2015 yılında yayınladığı ‘Gök Nerede’ adlı albümüyle müzik sektöründe yıldızı parlayan Mabel Matiz, sonbaharda piyasaya çıkaracağı ‘Maya’ adlı dördüncü albümü öncesi, dinleyicilerle buluşturduğu ‘Ya Bu İşler Ne’ adlı teklisiyle dikkat çekiyor. Yeni albümüyle müziğini evrenselleştireceğinin vurgusunu yapan ünlü şarkıcı, “Müziğimde aşk, tutku, karamsarlık ve umut ne ararsanız var. Müziğim kimseyi dışlamıyor” diyor. Geçmiş yıllardaki bayramlara ilişkin konuşan ünlü şarkıcı, çocukluğunun bayramlarını unutamadığını ifade ederken, “Babam TIR şoförüydü, annem ev hanımıydı. Bizi okutabilmek için çok emek verdiler” ifadelerini kullandı. Balat’ın renkli sokaklarında buluştuğumuz şarkıcıyla mahallelinin bayram coşkusuna ortak olduk…





Çocukluğunuzun bayramları nasıldı?


Çok güzeldi, bayram günleri başka bir mutlulukla kaplanıyorduk. Daha saftı o zamanlar pek çok şey. Bütün sülale dedemlerde buluşuyorduk. TIR şoförü olan babamın evde olduğu zamanlara da denk gelmişse, bayram ikinci bir bayram demekti bizim için. Dedemle ve uzun zamandır görmediğimiz yakınlarımızla sohbetler, büyük sofralar. Annemin kardeşim ve benim için bayrama özel olarak tasarladığı ve diktiği yeni kıyafetler... Annem her bayramda bize yeni bir şeyler dikerdi, onun da mutluluğu başkaydı.


Varlıklı bir aileden mi geliyorsunuz?


Pek sayılmaz, orta halliydik. Babam hep yollardaydı. Anne ev hanımıydı, terzilik de yapıyordu. Bizi iyi büyütmek, okutabilmek için çok emek verdiler.


Son yıllarda bayramların eskisi kadar dolu dolu yaşanmadığı eleştirilerini sıkça duyuyoruz. Sizce bayramın coşkusunu kaybettik mi?


Bahsi geçen durum biraz çağın getirdiği şeylerle ilgili sanırım. Heyecan ve önceliklerimiz bir nebze yer değiştirdi. Sosyal medya insan ilişkilerini başka bir evreye taşıdı bence. Artık sürekli bir arada gibiyiz zaten. Yine de bayramlar güzel. Herkesin sevgi, saygı ve adalet duygularını hayatın içinde tam olarak hissedip yaşadığı bayramlar diliyorum.






Geçtiğimiz haftalarda ‘Ya Bu İşler Ne’ adlı teklinizi dinleyicilerle buluşturarak kendi bayramınızı öne çektiniz. Bu şarkının kısa sürede insanların diline dolandığını görüyoruz. Yeni tekliniz hakkında neler söylersiniz?


Bu şarkının sözlerini geçtiğimiz kış ayında kaleme almıştım. Bu şarkı içerisinde popun yanı sıra hem türkü hem Anadolu ezgileri hem de elektronik bir yapıyı barındırıyor. Renkli ve çılgın bir coğrafyada yaşıyoruz. Bunu bize unutturmalarına izin vermemeliyiz. Hayat farklılıklarla güzel. Yeni albümüm öncesi güzel bir fragman oldu.


Nasıl bir albüm geliyor?


17-18 şarkının yer alacağı ve sohbahar gibi çıkacak bu albümün içerisinde pop, rock, Anadolu ezgileri olacak. Geçmiş üç albüme göre bu albüm daha ritimli ve daha aydınlık. Doğup büyüdüğüm toprağın özüyle elektronik müziği birleştirdim. Albümün adını da annemin isminden yola çıkarak ‘Maya’ koydum. Ailevi, ikili ilişkilerim ve dertlerimin bende biriktirdiklerini kâğıda döktüğüm bir albüm oldu. Fazlasıyla da dışa dönük ve edepsiz bir albüm olacak! Yeni albümle müziğimi evrenselleştireceğim.


Bugüne kadar içe kapanıklık mı vardı?


