Kadın kıyafetlerinin cep problemi

Uyuyan Güzel Uyandı kitabında “Güzel ve zarif olmak için acıya katlanmak gerekir” diye bir bölüm var, ben yazdım diye demiyorum. Çok tavsiye ederim. Hazır yaz da gelmişken bu yazıda o bölümde de bahsettiğim kimi noktalara değinmek isterim.

Kadınlara yöneltilmiş bir güzel görünme, göze hitap etme beklentisi var malum. Şimdi mesela kalçası büyük kadınların kısa şortları, göbekli kadınların crop-topları, selülitli bacakların mini etekleri gündem oluyor. Neden? Efendim hoş bir görüntü müymüş? Bu yazıda bu hoş görüntülerin ardında ödenen bedellere değinmek isterim ama kuaförlerde harcanan süre veya kozmetiğe ayrılan bütçe üzerinden değil, doğrudan kadınlar için üretilen giyim malzemeleri üzerinden.

Yaz gelince düğün sezonu da geldi malum. Abiye kıyafetlerin rahatsızlığı (ve hatta gelinliğin ama o başka bir yazının konusu olsun) çok ayyuk. Ama güzel ve zarif görünmek için gerekirse içine korse takılır ama o balık modeller giyilir. Balenli sutyenlerin konforsuzluğunu da aynı perspektiften değerlendirebiliriz. Keza abiye kıyafetlerin mutlaka topuklu ayakkabı ile kombinlenmesi de aynı zarif görüntü beklentisinden.

Kadınların alımlı, zarif ve ince görünmesini sağlayan en bariz örneklerden biri de kadınlar için tasarlanan giysilerde yeterince geniş cep bulunmaması. Bunun iki neticesi oluyor. Birincisi büyük cep yapma ihtiyacı olmaması kıyafetleri daha dar tasarlanabilir kılıyor. İkincisi bu vesileyle kadınların çanta takma ihtiyacı doğuyor. Kıyafetlerde kullanışlı bir cep olmazsa çanta takmak kadınlar için zorunlu bir ihtiyaç haline gelir. Tasarımlar kadınların yaşamını kolaylaştırmayı değil, görüntüyü inceleştirmeyi, güzelleştirmeyi öncelik olarak alır.

Çanta takmak konforsuzdur. Elini kolunu rahat hareket ettirmezsin, ellerin doludur bir kere. Topuklu ayakkabı giymek konforsuzdur, yer değiştirmeni zorlaştırır. Çok yürümek istemezsin. Kadınları kelimenin tam manasıyla “sabitleyen” tasarımlar. İnanılmaz. Kadınların tek işlevinin vitrinde durup göze hitap etmek olduğu fikrini fazlasıyla destekliyor.

Çanta demişken yine mevsime uygun şekilde plaj çantalarının da birer “kadın ürünü” olması üzerine konuşmak isterim. Erkekler de plaja gider, onların da yedek mayo, havlu, güneş kremi için eşyalarını koyacakları bir plaj çantasına ihtiyaçları vardır. Ama çanta o kadar cinsiyetlendirmiş bir objedir ki bugün tasarımlara baktığınızda kadınlara yönelik üretildiğini görmek mümkün.

Saçlarında bigudi ile uyuyan ninelerin dede versiyonu olmaması gibi, güzel ve zarif görünmek için konforsuzluğa tahammül etmek gerekmesinin bir tarihi var. Bugün doğmadı. Ama bugünden sonra ortadan kaldırmak mümkün. Modayı belirleyen bizim tercihlerimiz. Zannettiğimizden çok daha güçlüyüz aslında.

Erkeklerin de konforsuz olmalarını değil, kadınlara yapılan bu dayatma için mücadele edebiliriz. Hareket alanımızın artacağı, bunun marjinal karşılanmayacağı tasarımları talep etmek pekala hakkımız.