El-ayak-ağız hastalığı
Ne zaman seyahate çıksak Uzay hastalanır. Bu neredeyse bir geleneğe dönüştü bizim ailede. Bu sefer de öyle oldu. Sıcaklar çok bastırmadan Çıralı’da biraz deniz ve güneşten faydalanıp caretta caretta’ların yumurtalarını teftiş etmek üzere Antalya’ya yola çıktık 10 gün önce...
Her türlü dereceden daha hassas anne dudaklarım uçağa bindiğimizde Uzay’ın vücut ısısındaki 1-2 derecelik yükselmeyi hemen tespit etti lakin kondurmak istemedim; “Yok, yine hastalanıyor olamaz, bana öyle geliyor” diye geçiştirmeye çalıştıysam da Antalya’ya indiğimizde Uzay’ın bünyede bir sıkıntı olduğu gerçeğini kabul etmem gerekti.
Beraber 10 kere seyahat ettiysek 7’sinde bir çeşit hastalıkla uğraşmamız gerektiği için Antalya’da nereye danışmam gerektiğini biliyorum artık. Merkeze yakın 24 saat açık bir çocuk kliniği var. Çıralı’ya gitmeden önce oraya uğradık... Hemen boğazına baktı doktor; bir şey yok... Gönderdi bizi. Lakin çocuk hasta... Ertesi sabah “Boğazım acıyor” diye uyandı; daha çok yakın zamanda Beta mikrobunun sebep olduğu bir boğaz hastalığı geçirdiği için o tekrar ediyor zannettim... Değilmiş.
Semptomları doğru görmeye çalışıp arkadaşlarla konuştukça bunun “el-ayak-ağız” hastalığı diye bir şey olduğunu anladım. Bu haftalığa sebep olan virüsün adı coxsackie A’imiş. Bazı vakalarda coxsackie B ve enterovirüs 71 virüslerinin etkisi de görülebiliyormuş. (Merhaba yeni virüs, daha önce tanışmamıştık ya da bir sen eksiktin diyelim... )
Bu şöyle bir hastalık; çocuğun ağzının içinde, damakta, boğaza doğru daha sonraları dudakların içlerinde küçük küçük ve bir sürü aft çıkıyor. Vücudunda çeşitli bölgelerde (genellikle el, ayak ve popoda, lakin Uzay’ın göğsünde ve sırtında da oldu) kırmızı döküntüler oluyor... Ağzının içi çok acıdığı için hiçbir şey yiyemiyor. Bu aralar birçok çocukta görülüyormuş, bunu da öğrenmiş oldum. Aynı hafta Uzay’ın okulunda en az 10 çocukta da görüldü. Bir hayli bulaşıcı bir hastalık olduğu için anaokuluna enfekte olmuş şekilde gelen bir çocuk olması diğer bütün çocuklara bulaşmasına yetiyor. Virüsün sebep olduğu bir hastalık olduğu için antibiyotik işe yaramıyor. Zamana bırakıyorsunuz, iyileşiyor...
Uzay’ın iyileşmesi için 5 gün geçmesi gerekti; neyse ki bir şey yememesi dışında başka bir sıkıntısı pek olmadı. Ne ateş ne halsizlik yapmadı hastalık. Birçok kaynakta yazıldığı üzere vücudundaki döküntülerde de ağrı ya da kaşıntı da olmadı. Bu arada bolca karbonatlı su ile gargara, yüzerken bir yandan Akdeniz’in temiz suyuyla ağız çalkalama, yiyecek olarak ezilmiş muz, yumurta gibi çok çiğnemesi gerekmeyecek gıdalarla atlattık...
Her ne kadar önce yine seyahat yine hastalık diye düşünerek üzüldüysem de çabucak iyileşmesinden sonra “Tatile denk gelmesi iyi oldu, yoksa evde çok daha zor oyalanacaktı” diye teselli buldum...
Bu yaz birkaç seyahat daha planlıyorum... Bakalım daha tanımadığımız ne virüsler, bakteriler eşlik edecekler bize?.. Atlattığı her hastalıkla Uzay virüslere, ben de bir çocuğun her daim hastalanabileceği fikrine daha çok alışıyoruz...
YORUMLAR