Barış yıldızının doğumunu çiçeklerle kutluyoruz!
Daha ne çok şey var konuşacak, yine barıştan söz etsek ya, hani artık zamanı geldi ya. Tüm canları sevdiğimizi söyleyip de insanla nasıl olur da barışmayız? Nasıl kalır düşmanlık içimizde? Kendimizle barışmadan nasıl yaşarız daha?
Kendimizi hapsettiğimiz yerden çıkarsak artık da sevgi hüküm sürse her yerde. Bu yalnızlık yetmedi mi? Birlikte kardeşlik türküleri söylesek. Dostluğu “bir”likte bulsak.
Çelişkilerimizden bıkmadık mı, kendimizi söylediğimiz şeyin tersini yaparken yakalamadık mı, kendimize dürüst olmadan nasıl olacak bu iş?
Su gibi aksak ya artık? Su nasıl da kolayca taşıyor kendimizi bıraktığımızda. Bir koca nehir akıyor. Kocamaaaan bir nehir.
Su gibi kutlu olsak. Her şeyi arındırıp hayat versek, dokunduğumuz yerden canlılık fışkırsa. Suyun bereketi için, su aşkına! Nefis manzarayı izleyerek yol alsak. Dereler gibi birleşmenin tadını çıkarsak. Zaman birlik zamanı, ayrı gayrı kafası çoktan bitti. Nehirlerin hem kayası hem suyuyuz biz. Kim ayrı?
Şimdi hizmet kafası çalışıyor tıkır tıkır. Bütüne hizmet eden her şeye varız.
Niye mücadele edelim? Bitti artık bunlar. Hadi artık birlik kafasına gelsek de ferahlasak. Ohhh desek. Ne kolaymış, ne hafifmiş meğer!
Daha yapacak ne çok şeyimiz var. Önce yeter ki bir birlik olalım. Taraf da olamayız artık, karşı da. Mücadele de yok. Korkunun imparatorluğu yıkılıyor çünkü, sevginin krallığı hüküm sürüyor. Bir görelim böyle nasıl akılırmış hayatla birlikte?
Arkadaşım Filiz Telek’in o güzel çevirisiyle Hopilerin şiir tadında kehanetini hatırlayalım o zaman, hepimize iyi gelir:
11. Saat
İnsanlara bunun 11. saat olduğunu söylemekteydiniz
Şimdi geri dönün ve onlara deyin ki bu o saattir
Ve düşünülmesi gereken konular var:
Nerede yaşıyorsunuz?
Ne yapıyorsunuz?
İlişkileriniz nasıl?
Doğru ilişkide misiniz?
Suyunuz nerede?
Bahçenizi bilin
Şimdi doğrunuzu konuşmanın zamanı
Topluluğunuzu yaratın
Birbirinize iyi davranın
Ve lideri dışınızda bir yerde aramayın
Bu iyi bir zaman olabilir!
Şimdi çok hızlı akan bir nehir var
O kadar büyük ve süratli ki ondan korkanlar olacaktır
Onlar kıyıya tutunmaya çalışacaklar
Paramparça olduklarını hissedecekler, çok canları yanacak
Bilin ki bu nehrin varacağı bir yer var
Bilgeler diyor ki kendimizi koyuvermeliyiz
Nehrin akışına
Gözlerimiz açık
Başımız suyun üstünde
Kim orada sizinle görün ve kutlayın
Tarihin bu noktasında hiçbir şeyi kişisel alamayız
Hele hele kendimizi
Bunu yaptığımızda ruhumuzun gelişimi ve yolculuğumuz duracaktır
Yalnız kurdun zamanı geçti! Bir araya toplanın!
Mücadeleyi sözcük dağarcığınızdan ve tavrınızdan çıkarın
Şimdi her yaptığımız kutsal bir tutum ve kutlamayla yapılmalı
Çoktandır beklediğimiz onlar, biziz!
****
Hayatımı değiştiren sözler oldu bunlar ne zamandır. Hepimize ilham olsun. Bahçemizi bildik diyelim, suyumuz da akıyor, e ama biz bir araya toplanamazsak ne olacak?
Birliğin gücü adına canlar! Birlikten güç doğsun artık. Ellerimizi, yüreklerimizi birleştirelim, yepyeni bir dünyayı doğuran ebeleriz biz. Hem doğuruyoruz hem de yeniden doğuyoruz.
O kutsal delik büyüdü de büyüdü, hepimizi içine alacak kadar genişledi. Pıt diye çıkacağız hep birlikte, başka bir dünyaya doğacağız. Sancılar olacak, doğum kolay değil. Süreçleri kolaylaştırıcılarımız var çok şükür. Yanı başımızdalar. Doğum meleklerimiz onlar. Süreci tüm ışıltısıyla yaşamamız için buradalar.
Periler var bir de, kanatları var gerçekten, bir anda hayatlarımızda belirip, bir şeylere sihirli değnekleriyle dokunup güzelliklere vesile oluyorlar. Artık başka bir biz oluyoruz.
Başka bir biz!
Yıldız tozları, güzellikleri kabartan mayalar, toplandık artık her vesileyle, gezegen kadar, evren kadar güzel işlere vesile olduk. O kadar “çok”uz ki! O kadar çok “ben” “bir anda” “biz” olduk ki, kollarımızla gezegeni her yanından sarmaladık. Birlikte neler yapabileceğimizi hissediyoruz derinden derinden. Kalplerimiz çarpıyor, heyecanlıyız.
Çemberde elimi tutar mısın?
Çemberde hepimize yer var.
YORUMLAR