Sevgili Kardeşim merhaba,
2025 ne kadar hızlı geçti değil mi? Bak bir yılın daha sonuna geldik. Bu yıl bu köşeden çok fazla yazıyla seslenememişim sana. Ortalamama baktım; nerdeyse iki ayda bir yazmışım bu köşede. Ama işte bu buzdağının görünen kısmı… Ben seni asla unutmadım. Sadece başka sorumluluklarım da vardı. Başka bir köşeden daha sesleniyorum yazdıklarımı okumak isteyenlere. Ayrıca güzel haber, ikinci romanım DENİZ’İN DEFTERİ’ni de bitirdim bu sene. Kendime web sitesi kurdum, tüm yazılarımı yükledim, ilgili mecralarına link vererek. Hayallerimi anlattım beni tanımak isteyenlere. KÖPRÜ PROJECT için yeni iş birlikleri kurup, tasarımı için teknik çalışmalar yaptım. Aile şirketimizde eski mesleğimle ilgili ciddi sorumluluklar üstlendim. Son altı aydır orada da bir proje yürütüyorum. Aynı zamanda da tam zamanlı annelik… Binlerce şükür olsun ki şikâyet etmeden sevgiyle çalışabiliyorum.
Bunları sana niye anlatıyorum?
"2025’in İlk Yazısı" adlı yazımı hatırlıyor musun? Az önce masa başına oturmadan onu okudum. Birlikte nasıl niyetler koymuşuz ona baktım. Yine bir iç muhasebeyle uğraştım anlayacağın. Şimdiyse yapabildiklerim ve yapamadıklarımla baş başayım kendi içimde. Bir de sen işte…Karşımdasın. Sesini duymak istiyorum. Dert ortağım, yol arkadaşım… Sen de yap bu muhasebeyi istiyorum. Çok şey mi istiyorum senden canım kardeşim?
2025 yılının bu son yazısında birlikte bakalım yılbaşında niyet edip yapabildiklerimize, yapamadıklarımıza… Nelerin bizim için olduğunu, nelerin bizim için olmadığını anlayalım artık.
Sorumluluk zamanı
Ardımızda bıraktığımız yıl da bir önceki kadar hızla geçerken, insanlığın yüzü de pek gülmedi malum. Bu durum bir çoklarımızı umutsuz, karamsar ve pasif hale getiriyor biliyorum. Yine de ben vazgeçmiyorum mücadeleden görüyorsun. İçten gelen bir görev bilinci olmasa bu kadar dayanabilir miydim bilmiyorum. Yaradan’a yeminim, kendime inancım var çok şükür. Yaşadıkça üretmeye, faydalı olabilmeye, ilahi akıştan geleni sezebilmeye niyetliyim ben.
Sene başında da naçizane seni uyarırken sevgili kardeşim aynı hislerle yazıyordum. Değişmen, dönüşmen gerektiğini görerek, hissederek… Kulak verdin mi bu uyarıya? Hayatında neler dönüştü çok merak ediyorum. Sakın bana “hala aynı döngülerde yuvarlanıyorum, çıkamadım bu kör karanlık kuyulardan” deme! Üzülürüm. Yine de umut vermeye devam ederim yılmadan ama sen de benim cesaretimi, motivasyonumu kırma artık! Biraz sorumluluk al!
Daha önce hayatının sorumluluğunu ele almamışsan bu sana başlarda ağır gelebilir, zor olabilir ama bir kez niyet edersen yolların açılacak. Yaradan bizden eylem bekler, ibadet bekler. İbadet sadece şekli tanımlanmış ritüeller dizisi değildir bunu sen de biliyorsun. Kalpten yapılan her bir iyiliğin karşılığı var bu evrende. Rızkını da şansını da etkileyen kişisel kısmetin, çabana bağlı. Bu yazılı olmayan ama sana her kaynaktan söylenen bir kural, bunu biliyorsun. Hem de en derininde. Ben de yazdım defalarca. Duy bu sesi lütfen!
Ve belki de duymuşsundur beni ve belki de birçok şeyi dönüştürmüşsündür hayatında…
İşte o zaman kutlama zamanı sevgili kardeşim!
Eğer hayatının sorumluluğunu kabul eden, temiz niyetlerle, zararsızlık ilkesini düstur edinerek hareket edenlerden isen hoş geldin CAN KARDEŞİM, HOŞ GELDİN! Çok seviliyorsun çünkü nihayet kendini sevmeyi öğrendin. Şimdi kardeşlerini daha çok sevecek, hepimiz için daha iyi bir dünya düşleyeceksin. Ortak Rüya’yı görenlerden isen de yollarımız daha çok kesişecek. Ben seni her yol ayrımında bekliyor, kişisel hızına saygı duyup kalpten kucaklıyorum. Kendi kusurlarımı kabul edip sevebildiğim gibi tüm kardeşlerimi de bu anlayışla seviyorum. Senin de beni yapabildiklerimle kabul edip yapamadıklarım için bağışlayabilmeni diliyorum. Ben sadece bir insanım. Tıpkı senin gibi… Önemli olan birbirimizin elini hiç bırakmayıp, niyetlerimizden emin olmamız. Bunu anlayamayan ve kalbine karanlık düşüren kardeşler için ise artık çok geç.
Onlarla başka bir boyut ve başka bir zamanda…
Seni her zaman çok seven kardeşin
Nihan