O kadını özgür bırak!

“O komik kahkahasını atmazsa, başka biri olacak. Canı istediğinde, içi kıpır kıpır olduğunda kalkıp dans etmeye başlayamayacaksa, sinir basacak. O hiçbir neden yokken hani, alttan alttan attığı şuh bakışı var ya, yanlış anlaşılmayayım deyip içinde tutsa, boş boş bakacak...”


Çünkü o kadını “O” yapan bir şey var. Tamamen ona ait, ta içinden gelip dünyaya saçılan o öz; bir gülüşle, bir hareketle, bir tercihle dile gelecek ve onun, hatta başkalarının hayatına yön verecek.


Kendin ol! Çünkü güzel arkadaşım, birisi sana o kahkahanın absürd olduğunu söylemiş olabilir, ama sen öyle ötesini berisini düşünmeden kahkaha attığında öyle çok SEN oluyorsun ki, biz sana bakmaya doyamıyoruz.


Bırak seni kalıplara sokmaya çalışanlar beğenmeyiversin halini tavrını.


O adamın sevgilisi/karısı, o güzelim çocukların annesi, şu işin ehli, bu mahallenin ablası, bu şirketin en başarılı çalışanı... Sana yapıştırdığımız bu etiketlerden arındığında geride ne kalıyor? Birden bire dünyanın bir şehrinde tamamen kendi başına bulsan kendini, bir nehrin kıyısında yarı çıplak uzanacak kadar özgür ve yalnız olsan mesela... yine tutacak mıydın o kahkahayı içinde?


Ben sana söyleyeyim. Sen, birisi olmaya çalışmadığında acayip güzel oluyorsun. En şaşkın halin bile, sen akışına bıraktığında tam oturuyor üstüne, hiç sırıtmıyor, tersine sevindiriyor. Bu zamana özgü bir şey mi bilmiyorum ama galiba artık bir yerlerde öz olan, hakiki olan bir şeyler gördüğümde hissettiğim o mükemmellik hissi var ya... İşte onu, o “olmaya çalıştığın” hiçbir şeyle elde edemeyeceğinden neredeyse eminim.


Senin o kırlarda koşarkenki özgür haline vurulan adamı daha mutlu etmek için kendinden ödünler verip duruyorsun ya... Sınırlıyorsun, kısıtlıyorsun kendini bazen. Sonra o saçları rüzgarda uçuşan kadını karşısında bulamayınca da aşkın yönü değişiyor ister istemez. “Senin için değiştim!” ile “seni artık tanıyamıyorum!” arasında ne kadar mesafe var ki?


Bırak en sevdiğin şarkı çaldığında ellerini çırpıp ayağa fırlaman biraz komik görünsün, ne var yani! “Aman canım, şimdi herkesin içinde...” deyip kendini tuttuğunda daha yapay, daha gergin görünüyorsun, emin ol.


Güzel arkadaşım, bize “şöyle ol böyle ol” diyenlerle zaten pek zor bu dünyada, bu çağda kadın olmak. Gözünü seveyim tutma o özünü içerde. Sen özgürce güldükçe, dans ettikçe, aşık oldukça; içinden gelen her neyse onu doğallıkla yaptığında bu dünyaya güzellik saçıyor, bulaştırıyorsun her halükarda... Tercihlerin, acıların, kalp ağrıların, ayrılıkların; sen özüne yakın oldukça hep daha anlamlı gelecek, tükenmek yerine besleneceksin hep. Çünkü güzellik böyle şifalıdır hep...


Çünkü sen, olduğun gibi, zaten mükemmelsin...

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.