Uyku sorunları

"Anne korkuyorum" beni yatakta yalnız bırakma!


-Uykuya dalmakta sorun yaşıyorum

-Karanlıkta yatakta kendi başıma kalamıyorum

-Korku ile uyanarak yeniden uykuya dönemiyorum

-Gece uyanmaları kabus ve karanlık korkusuna dönüştü


Yukarıda okuduklarınız birer uyku sorunu değil, bağlanma sorunu diyerek yazıma başlıyorum. Bağlanma sorununun çeşidine göre çocuk "anne elimi tut, bana dokun, arkanı dönme" gibi fiziksel kontak isteyebileceği gibi, bunların hiç biri olmayıp kendi başına yatabilir görünürken, aşırı uyarılmış bir sinir sistemi ile bağırsak, mide ve solunum sistemi rahatsızlıkları gösterebilir.


Bebeğin/çocuğun gece ağlamaları ebeveynin kendi geçmişindeki kendi ebeveynleri ile olan ayrılık tecrübelerini tetikleyerek onu tamamen çaresiz bir duygusal yere götürebilir. Bebeğinin gece ağlamaları ile kendi geçmiş travmaları ortaya çıkan ebeveyn, kendi sinir sisteminin aşırı uyarılması ile bebeği için duygusal olarak mevcut olamadığı gibi sarsma, bağırma gibi istem dışı bir takım davranışlarda bulunabilir.


Bağlanma sorununu anlamak için önce sağlıklı bağlanmanın ne olduğunu açıklamak gerekiyor. Bağlanma konusu kendi başına kocaman bir yazı konusu. O yüzden ben burada sağlıklı bağlanmanın sinir sistemindeki görünümüne değineceğim.



"Kıyamam ben güzel kızıma"



Sağlıklı bağlanan bir sistemde ebeveyn bebeğinin/çocuğunun sinir sistemindeki uyarılma hallerini aşağı çekebilir, bir diğer değişle bebeğin stresini sünger gibi kendi içine alarak düzenleyebilir. Ve bunu anlamlandırarak çocuğa geri yansıtabilir. "Kıyamam ben güzel kızıma, kendini kötü hissediyorsun. Anne burada" sözleri ile ebeveyn kendi sinir sisteminin bu rahat halini çocuğunun aşırı uyarılmış halini dengelemede kullanır. Çünkü bebeğin sinir sistemi stresi aşağı çekecek bir mekanizmaya sahip değildir. Bunu ebeveynden ödünç alır. Ebeveynin bebeğin stres hallerinin her yükselmesinde ona destek olması ile bebek bu sistemi zamanla kendinde yaratır.


Eğer ebeveyn bebeğin ağlaması, susması gibi çeşitli hallerde ona uyumlanamaz ise bebek kendi için bir hayatta kalma, bir korunma mekanizması oluşturacaktır. Çünkü sistem çok fazla uyarılmış halde kalamaz. Bebek ebeveyn tarafından kimi zaman uyumlanma alıyor, kimi zaman alamıyor ise bunun ne zaman olduğunu hiç bilemeyeceği için ilişkiye bağımlı olur. Bir olayda "Gel sarıl anneye, canın mı acıdı" diyen anne, başka bir zaman "yeter artık dayanamıyorum" diye bağırarak bebeğin sinir sisteminin uyarılmış halini daha da uyarıyorsa bebek/çocuk anneden ayrılmada sorun yaşayacaktır. Çünkü kendi içinde bu birbirine hiç benzemeyen iki farklı tecrübeden tutarlı bir iç model yaratamaz.


Diğer yandan ebeveyn bebeğin hiçbir haline uyumlanamıyor ise bebek burada fiziksel kontak istemeyecek ancak sinir sisteminin uyarılmış hallerini kendi başına aşağı çekecek olgun bir sistemi olmadığı için donma, duygulardan kopma ya da çeşitli disosyatif bozukluklar gösterecektir. Bu bağlanma şeklinde ebeveyn çocukla ilişkisinde çocuğun duygularını kimi zaman görmezden gelir, kimi zaman küçümser.


