Pardon, neden mutlusunuz?
Mutlu ülkeler sıralamasında sonlardayız. Nüfusumuzun yarısına yakını kendini mutsuz olarak tanımlıyor. Peki neden? Neden bazı insanlar mutludur ama diğerleri değildir? Çocuğunuz için hayal ettiğiniz gelecekte notlarla gelen sonra da bol sıfırlı maaş bordrolarına dönüşecek sayısal bir başarı mı yoksa dengeli bir hayattan alınacak keyif mi ön planda? Hayattan memnun olmanın bir formülü var mı? Olay sadece daha çok para kazanmak mı, çocuk sahibi olup olmadığımız mı? Mutlu insanlar neden ve nasıl mutlular? Bu sorunun cevabını merak eden bir grup bilim adamı 1938 yılında bir çalışma başlattılar. Harvard Üniversitesinden mezun olan 268 erkeğin emekliliğe kadar takip edildiği Grant Study kapsamında deneklere her iki senede bir sağlık ve gündelik hayata dair sorular soruldu; her beş senede bir ise sağlıklarına dair çok detaylı incelemeler yapıldı. Verilerin toplanmasına son denek de ölene kadar devam edildi. 75 yıl süren araştırmaya toplam 20 milyon dolar ödenek ayrıldı.
Annesiyle yakın, karısıyla mutlu olanlar daha zengin ve daha sağlıklı
Araştırmanın çarpıcı sonuçlarından biri de deneklerin çocukluklarında anneleriyle yaşadıkları ilişkinin kalitesinin yetişkinlik hayatlarında kazandıkları ortalama gelire yansıması. Anneleriyle yakın bir ilişki kurmuş olanların yıllık kazancı diğerlerine göre 87 bin dolar daha fazla… Eşleriyle olan ilişkilerini mutlu ve tatmin edici olarak betimleyen yetiş- kin erkeklerin yıllık kazancı eşleriyle mutlu olmayanlara göre 141 bin dolar daha fazla… Mutluluğun ve tatmin edici yakın ilişkilerin insanın refahına katkısı gerçekten inanılmaz; öyle ki katılımcıların IQ düzeylerindeki fark maddi refah hususunda yakın ilişkiler kadar etkili değil. Bu ilişkiler sadece maddi refahı değil sağlığı da ciddi şekilde etkiliyor. Çocuklu- ğunda annesiyle yakın ilişkileri olmayan yetişkin erkeklerin bunama ihtimalinin daha yüksek olduğu varılan sonuçlardan biri.
Mutluluğun tarifini yapabilir misin George!
Araştırmayı 1967’de devralan ve sonuç- ları “Triumphs of Experience” ismiyle kitaplaştıran Harvard Üniversitesi Profesörü George Vaillant mutluluğun tanımını şöyle yapıyor: “Mutluluk yazlık evine gelip, giysilerini temiz ve katlı bir şekilde bulmaktır. Bu sırada da çevrende çocuklarının ve torunlarının olmasıdır. Yazlık ev dediysem bir malikâneyi kastetmiyorum. Suya yakın olabileceğin, sana ait herhangi bir yer olabilir. Böylece torunlarına balık tutmayı öğretebilirsin. Mutluluğun zenginlikle, daha fazlasını istemekle, daha fazlasına sahip olmakla ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Tam tersi, az istemek veya elindekiyle yetinmek mutluluğa daha yakın bir durum. Mutluluğun olmazsa olmaz tek şartı, öteki insanlarla gerçek ve derin bağlar kurabilmek. Onları sevmek ve onlar tarafından sevilmek…”
Çevrenin etkisi
Bu araştırmanın kapsamı içinde kişinin yaşadığı çevrenin ve sosyopolitik durumun mutluluğa olan etkisi yok. Lakin nasıl içinde büyü- düğün ve kendi kurduğun aileyle olan ilişki insanın hayat kalitesine etki ediyorsa (“ailenin ailesi” diyebileceğimiz) yaşadığı ülkeyle olan iliş- kisi de etkilidir muhakkak…
Hakkını aradığında bulabileceğine inandığın, her hafta yeni bir sebebi net olmayan travmatik gündeme maruz kalmadığın, sadece insan olduğun için değerli olduğun, halkın devleti yaşatmak ve kalkındırmak değil, devletin halka hizmet etmek için var olduğu sınırlar içindeki insanların böyle olmayanlardan daha avantajlı olması kuvvetle muhtemel.
Kişisel ilişkilerden duyulan memnuniyet, dış etkilerin maruz bıraktığı memnuniyetsizliğe tahammül etmek için belli bir destek sağlıyor bireye… Siz siz olun çocuğunuzla, eşinizle olan ilişkinize maksimum özen gösterin; formül tam olarak bu.
Mutlu insanın özellikleri
Araştırmanın sonuçlarına göre yaşamlarını mutlu ve sağlıklı olarak tanımlayan kişilerin ortak özellikleri şunlar:
-
Sigara içmemek
-
Düzenli spor yapmak
-
Normal bir kiloda olmak
-
İyi bir eş ilişkisi sürdürmek
-
Stresle başa çıkabilme yetisine sahip olmak
-
Mizah, olumlu bakış açısı, yaratıcılık gibi koşullara kolayca uyumlanmayı sağlayan karakter özellikleri…
YORUMLAR