İçe dönük bir süreç geçirmiştim, artık dışa dönük bir insanım. Hepimizin doğduğu andan itibaren farkında olarak veya olmadan hayat içerisinde yüklendiği yükler var. Bizdeki etkileri zaman zaman parlak olmayabiliyor. İçe kapanıklık çocukluğumdan beri vardı. Hiç fırlama olmadım ama bir nebze yol aldım. İçime kapanmak beni müziklere ve kitaplara yöneltti. Kendime beslenme kanalları oluşturdum. ‘Gök Nerede’yi yayınladıktan bu yana geçen süre, yoğun bir süreçti. Hem kendimle hem de dünyayla olan ilişkilerimde birtakım açılmalar yaşadım. Aslında içe kapanıklığım beni var etti. Bir noktadan sonra daha az kızmaya ve gülüp geçmeye başladım. Geçen yıllar içerisinde daha hafifledim.





‘Sıla’nın içi dışı bir, çok neşeli’


Geçtiğimiz haftalarda Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda konser veren Sıla’nın iki konserinde sizi de gördük. ‘Muhbir’ adlı parçayı ilk kez birlikte seslendirdiniz. Bu şarkının bu kadar yankı bulacağını düşünüyor muydunuz?



Şarkıyı Sıla ile birlikte 1.5 yıl önce yazmıştık. Sağ olsun beni Harbiye’ye davet etti ve seslendirdiğimiz ‘Muhbir’ şarkısı insanlara zehir gibi etki etti. Sıla, önümüzdeki aylarda bu şarkıyı single olarak çıkaracak. İçi dışı bir, neşeli ve gerçek bir kadın. İkimizin de gözü kara! Bu arada Harbiye demişken en büyük hayallerimden biri Harbiye’de konser vermek. Oranın farklı bir büyüsü ve enerjisi var.


‘Birbirimize ayna tutmalıyız’


Mahalle baskısından çektiniz mi?


Gezdiğim ülkelerde farklı toplumlarda da mahalle baskısının olduğunu gördüm. Bu Türk toplumuna özgü değil. Birtakım toplumsal kodlar her yerde var. İnsan kendine benzeyeni kendine yakın hissediyor. Benzemeyeni karşıt gibi algılıyor. Bunun iyiye evrileceğine inanıyorum. Önce kendimizi değiştirirsek sonra dünyayı değiştirebiliriz. Mahalle baskısı her yerde var. Ben mahalle baskısından arındım diyemem. İçimde tutuklu olduğum, göğsümden atamadığım kodlar vardır. Bunlar ne kadar söze dökülür, şarkı, şiir, roman veya film olarak topluma ayna tutarsa insanlar o kadar çabuk değişir. Birbirimize ayna tutmamız lazım.



‘Sosyal medyanın modası keşke geçse’


Sosyal medyadan paylaştığınız fotoğraflara yapılan belaltı yorumlara anında cevap veriyorsunuz. Sosyal medya sizin hayatınızı ne yönde şekillendiriyor, söylenenlere kafayı takıyor musunuz?


Sosyal medya ilişkileri ve bireysel ilişkileri söndürüyor, adeta enerjilerini emiyor. Keşke biraz daha az zamanımızı alsa. Sosyal medyada kimin ne yaptığını herkes biliyor. Anlatacak bir şey kalmıyor. İnsanların birbirleriyle olan teması azalıyor. Keşke sosyal medyanın modası geçse!


Gelen olumsuz mesajları kafanıza takıyor musun?


Takmıyorum. Gerçekten canımı acıtması lazım, o eskisi kadar kolay değil. Susunca tepene biniyorlar o yüzden susmamak lazım. Birbirimize daha iyi noktadan dokunabiliriz. Farklılıklarımıza saygı göstererek daha güzel yaşayabiliriz. Birbirimizi kucaklarsak hayat daha kolaylaşır.

Converter regex mismatch: #yataytekli#haber##center#

'Modaya inanmam’


Moda anlayışını ‘zamansız’ olarak tanımlayan Mabel Matiz, “Modaya inanmam ama insanlara ilhan verdiğimi düşünüyorum. Annemin terzi olması benim giyim kuşamımın dikkat çekmesinde çok etkili oldu” diyor.


Röportaj: Arif Hür

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.