Bereket Ana’nın çocuklarıyız!
Annemin ağacı hep de anneler günü zamanları çiçek açar. Anneler gününde ağacını ziyaret ederim tören gibi. Göz alıcı çiçeklerine bakakalırım. Annemiz gibi şefkatli, dikkatli, özenli, koruyucu, merhametli doğanın kucağında Gaia’yı öpüp kokladık dün bu vesileyle.
Koklayarak öpmeyi ben annemden öğrendim. “Bebekler öpülmez, koklanır” der, bebekleri içine çeker benim annem. Ben de ondan öğrendiğimi devam ettirip koklarım bebişleri ilk günlerinde, azıcık hallenince de öpüp koklamaya başlarım.
Ne güzel şey bir insanı koklamak, onun kokusunu hafızaya kazımak. Annemizin, babamızın, kardeşimizin, eşimizin kokusunu kalbimizde saklar gibi hatırlarız ya…
Koku ezberlemek, kalbine yazmak…
***
Bundan tam dört yıl önce bu zamanlarda bir genç kız beni öperek kokladığında hissettim ilk kez, çok ilginç bir deneyimdi, doğuramayıp kaybettiğim kızım yaşasaydı, onun kadar olurdu. Birden onun başını göğsüme yaslanmış halde buluverdim ve biz sarmaş dolaş anne kız oluverdik. Ben anneliği ilk kez onunla hissettim.
O benim kızım oldu o an, varlığından gurur duydum, burnumun direği sızladı, gözümden yaşlar aktı. Saf güzelliği, içtenliği, heyecanı, marifetleri, gözlerindeki ışığı ile o ışıklı periyle sarılıp durduk, âşık olduk birbirimize.
Sonra erkek çocuklarım da oldu ve yine kızlarım… Böyle böyle çok canları evlat edindim. Zaten Selahattin de ancak hazır hissetmişti kendini, babalık duygusu yeni gelmişti. Bir sürü çocuğumuz oldu, olmaya da devam ediyor. Soranlara “çok çocuklu bir aileyiz” diye cevap veriyoruz ne zamandır.
Onların varlığıyla gelen huzur ve güven duygusuyla karışmış mutlu mesut halde şimdi artık ablalığa, kardeşliğe, arkadaşlığa, dostluğa, hayal paydaşlığına hazırım. Tüm kaynaklarımı paylaşmaya, onları ömrüm oldukça gözetmeye, bildiklerimi öğretmeye, hayatlarını kolaylaştırmaya, onları tanıştırmaya, oyun arkadaşı olmaya niyet ettim, “anne” olmama olduğu kadar bu hayalime de hep destek olan can Selahattin’e de minnet duygularımın en ciğerpare yöresinden selam yolluyorum. Bir selam da onları doğurup büyüten analarına gelsin. İyi ki doğurmuşsunuz bu güzel çocukları, çiçekleri…
Annem, kokulu gülüm, seni uzaktan koklar, kokunu kalbime sakladığım anı çıkınından çıkarır, burnumun direk sızlamalarından geçirip yine kalbime emanet ederim, hep orada kalsın diye. İyi ki doğurmuşsun beni iyi ki, yoksa nasıl bunca mutluluğu tadabilirdim her kokladığım canla birlikte. “Çocuğun olunca anlarsın” dedin, evet anneciğim, anladım. Her biriyle tek tek anladım. Koşulsuz sevginin ilk belirişiymiş annelik, bir gül bahçesine hizmet etmenin, özenle sulayıp gözetmenin, aşkla yeşermesine duacı olmanın, kalbinde büyütmenin yeriymiş. Şimdi de senin gibi arkadaş olmayı öğreniyorum onlarla. Tüm öğrettiklerin için teşekkür ederim. İyi ki annemsin, senin çocuğun olmaktan onur duyuyorum. Ayşe teyzemin öğüdünü tutuyor ve “Allah razı olsun” diyorum. Ömrüne bereket annem.
Artık “anneler günü“ kutlanır oldum. Öpüldüm, koklandım, ben de kokladım onları “ohhhhh”. Ömürlerine bereket olsun tüm o güzel kokulu çiçeklerin, ağaçların, dört bir yurt köşesine dağılmış ormanların da.
Gaia ananın, Serpil anamın aracılığıyla gelen canım hepinizden razıdır, Allah da hepinizden razı olsun.
Anneler günü Gaia’yı onurlandırma günü de olsun, bize hayat verdiği için, bizi koynunda besleyip büyüttüğü için, şifalandırdığı için.
Birlikte çok güzeliz!
Aşk ormanında ağaç oyununa devam!
YORUMLAR