büyük eksiğin ne biliyor musun?’ diye başlayan cümlesinin sonu nasıl gelecek diye merak ettim. ‘Neymiş benim eksiğim?’ diye soruya soruyla karşılık verdim. ‘Hırs’ dedi. Önce anlamadım. Arkadaşlarının annelerine baktığında bendeki en önemli eksik hırsmış…


Hırs eksikliğim yüzünden kızım istediği başarıya ulaşamıyormuş… Hiç karşılık vermedim. Bu kafası karışık Z kuşağının ergeniyle ne tartışacağım?


Sevgili kızımın anlattığına göre milletin annesi çocuklarına bol bol gaz veriyormuş. Ama öyle boş gaz değil, aba altından sopa gösterilen gazlardan… Yani ‘eğer şu kadar test çözmezsen bilgisayar yasak’ ya da ‘dershaneyi asarsan arkadaşlarınla sinemayı unut, sana tatil yok!’ diyorlarmış… Herkesin ortak hedefi SBS’de full çekmek… Bizimkiler gelecek yıl sınava girecek… Yani aslında bu yıl, geçen yıl olduğu gibi gevşek gevşek devam edebiliriz.


Gece kafamı yastığa koyunca düşündüm; Gerçekten bizim kız haklıydı… Ben de hırs yok, çocuğu gazlama yok, tehdit yok, neden yapamadın gibi sorgulamalar yok… Peki, neden?


Yanıtı basit; Çoktandır, elimde olmayan nedenlerin yol açtığı olaylara üzülmeyi, insanları, olayları değiştirmeye çalışmayı bıraktım. Buna bazıları tevekkül, bazıları da olgunlaşma diyor. Ben tevekkül sözünün hayatımdaki anlamı daha çok karşıladığına inanıyorum. Olayları biraz kendi haline bırakmak hayatımı kolaylaştırdı, huzur katsayımı artırdı.


Bakın, Amerika’da yapılan bir araştırma, sürekli olarak büyük hedefler koyup, bu hedefleri kovalayanların çoğunlukla mutsuz olduğunu ortaya koydu. Dahası bu tür bir ruha sahip insanların bedenleri yorucu ve sağlıksız tempoya dayanamayarak daha erken ölüyormuş.





Etrafınıza bir bakın… Hayatını hedef tahtasını nişan alır gibi yaşayanların halini düşünün. Onların cilt rengine, gözlerine, hareketlerine dikkat edin. Siz konuşurken gözleri ölü balıkların gözleri gibi donuk, yüz mimikleri botokslular gibi ifadesiz, ciltleri yeşilimsi bir renktedir. Çünkü mutsuzlar…


Bunu ben değil, Amerikalı bilim adamlarının Oxford, Harvard ve Yale gibi elit üniversitelerde mezun olan 717 kişi üzerinde yaptıkları araştırmanın sonuçları söylüyor.


Hırslı olmak demek, sürekli olarak stres altında olmak demek… Adamlar gevşemeye korktukları için gerilmiş davul gibi etrafta dolaşıyorlar.





Ellerindekilerle yetinmedikleri, her zaman daha iyisini ve mükemmeli istedikleri, kendi performanslarından tatmin olamadıkları için ruhları ve bedenleri hastalanıyor. Ölüm onları erken buluyor.


Şimdi, Allah aşkına söyleyin; Ben ne yapayım? Benim kızın kapasitesinin ne olduğunu, performansını, motivasyonunun ne kadar sürdüğünü biliyorum. Bizimkinden çıkacak elbise belli… Elimde bu veriler varken, etrafta kamçıyla dolaşıp ‘daha başarılı ol, daha çok test çöz’ demenin ne manası var?



Birbirimizi kandırmayalım değil mi? Görünen köy kılavuz istemeyince, ben de olayı ‘tevekküle’ bağladım. Hırs bizim için mevta oldu. Kısacası, ben rahat, kız rahat… Oh hayat ne rahat…


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.