2025'in ilk yazısı
Canım Kardeşim,
İki bin yirmi beş yılının ilk yazısıyla karşındayım. Açıkçası masaya oturduğumda ne yazacağımı tam netleştirmemiştim. Neye ihtiyacımız varsa içimden o çıksın istiyordum. Yavaş yavaş ellerim klavye üstünde oynamaya başladıkça içimdeki huzursuzluğun kaynağını buldum. Ve istedim ki sen de benimle buraya temas et ve eğer içinde herhangi bir karmaşa varsa sen de netleşebil! Net ol ki bu yılki yaşam deneyimin bambaşka olsun. Kendi mucizeni yaratabilecek bir güç uyansın içinde. Bunu ikimiz için de diliyorum. Hatta tüm kardeşlerimiz için en büyük dileğim, kendi mucizelerini yaratabildikleri bir yıl…
Ne demek istiyorum?
Her zamanki gibi gizemli bir giriş oldu farkındayım. Aslında kaç zamandır geride bıraktığımız yılın öğretileriyle boğuşuyor, aydınlandıkça da kendi deneyimimi buradan senin analizine sunuyorum. Hatırlarsan biz geçtiğimiz yıl bolca seçimlerden bahsettik. Bilinçli bir yaşamın, özgür iradeyle yapılmış seçimlerden oluştuğunu anlatmaya çalıştım sana sevgili kardeşim. Hatta kendim “yepyeni bir versiyonumla alandayım” dedim. Bunların hepsini sana değişim ve dönüşümün esas olduğunu, insanın hayatında, yeri geldikçe bilinçli radikal seçimler yapması gerekliliğini vurgulayarak yaptım. İstedim ki hayatının kontrolünü eline al!
İşte bugün de içimden çıkan huzursuzluk şu soruyla buluşturdu beni ve ben de sana sormak istedim:
Hala birileri ve bir şeyler yaşamımı kontrol mü ediyor yoksa ben özgür irademle aldığım kararlar için kendi aksiyonlarımı mı yürütüyorum?
Çok çok önemli bir iç doğrulamadır bu. Cevaplaması da kolay olmayabilir ve hatta cevabı bizi tam olarak mutlu da etmeyebilir. Üç boyutlu dünyamızın yaşam sistemi, kontrol odaklı olduğu için büyük oranda kontrol ediliyoruz, kabul etmek lazım. Ama buna rağmen her eşsiz AN ’da bir özgür seçim alanı da olduğunu görmek gerek. Örneğin ekran karşısında uyuşup tembelleşmeyi ve zihninin programlanmasına izin vermeyi mi seçiyorsun yoksa kendi seçtiğin içerikler hakkında bilgilenmek için okumak ve araştırma yapmakla mı meşgulsün? Ya da tüm gün yayılıp hazır gıdalarla günü geçirmeyi mi planladın yoksa çarşıya pazara gidip tazecik sebze, meyveler alarak kendine ve ailene mis gibi yemekler mi yapmayı seçiyorsun? Ya peki seni merkezinden çıkaran olay ve ilişkiler dramında kalarak kendine ağlanmayı ve öfkelenmeyi mi seçiyorsun ya da o cehennemden çıkıp kendi ilgi alanlarındaki insanlarla bir arada olmayı mı?
Görüyorsun ya günlük hayatın içinden verdiğim bu basit yaşam seçimleri bile kişisel devrimler yaptıracak cinsten senaryolar. Ve inan ki kardeşim çoğu zaman bu seçim hakkına sahipsin ama o kadar çok kurban bilincinde kalmaya alıştırılmış bir toplumda büyüdün ki hikâyenin kahramanının kendin olduğunu bile fark edemiyorsun.
Bu yüzden bu yılın ilk günlerinden itibaren sana ve kendime hatırlatmalarda bulunmak istiyorum. Bu hayat bizim eşsiz ve macera dolu masalımız. Lütfen ona sahip çık! Artık daha fazla şikâyet duymak istemiyorum senden.
Ne kadar güçlü olduğunu hatırlasana!
Hatırlamakta zorlanıyor musun? Hadi yapma lütfen! Hayatında en az bir kez çok zor bir durumla karşı karşıya kalıp onun içinden tamamen kendi iradenle çıktığın bir durum olmuştur. Lütfen onu hatırla ve bir kâğıda yaz. Yazarken de şu sorularımı cevapla lütfen.
- Nasıl bir zor durumda kaldın? Bu durumun içinden nasıl çıktın?
- Bunu yaparken yardımcıların neler ya da kimlerdi?
- Kendi iç kaynaklarını kullanma konusunda nasıl bir cesaret örneği gösterdin?
- İhtiyacın olduğunda bu güçlü alana tekrar nasıl ulaşırsın?
Bunları cevaplarsan şayet kendini çok daha güçlü hissedeceksin kardeşim. Kendini tanımaya yaklaşan her ruh, tekâmül yolunda bir yolcudur ve biz yolcular yolda birbirimizin elinden tutar, yaralarını sararız. Biliyorsun. Kaç defa yanındaydım, sen kaç defa bana destek oldun varlığınla. Sen olmasan ben bu köşeyi yazmam bunu da biliyorsun. O halde aradığın cesareti benden al ve hayatını hep istediğin, sence olumlu olan o yönde değiştir artık. Bırakamam sandıklarını ardında bırak, yapamam dediklerini yapmak için istek duy ve kendine ihanet etmekten vazgeç!
Seni durmadan neden uyarıyorum?
Sevgili Kardeşim,
Ardımızda bıraktığımız iki bin yirmi dört yılı, ruhsal olarak dersleri alıp seçimler yaptığımız bir yıldı. İki bin yirmi beş ise ayrımların ve seçimlerin netleşerek kendi yolunu çizdiğin bir kutlu macera olacak. Yıllardır sezgilerimi bu köşeden okuyup akışla ne kadar paralel olduğumu fark ediyorsun. Bil ki kolektiften bana akan bu sezgi de aynı kanaldan. Bütünün en yüksek hayrını gözeten bir ruhun kardeşlerini koruma kollama isteğini en derininde hissedeceğini biliyor ve özgürce yazıyorum ben de. Çünkü biliyorsun ki ben de artık otantik özünü yüzde yüz kabul etmiş, yeteneklerini kardeşleriyle paylaşma konusunda istekli, hepimiz gibi görevli bir ruhum. Bunu söylemekten çekinmiyorum nihayet. Sen bil istiyorum. Kendi hakikatini kabul etmişlerle bir arada yolumuz ışıklı bir geleceğe…
Bırak gerekiyorsa başkaları seni yargılasın, “çok değişti” desinler, korkma! Sen özünde aynı ama artık kendi önceliklerini hayatına almış, sana zarar veren kişi ve olaylara karşı sınırlarını keskinleştirmiş yüksek bir ruhsun. Bunu senin bilmen yeter.
Kalbimden taşan tüm sevgimle
Kardeşin Nihan
YORUMLAR