Ölüme değil yaşama…
Birbirini yemeler diyarındayız. O benden değil; şu benden değil, ancak böyle olursan bendensin. Feda edilecek canlar diyarındayız. Kardeş kardeş yaşamak varken şiddeti şiddetle körükleme, şiddeti misliyle besleme zamanındayız.
Oysa ki biliyorsunuz; her çocuk aynı zahmetlerle büyür. Endişelerle, umutlarla, uykusuz gecelerle, ateşlenince başına konan sirkeli bezlerle büyür çocuklar. Hangi anne, ne uğruna, kimin uğruna feda edebilir bin bir zahmetle büyüttüğü canı. Edemez. Ne kendininkini, ne başkasınınkini.
Kendimizi önemli, özel zannetme yalanındayız.
Oysa ki çok daha önemli konuları var bu gezegenin. Kökünü kurutmaya doğru azimle gittiğimiz kaynaklar; yüzyıllardır eşi görülmemiş sıcaklar var; her yıl bir öncekinden daha sıcak olacak diye uyarıyor bilim adamları. Sizin bedeniniz kaç dereceye kadar dayanır? En korunaklı otomobillerde gezseniz, en afili klimalarla soğutulsa malikaneleriniz nereye kadar dayanabilirsiniz?
GDO’lu gıdaları, sigara kadar zararlı mısır şuruplarını burnumuza sokanlar; kotaları arttıranlar bomba atanlardan daha mı suçsuz? Daha mı az kast ediyorlar canımıza?
Yaşam alanlarına can veren suları, ağaçları korumak isteyenlerin önüne korumalarla dikilenler; dozerlerle talan edenler doğayı daha mı az suçlular nefret söylemlerinden beslenenlerden?
Topraktan geçinenleri yerinden edip; herkesi büyükşehirlere toplayıp, büyük şehirleri trafikle, fakirlikle, rüzgarı kesen gökdelenlerle dolduranlar; ceplerini parayla doldurmak uğruna her karışı satanlar önem veriyorlar mı sizin geleceğinize? Hayallerinize?
Çocukları öldürüyorlar. Kimi siperde, kimi inşaat şantiyelerinde, kimi gıdasızlıktan, kimi susuzluktan ölüyor. Oysa ki hepsi bin bir zorlukla büyüdüler; yanan ormanlar gibi. Ormanları yakanlarla çocukları öldürenler hep aynı şeyi yapıyorlar. Ecel deyip, kader deyip, can feda deyip üstlerinden atıyorlar sorumluluğu.
Suriye’den, Diyarbakır’dan Edirne’den gelmiş olabilir fark etmez; bu çocuklar benim. Ölüme değil yaşama inanırım ve birlikte yaşanabileceğine. Şiddete karşı şiddetin ancak daha fazla şiddete yol açacağını bilirim. Ben insanım. Karşımdaki insanda aradığım tek özelik de yaşama saygı. Nereden geldiği, hangi dili konuştuğu, neresini örtüp neresini açtığı beni ilgilendirmez. İnsanım. Ben kadınım. Ben iş gücüyüm. Ben bu ülkenin vergi vereniyim. Ben anneyim; ama sadece çocuk üreticisi değilim. Kutsal filan da değilim. Bu ülkede yaşadığım için politiğim. Bir çocuğum var. Bir isteğim var: Huzur içinde yaşamak ve kendi dünyamla meşgul olmak… Egemenlerin ne idüğü belirsiz savaşlarına ne kendi çocuğumu ne başkasınınkini feda edemem. O kadar akıllı adam bir araya gelip, topu topu cana kast edilmeyen bir ülkede yaşamamızı sağlayamıyorsanız hepinizin iyi niyetini sorgularım.Bu savaş benim değil.
YORUMLAR