Sonun fısıldadıkları

Aşağıdaki fotoğraf, ölmeden önce son vakitlerini geçirdikleri Palyatif Bakım Servisinde(*) kalanların, “Palyatif Bakım sizin için ne anlam ifade ediyor?” sorusuna verdikleri cevaplardan oluşan bir kolaj.


Belki seneler, belki de kısa bir süre önce bir hastalık tanısı konmuş, defalarca kemoterapi almış, ameliyat olmuş, yetmemiş tekrar hastaneye yatmış veya hızlıca ölüm yatağına konmuş insanların son vakitlerinde düşündükleri…


Yakın zamanda öleceğini bilerek yaşamaya devam etmek nasıl bir şey acaba? Düşünsene, normalde kimin ne kadar ömrünün kalmış olduğu belli olmayan bir dünyada günlük rutinlerine devam ederken, orada, ‘yaklaşık’ bir ömür biçilenler ya da başka bir deyişle ne kadar ömürleri kaldığı ile ilgili hakkında tahmin yapılabilenler yaşıyor.


O yüzden bir düşün.


Bugün kendi günlük koşturmacan içindeyken trafikte sinyal vermeden dönen şoföre, oyuncaklarını toplamayan veya dersini yapmayan çocuğuna, fazladan iş yükleyen müdürüne, ev işlerine yardım etmeyen eşine, yeterince sık aramayan arkadaşına sinirlenen güzel insan, bir bak bakalım.


Aşağıda her türlü cevap var.

Palyatif Bakım veya orada ağırlanma şekilleri onlara;

Şefkat, ümit, kardeşlik, empati, melankoli, üzüntü, rahatlık, seçim, endişe, insanlık, pişmanlık hatırlatmış. Ama en çok ne hatırlatmış; SEVGİ…

En çok yazılan kelime Sevgi olmuş.

Şimdi, sevgiyle bütünleşme arzusunu görüyor musun?

Sevgi’ye olan ihtiyacı.

Günlük şikâyetlerine bir daha bak lütfen.

Aslında her gün ölümle birlikte yaşayan ama bunu unutan insan.

Yaşamının sonlu bir niteliği olduğunu hatırlamaya ne dersin?

Basitçe, doğmuş olduğun için öleceğinin yeterince idrakinde misin?


Bir şeyi idrak etmek demek, o şeyi bilmenin ötesinde onu kavramakla, her haline içsel bir aşinalık geliştirmekle olur. Ölümün her haline aşinalık getirilebilir mi? Önce kabul gerek. Yaşamın tanımının içinde ölmek olduğunun kabulü. Sonra da bu gerçekle gereğini yaparak yaşamak. Mesela bu akşam mahallenizde elektriklerin kesileceğini öğrensen ne yaparsın? Belki markete gidip fazladan mum alır veya başka bir yerde kalmayı planlarsın. Çünkü elektriklerin yokken, en basitinden, odalar arası dolaşmanın zorluğunun idrakindesindir. İdrak seni harekete geçirir, sorumluluk almanı sağlar.

Aynı şekilde ömrünün bir sonu olduğunun idraki de seni harekete geçirmeli.

Yukarıdaki cevapları yazan insanlar artık hayatta değiller, bildiğimiz anlamda.

Sen henüz buradayken o Sevgi’yi nasıl getirirsin buraya?

Daha bağlantıda, daha derin nasıl yaşarsın?

Yaşama karşı daha aşk’la nasıl yaşarsın?


(*) Palyatif Bakım Servisi, artık tedavisinin mümkün olmadığı düşünülen hastaların ağırlıklı olarak acılarının/ağrılarının azaltılması yönünde çalışan, hastanelerle kıyaslanınca masaj, Reiki, sanat ve müzik terapi gibi bütüncül yöntemlere de olanak veren, kısacası hastaların ve ailelerin son zamanlarını daha iyi geçirmelerini hedefleyen bir yapı.





Yazının İngilizce versiyonu olan "The Whispers of the End"i okumak için tıklayın!

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.