Barışa davet...

Siz hiç bir şeyleri birlikte yapmanın büyüsünü yaşadınız mı?



İlkokulda folklor oynarken fark ettim bu duyguyu ilk kez. Aynı anda alçalıp yükseliyor, el çırpıyor, el ele tutuşuyor, kol kola giriyorduk. Aynı hareketleri aynı anda yapmanın bir büyüsü vardı, farklı bir şey yapsak bile birlikte yapmanın verdiği keyif yeterdi. İçimin kabardığını, kalbimin heyecanla çarptığını, çok mutlu olduğumu hatırlıyorum.



Evimiz hep kalabalık olurdu, her zaman ya bir misafir gelir, ya da biz giderdik yakın evlere ziyarete. Bez torbaların içindeki kuru fasulyelerle pis yedili oynanır, çay eşliğinde gülünür, eğlenilirdi.



23 Nisan’da ya da 19 Mayıs’ta dayım beni statlardaki törenlere götürürdü. Ben yine, kalabalık grupların aynı anda yaptıkları nefes kesen görüntülere hayran olurdum.



Sonra büyüdüm; tiyatrolar, konserler, dans gösterileri derken, seyircinin de sahnede olan bitenin ayrışmaz bir parçası olduğunu anladım. Açıkhava Tiyatrosu’nda bulunmak bile harikaydı, konser başlayana kadar olan heyecan, konser sırasında bir esrimeye dönüyordu. Kalabalığın şarkılara eşlik etmesi ise yaşanan anların şahikası olsa gerek.



Büyü, bir arada olmaktaymış meğer!



****

Rize'li arkadaşımız geçenlerde annesine sormuş: "Yağmur duasına çıkmak için ne gerekir?" Annesi de cevaplamış: "Hiiiiç, öylece gidilir, yalnızca arada küs kimse olmayacak, yoksa kabul olmaz dua."

Bizim Kumluca’daki pazarcı teyzelere anlattım bunu. Onlar da durumu onayladılar. Köy meydanında topluca yenecek olan yemek sırasında, duaya başlamadan önce, küs olan varsa hemen eve dönmesi uyarısında bulunurmuş hoca.



Titreşimi uyumlu olmayan, duanın gücünü zayıflatıyormuş demek. Ancak temiz bir yürek duayı gerçek kılıyormuş.



Kalplerimizi bütünün hayrına olmayan her türlü şeyden arındırdıkça, sevginin ışığı kalplerimizde tüm ihtişamıyla parıldadıkça, her birimiz kendi içimizde barışı yaşayıp huzuru buldukça bir olduğumuzu anlıyoruz. O birliğin gücüyle neler olmaz ki!

****

Facebook’ta bir grup arkadaşımızla, yeni ay zamanı yarım saat kadar bir süreliğine Ortadoğu’da barış için meditasyon yapmaya niyet etmiştik. Dün gece kimimiz evinden, kimimiz bir ağacın altından, biz de bahçeden dört arkadaş, yeniay saatinde sanal topluluğumuza katıldık, barışın ve koşulsuz sevginin yöreyi sardığını hayal ettik. Başka dağ başlarında da ateşler yandı. Barış için dualar edildi çemberlerde. Birlikte olan, birlikte yaşanan şeyin büyüsü hepimizi sardı. Daha önce büyük bir güç tarafında sarıp sarmalandığım, şefkatle korunduğum hissini birkaç kez yaşamıştım. Dün gece ise ilk kez o gücün gülümseyen yüzüyle karşılaştım. Varlığını, sırtımda gezen esintisinden bildim. İçim ferahladı.



Şimdi önümüzdeki günlerde daha büyük çapta bir meditasyon etkinliği var. Barış için bir kez daha, el ele, gönül gönüle büyük bir dua edelim mi? Hadi yapalım! Küs hiç kimse kalmayana kadar!



Savaşlarla yorgun düşmüş insanlığın ruhunun huzur bulması için elimizden geleni yapma zamanı şimdi. Barış ekmekleri yoğurup barış türküleri söyleme zamanı.



Hepinizi 8 Ağustos’ta dünya çapında “aynı anda” yapılacak olan Barış İçin Küresel Meditasyon’a davet ediyorum.


Detaylar için tıklayın!

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.