Öncelikle kendinizden bahseder misiniz?


İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya İletişim Sistemleri Bölümü mezunuyum. 4 yaşında annemin sayesinde baleye başladım. 16 yıl boyunca bale yaptım. Profesyonel bir şekilde baleyi bütün hayatıma yaymak istedim. Tek hayalim balerin olmaktı. AKM’deki bütün bale gösterilerini izlerdim. Dans filmlerinin hepsini izlerdim ve çok seviyordum. Evde tek başıma sürekli çalışırdım. Okuldan sonra baleye giderdim ve mayom hep üstümde olurdu. Akşam eve yorgun dönsem bile çok sevdiğim bir şeyi yapıyordum. Yine de 1 sene kadar okul sınavlarım yüzünden baleye ara verdim. Sonrasında tekrar geri döndüm.


Royal Academy of Dance İngiliz Kraliyet Balesi’nin de birkaç sınavına girdim. Üniversite’de Devlet Opera Balesi’nde okumayı çok istiyordum. Türkiye’de okuduktan sonra Paris ya da New York’a gidip oralardaki bir topluluğa girip bütün dünyayı dolaşmak istiyordum. Hatta bir bebeğim olursa onu da sırtıma asıp benimle dünyayı gezsin, kulislerde büyüsün gibi bir hayalim vardı.





Konservatuar sınavlarına ara vermeden çalıştım. Anatomik bir sorunum olunca ikinci elemeleri geçemedim. O ara Bilgi Üniversitesi’ni kazandığımı öğrendim. Konservatuar aklımda kalmıştı tabii ama yeniden sınavlara hazırlanma cesaretini kendimde göremedim.


Yine de bale ile ilgili eğitim aldığım için, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan diplomam vardı. Bale eğitmeni olabiliyordum. Önce öğretmen olmak istemedim, dansçı olmayı daha çok istiyordum. Tabii yıllar sonra öğretmen olarak devam ettim. (Gülüyor)



Dergicilikten vazgeçip kendi ajansınızı kurmaya nasıl karar verdiniz?


İletişimim her zaman çok kuvvetliydi. Okula başladığım ilk zamanlar hep haberci olmak istedim. Takip ettiğim birkaç iyi haberci vardı. Hala daha yakından takip ederim. Jülide Ateş çok sevdiğim de bir arkadaşımdır. Onlara çok özenirdim. Güzel, başarılı ve televizyondalar… Sonra büyük medya kuruluşunda dış haberlerde staj yapma imkanı buldum. Bana göre olmadığını anladım. Daha sonra dergilerde staj yaptım ve çok sevdim. Moda dergisinin moda editörleri yarışmasında birinci oldum. Orada 3,5 yıl çalıştım. Türkiye’ye yeni gelen iyi bir moda dergisine geçtim. Sonrasında orada da 2,5 yıl çalıştım. 30’larıma geldiğimde farklı bir iş yapmak istedim. Ben biraz fazla özgür ruhluyum.





Karaköy Fransız Geçidi’nin orada kendi ajansımı kurdum. Çok büyük işler yaptım, 3 yıl kadar sürdürdüm. Çünkü bale zehir gibi bir şey, hayatımda yeniden var oldu. Aslında hayat da baleyi karşıma çıkardı. Amerika’dayken bale fitness ile tanıştım. Bale ile fitness’ı bir araya getirmek başka bir disiplin. Victoria’s Secret mankenleri de bale fitness yapıyordu. Ben de yapmaya başladım.

Moda geçmişiniz var, dergilerden dolayı. Peki stil danışmanlığı yapıyor musunuz?


Çok büyük kurumsal şirketlerin kampanya çekimlerinin styling’ini yaptım. 6,5 yılımı dolu dolu geçirdim bu alanda. Dünyayı çok fazla gezdim. Moda haftalarına katıldım ve röportajlar yaptım. Çok güzel şeyler yaşadım. İstanbul Moda Akademisi’nde çok uzun yıllardır ders veriyorum. Hala devam ediyor. Stil danışmanlığı yapmadım. Çünkü dergi ve kurumsal işlerde daha çok çalıştım.



Yeni projelere açık mısınız?


Beni heyecanlandıracak her şeye her zaman açığım. Hiç bir zaman "ben onu yaptım artık bitti” demiyorum.





Hedefleriniz neler?


Ece Candan Studio’yu daha da büyütmek istiyorum. Yani büyütmekten kastım; studyonun sirkülasyonu artsın ve 7’den 70’e herkes gelsin istiyorum.


Kendi mayo koleksiyonumu hazırlıyorum şu an. Türkiye’de bale kıyafetleri bulmak hiç kolay değil. Ama şöyle yola çıktım; hikayem baleyle başlıyor ve derslerde giyilecek mayolar hazırlıyorum ama jean üzerine giyilsin de istiyorum. Tasarımcı olduğumu iddia etmiyorum. Sadece body suit serisi çıkarmak istiyorum. Önce likra ve koton kumaşlarla başlamak istiyorum. Sonraki aşamalarda triko body suitlere yer vereceğim.



Eğer yapabilirsem bir de online bale dersleri vermek istiyorum. Skype üzerinden bire bir özel ders vermek istiyorum. Çünkü bale eğitimi alabilirler ama bale fitness dersleri başka bir yerde yok.


Ne zaman hazır olacak bu koleksiyon?


Ekim ayında satışa çıkmaya başlayacak.


Bale derslerini genelde küçük yaşta almak gerekir diye biliyoruz. Yetişkinler bale yapabilir mi?


Benimle çalışmak isteyen öğrencilerime ilk sorduğum soru; "herhangi bir sakatlığınız var mı?” oluyor. Çünkü bazı sakatlıklarda bale yapmak zor olabiliyor. Diz ağrısı, bel fıtığı gibi sağlık durumlarında daha zor olabiliyor. Skolyoz hastalığı olan öğrencilerim de var. Bale skolyoz hastalığına iyi geliyor. Duruş bozukluğunu düzeltiyor. 20 yaşındaki öğrencimde de 42 yaşındaki öğrencimde de duruşlarının düzeldiğini görüyorum. Tamamen tecrübeyle sabit.


Bale, disiplin istiyor. 4 yaşında baleye başlamak çok ideal. Yine de ilerleyen yaşlarda vücudu eğitmek ve duruşunu düzeltmek isteyenler için de bale yapmak çok önemli.



Bale fitness tam olarak nedir?


Bale figürleri ve disiplini ile fonksiyonel hareketlerin birleşmesinden oluşan bir program. Çok tekrarlı hareketler var. Dans etmiyoruz. Klasik müzik eşliğinde bale hareketleriyle vücudu tamamen şekle sokmaya yardımcı olan bir program. Özellikle kalça, bacak, kol, sırt, karın çok fazla çalışıyoruz.





Bale yapmak isteyenlere nasıl öneriler verirsiniz?


Öncelikle annelerin kız ya da erkek çocuklarını küçük yaşlarda baleye götürmelerini tavsiye ederim. Bale sevmeden yapılabilecek bir şey değil. Bale yaparken küçük bir hareketi sürekli tekrarlamak gerekebilir. Bale sabır istiyor. 10-12 yaşında başlamak istiyorsa biri yine balenin peşinden koşmasını tavsiye ediyorum. Asla yaşım geçti diye düşünmelerini istemiyorum. 20’li yaşlardaki gençler için de; eğer bale çocukluk hayaliyse gelsin ve denesin. İnsanların hiçbir şey içinde kalmamalı.



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.