Tarkan konserine nasıl bu kadar yükseldik?

Öncelikle gözbebeğim Tarkan’a yükselmek sanki sıra dışı bir olaymış gibi lanse etmek istemem. Mega starım, çiçeğim. Buna da ayrıca değineceğim. Fakat dünyanın en kalabalık ücretsiz konserleri arasında ilk 5’e girmiş olmasının da ayrıca haber niteliği var malum.


Bir kere her şeyden önce bu ülkede artık konser deyince, festival deyince ilk akla gelen yasaklar oluyor. Belli bir saatten sonra müzik zaten her zaman her yerde yasak. Yanı sıra bu sene inanılmaz bir ivmeyle artan festival/konser yasaklarına maruz kaldık. Falanca festival iptal edildi. Falancanın konseri yasaklandı. Bu kadar sıradan eylemler için “yasaklandı” kelimesi size de ürpertici gelmiyor mu?


Bütün yaz bu haberlerle kaçtı tadımız. Fütursuzca (!) konser verdiği için şarkıcıları ev hapsine tıktılar bu ülkede. Toplumun belli bir kesiminin sözüm ona hassasiyetleri sebebiyle, topyekun bir yaşam tarzı müdahalesi var. Şüphesiz. Kelimenin tam manasıyla neşemizi çaldılar. Tam da bu sebeple gönül rahatlığıyla gidebileceğimiz, şöyle gönlümüzce eğlenebileceğimiz bir konsere, eğlenceye toplum olarak çok ihtiyacımız vardı. E bu ihtimalin Tarkan gibi bir stardan gelmesi de meseleyi kat be kat büyütüyor elbet.


Tarkan değil de herhangi biri olsaydı da böyle olur muydu? Bence olmazdı. Tarkan bunca güç zehirlenmesinin içinde parlayan bir umut ışığı gibi. Başka türlüsü de mümkün dedirtiyor insana. Tarkan’ı Tarkan yapan şarkılarının tamamını ezbere biliyor oluşumuz, aşırı yakışıklı olması veya mükemmel sahne performansı değil. En azından sadece onlar değil. Simli gömlekleriyle öpücükler saçan Tarkan için kadınların “benimle evleeen” diye bağırmasına sebep olan, erkekliği yeniden inşa eden tavrı Tarkan’ı Tarkan yapıyor. Bütün o şöhretin, zenginliğin içinde tevazuunu ekrandan hissettiren samimiyeti Tarkan’ı Tarkan yapıyor. İlkeli duruşu, çevre hareketinde, kadın hareketinde, çocuk savunuculuğunda taviz vermemesi, sessiz kalmaması Tarkan’ı Tarkan yapıyor. Mega starlık öyle sadece çalgıyla çengiyle olmuyor.


İlaveten bu konserin öyle herhangi bir sebeple değil 9 Eylül İzmir’in “düşman işgalinden” kurtuluşu vesilesiyle olması da ayrıca anlamlı. Birçoğumuz daha öncesinde çok da aldırmadığımız 30 Ağustos gibi, 9 Eylül gibi günlere daha derin anlamlar yükler olduk. Bunun bir sebebi var. Çünkü artık Cumhuriyet değerlerinin tehdit altında olduğunu görüyoruz. Bugün İzmir’in kurtuluşunu kutlarken Osmanlı güzellemesi yapılıyor olması bile bunun bir işareti. Kurtuluş Savaşı için bile mi karşıt görüş var gerçekten? Benim aklım bunu almıyor.


Laik Cumhuriyetin tehdit altında olması bu kutlamaları daha anlamlı, daha gerekli, daha elzem kılıyor. Ses çıkarmak istiyoruz. Buradayız bir yere gitmedik, cumhuriyetimize sahip çıkıyoruz demek istiyoruz. Milyonlarca insanın konser alanında, milyonlarca insanın ekran başında olması da bunu anlatıyor. Zarif bir gövde gösterisi adeta.


Tarkan bu kutlamaya gerçekten çok yakıştı. Konserin sonunda (ve aslında konser boyunca da) hep birleştirici, iyileştirici bir söylemi vardı. Tam da ihtiyacımız olan gibi. Yeniden bir arada hissetmeye çok ihtiyacımız var. Bir zamandır kaybettiğimiz, kaybettirilen o bir arada yaşama bilincini yeniden inşa etmeye çok ihtiyacımız var. Bunu talep eden büyük bir kalabalığız. Tahmin edilenden çok daha büyük. Güzel günler göreceğiz, güneşli günler.



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.