Orta Dünya; İnkar ve kabul bir arada

Mütevazi bir web sitem var*. Çok seviyorum çünkü oğlum yaptı. Profesyonel olmadığı her halinden belli. Görsele önem verenlerin milyon tane kusur bulabileceği bir site ama benim için kıymetli. Web sitesi yapanlar bilirler ana sayfa önemlidir. Siteyi ziyaret eden oradaki görselden ve yazılanlardan etkilenerek ya kalır ya da vazgeçip ayrılır. Oğlum bana ana sayfada ne yazılmasını istediğini sorduğunda çok nettim.

“Ölüm var”

“Yas var” dedim.

Eşim de aynı dönemlerde kendi işiyle ilgili olarak web sitesi hazırlığı içindeydi. Epey güldü benim hızlı cevabıma. “Tabii konu ölüm ve yas olunca iki cümle yetiyor değil mi?” dedi.


Öyle mi? Bence bu iki cümle yeterlilikten çok bir anahtarı simgeliyor. İçinizde belki de öncesinde hiç açılmayan veya daha önce hızlıca açıp kapattığınız bir kapının anahtarları gibi. Bazı deneyimlerimizde bu anahtarlar zorla elimize tutuşturuluyor; sevdiklerimizin hastalık ve/veya ölümünde ya da kendi hastalık haberimizi aldığımız zamanlarda.


Şu an 108 yaşında olan Harvard Üniversitesinin önde gelen psikiyatristlerinden Avery Weisman, ölüm kaygısıyla başa çıkmakla ilgili olan bir kavramı literatüre sokan kişidir; orta bilgi. Orta bilgi, ölümün inkârının karmaşık bir süreç olduğunu açıklar ve çoğu zaman ölümün kaçınılmazlığına ilişkin eşzamanlı ve zıt iki yaklaşımın birlikteliğini anlatır. Ölümü inkâr ve aynı zamanda kabul edebiliriz. Ölümcül hastalığı olan bir kişi, öngörülebilir bir zamanda öleceğini bilirken aynı zamanda bir sonraki sene için tatil planları yapabilir. Böylelikle kısa bir süre içerisinde öleceği gerçeğiyle yaşamanın ruhunda yarattığı ağırlığı arka planda kendisi için yönetilebilir bir hale getirir. Palyatif Bakım deneyimlerimde aynı deneyimi yaşayan pek çok hastayla karşılaşıyorum. Örneğin bir taraftan miras hazırlıkları yaparken bir taraftan önümüzdeki sene torununun mezuniyet töreninde giyeceği kıyafeti seçen bir hastayla tanışmıştım. Aynı şekilde Türk yemeklerini çok seven bir aşçıyla, ölümüne sadece iki gün kala, yakıldıktan sonra küllerinin kimlere emanet edilmesini istediğini ve Türkiye’ye yapmayı arzuladığı seyahatin detaylarını aynı sohbet içerisinde konuşmuştum.


Bu kavramı yas tutanlar için de gündeme getirmemiz mümkün. Bir kaybın (ölümle veya diğer yollarla gelen yaslar) gerçekliğini kabul etmek zaman alır. Çünkü kabullenme sadece zihnimiz tarafından yönetilen bir süreç değildir. Duygusal boyutu da vardır. Yaslı kişi kaybın gerçekleştiğini mantıken bilir. Ancak duygularının bu kabule geçmesi daha uzun bir süre isteyebilir. Yas tutanları tutan insanlar (yaslı bir kişiyi destekleyen çevre) açısından sürecin bu kısmının görmezden gelindiğine sıklıkla şahit oluyorum. Olayın daha çok zihnen yönetilen bir durum olması gerektiğine dair eğilim ağır basıyor. Yas tutan insanların etraflarında yarenlik edecek insanlar aramalarının sebeplerinden biri de bu sanıyorum; mevcut çevrelerinin odağının tek taraflı olması.


Ölümle gelen kayıplardan örnek verecek olursam yas tutan kişi orta bilgiyle anlatılmaya çalışıldığı gibi kaybın nihai olduğunu bilir ama gene de zaman zaman ölen kişi hayattaymış gibi yaşamaya devam edebilir. Hatta böyle durumlarda ben orta bilgi deyimini kendi içimde ‘’orta dünya’’ kelimeleri ile yer değiştirerek kullanırım. Çünkü o kişiler için realitenin kırıldığı zamanlar vardır, başka bir dünyaya geçerler ve sevdikleri kişinin gidişine inanma ve inanmama durumu aynı anda var olur.


Orta Dünyada yaşayan tanıdıklarınız var mı? Benim var. Ben varım, annem var, yas eşlikçiliği yaptığım yoldaşlarım var. Annem, babamın ölümünden sonra bazı geceler sanki hala babamla aynı yatakta yatıyormuş gibi hissederek yatağın tek tarafında kalmaya özen gösterdiğini çünkü babamın orada olduğunu hissettiğini & düşündüğünü söylüyordu. Oğlumun nörolojik rahatsızlığının teşhisi ilk konulduğu zamanlarda onun bedensel olarak sahip olduğu limitlerin zihinsel tarafta kabulü halinde olsam da birkaç ay sonrası için birlikte seyahatler yapacağımız zamanları planlıyordum.


Ölüm var.

Yas var.

Orta Dünya (Bilgi) var.


Yasının adını koyabilen ve onu kendine uygun yollarla ifade edebilen bir kişi için orta dünya yolculukları yas sürecinin normal bir parçası. Çünkü kaybımızın ruhumuzda bıraktığı boşlukla yaşamayı öğrenmek zaman istiyor. Annemle benzer durumda olan kişiler için sevdikleri kişilerin artık yatağın diğer ucunda olmadığını söylemek ruhlarına bir baltayla saldırmaktan farklı bir şey gibi gelmiyor bana. Annem, babamın artık o yatakta olmadığını elbette biliyordu, ancak ruhunun bunu kabul etmek için zamana ihtiyacı vardı. Kendi deneyimimde, oğlumun fiziksel durumunu duygusal olarak kabulümde zamana gerek duyduğum gibi. Unutmayın, ruh yavaş ve geriden gelir. Yas sürecindeki kişilerin ihtiyacının yaslarını rahatça ifade edebilecekleri ve yargılanmayacakları bir ortam olduğunu hatırlayın. Yaslı süreçlere eleştirisiz ve kabullenici bir yerden eşlik etmek sevgiyle gelen düşünceli bir armağandır. İnsanlığın ortak bir alanıdır ve hatta bir paylaşım hareketidir.


Elinizdeki baltaları bırakın.


*https://www.bernapoljak.com/


Yazının İngilizce versiyonu: Middle World; Denial and Acceptance Together



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.