Bu kısa özetten sonra gece uykularını incelemeye devam edelim. Bağlanma davranışlarını gece uyku için ayrılma halleri tetikler. İlişkiye bağımlı olan sistemde bebek/çocuk ebeveynden ayrılamaz, sık uyanır, kabuslar fazladır. Bunlar bağlanma sistemindeki aşırı uyarılmanın sonucudur. Hiç uyumlanamayan sistemde ise ebeveyni ağlayarak çağırma davranışları göstermez çocuk; ancak baş ağrısı, kusma gibi sorunlar görülebilir. Bunları ebeveyn anlamaz, yorumlamaz ve yardımcı olmaz ise bu bedensel semptomlar kronikleşebilir.



Çocuğu ağlatarak uyumaya zorlamak!



Sağlıklı sistemde bebek; ister ebeveynin yanında, ister başka odada yatsın, her ağladığında onun yükselen uyarılma hallerini düzenlemek için ebeveyn yanında olur. Ve sağlıklı sistemin oluşmasında bebek/çocuk daha uzun fiziksel kontağa ihtiyaç duyacağından sık uyanmalar olacaktır. Sandığımızın tersine uyumlanmayan sistemde bebek daha uzun uyur. Çünkü ebeveynin yanında olmamasını tolere edebilmek için sistem kendini kapar.


Eğer gündüz anne bebek ilişkisi, uyumlanan bir hal gösteriyor ancak çeşitli sebeplerden gece sorun yaşanıyorsa, bebek gündüz anneye daha bağımlı gözükebilir. Bu da uyku için gece ayrılmalarını güçleştirecektir.


Anne bebek beraber uyuduğunda uyku ritimleri uyumlanır. Ancak farklı odalarda uyumayı tercih ederse aile, bebeğin gece uyku halleri çok hassas bir şekilde ele alınır. Her ağladığında sinir sisteminin uyarılma hallerini aşağı çekmeye yardımcı olmak için ebeveyn yatağa giderek bebeği rahatlatır. Eğer ağlama ve uyarılma çok yüksek ise ebeveyn bebeği kucağına alarak yakın fiziksel kontakta bulunur.


Anne bebekten ayrıldığında kendi psikosomatik uyarılması harekete geçiyor ve ancak onu kendi yatağına alarak kendi bağlanma sistemini rahatlatıyorsa ya da gece kendi ayrılık travmalarından ötürü ağlayan bebeğine kendini bağırırken buluyorsa; bunlar hep çocukta uyku problemlerine dönüşecektir. Pek çok ebeveynin kendi bağlanma problemleri ve ayrılma ile ilgili sorunlarından dolayı; çocuğun mu ebeveyne, yoksa ebeveynin mi çocuğa bağımlı olduğunu anlamak zor olabiliyor.


Evet; yazının sonuna geldik. Ve siz belki de şu ana dek uyku ile ilgili yaşadığınız sorunlara hiç bu pencereden bakmadınız. Ancak sizi merak ettiren bir yere getirdiyse bu yazı, şimdi sizden eşiniz ya da yakın bir arkadaşınızla oturup kendi geçmiş uyku halleriniz, ebeveyninizden ayrılma ile ilgili ilk hatırladığınız anılarınız ve bebeğinizin doğumundan beri gece uykuları sırasında yaşadığınız iç tecrübelerinizi konuşmanızı isteyeceğim. Buradaki farkındalıklarınız bundan sonraki sürecinizde size rehberlik edecektir.


Bugün 5 yaşındaki oğlunuz elinizi tutmadan uyuyamıyorsa onu ağlatarak kendi odasında uyumaya zorlamak bağlanma problemini daha da arttırmaktan başka bir işe yaramayacak. Oysa ebeveyn olarak ben bu soruna nasıl katkıda bulunduğumu fark eder ve kendi sinir sistemimdeki bu farkındalığımla çalışırsam, işte bu değişim oğlumun sistemine destek olacaktır. Eğer çocuğumun sistemini olgunlaşmadan hazır olmadığı bir yere zorlar isem bu sefer oluşacak başka sorunlarla yüzleşmek zorunda kalabilirim.


Einstein'ın söylediği gibi barış zor kullanarak değil ancak anlayışla sağlanabilir.


Sevgiyle kalın.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir bu güzel yazı için teşekkürler. ebeveynlerin çocuklarına anneciğim ya da babacığım diye seslenmesinin bu tanımladığınız ebeveyn mi çocuğa yoksa çocuk mu ebeveyne bağımlı karışıyor söylemine destek olduğunu düşünüyor musunuz?
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.