Ya öteki çocuklar?..

Okul öncesi dönem, çocukların gelişimsel açılardan çok ciddi sıçramalar gösterdikleri ve yetişkin hayatlarının temelinin atıldığı bir dönem. Ülkemizde çocuk psikolojisi alanında kullanılan kaynakların çoğu Batılı ülkelerde yapılan araştırmaların çevirileri; oysaki çocuk gelişimi kültürle yakından ilgili. Her ülkede çocukların gelişimine etki eden unsurlar farklı olabiliyor. İşte bu yüzden bizim içimizden, bizim çocuklarımızla, bizim kültürümüzde yaşandığı gibi yapılacak araştırmalara da ihtiyaç var.


Geçen hafta tanıştığım Doç. Dr. Bilge Yağmurlu, bu araştırmaları yapan öncü akademisyenlerden biri. Koç Üniversitesi çatısı altında bulunan “Çocuk ve Aile Çalışmaları Laboratuvarı“nda çocuk gelişimi, anne-baba-çocuk ilişkisi ve buna etki eden ailevi süreçleri inceleyen çalışmalar yapılıyor. Bu araştırmalardan biri de “Yetiştirme Yurdunda Yaşayan Okul Öncesi Çocukların Gelişimi”ni inceliyor.


Yağmurlu ve ekibi, yetiştirme yurtlarında yaşayan çocukların gelişimlerini seneden seneye incelemeye dayalı araştırmasını ilk etapta 107 çocukla gerçekleştirdi. SHÇEK bünyesinde yer alan 4 yurda dağılan bu araştırmanın ikinci yılında bu çocukların yalnızca 75’ine ulaşabildiler. Sayıdaki bu azalmanın sebebi, bazı çocukların evlat edinilmiş, bazılarının aileleri tarafından geri alınmış, bazılarının da farklı yurtlara gönderilmiş olmaları.


Çocukların zihinsel becerilerinin temelinin atıldığı okul öncesi dönemde yetişme ortamı, kişilik özellikleri üzerinde ciddi bir etkiye sahip. Araştırmaya göre, ilk sene gözlemlenen çocuklar arasındaki en yaygın sağlık sorunlarının başında “altını ıslatma”, ikinci sırada ise “konuşma ve dil gelişimi” geliyor. Bu araştırmanın ilk ayağında bakıcı başına düşen çocuk sayısı 4.84 olarak tespit edilmiş.






Beyin: İlişkiyle gelişen bir organ

Burada bir parantez açmak istiyorum. Biliyorsunuz ki beyin ilişkisel bir organ ve erken dönemde çocuk gelişiminin en önemli unsuru, çocuğun bir yetişkinle kurduğu güvenli bağlanma ilişkisi. Yani çocuk, zihinsel becerilerini bir yetişkinle olan ilişkisi sayesinde düzenliyor. Bu durumda yetiştirme yurtlarındaki bakıcılar ile olan ilişkinin sürekliliği, çocuk gelişimi açısından hayati bir öneme sahip. Lakin araştırma sonuçlarına göre bakıcıların çocuklarla geçirdikleri süreler 7 ile 16 ay arasında değişiyor.


İlişkiyle gelişen beynin sosyal hayatta uyumlu olabilmesini sağlayan en önemli becerisi ise dil; yani kendini ifade yeteneği. Dil becerisi ileri olan çocukların olumlu sosyal davranışları daha yüksek; bu çocuklardaki saldırganlık ve içe dönüklük davranışları ise daha az. Yani bir çocuk kendini ne kadar iyi ifade edebiliyorsa sosyal uyumluluğu o kadar yüksek oluyor.

Yetiştirme yurdunda yaşayan çocukların ikinci senedeki gözleminde Yağmurlu ve ekibi, en sık rastlanan sağlık sorununun “konuşma bozuklukları”, bunu takiben ise “psikolojik rahatsızlıklar” olduğunu tespit etmişler.


Kısırdöngüyü kırmak

Yetiştirme yurtlarında yaşayan çocuklar, aileleriyle yaşayan çocuklara göre sosyal ve bilişsel gelişimler açısından zorluk yaşıyorlar. Burada bir kısırdöngü başlıyor. Dil gelişimindeki gerilik, kendini saldırganlık olarak dışa vurduğundan çocuklar okula başlama zamanı geldiğinde ciddi sıkıntılar yaşıyorlar. Kendini yeterince ifade edemeyen çocuk saldırganlığa yöneliyor. Saldırgan çocuk, sınıfındaki diğer çocuklar tarafından dışlanıyor. Bu dışlanma sonucunda saldırgan eğilimli diğer çocuklarla yakınlaşıyor ve böylece gelişimini ilerletecek olumlu ortamdan uzaklaşıyor.


Yağmurlu’ya göre bu durum okul öncesinde uygulanacak geliştirici programlar sayesinde iyileştirilebilir.


Genel gidişat hakkındaki yorumunu sorduğumda Bilge Yağmurlu, yetiştirme yurtlarında Ukrayna, Romanya, Rusya gibi ülkelerden daha iyi olduğumuzu, lakin ideal şartlardan hâlâ uzak olduğumuzu belirtiyor.


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.