Günümüz insanının en büyük psikolojik sorunu nedir diye sorarsanız, kontrol edilemeyen sebeplerden dolayı oluşan aşırı ve sürekli stres ve endişe hali desek yalan olmaz. Peki bu duygu durumu bize ne yapıyor? Sonu gelmeyen şok edici olayların yarattığı stres beynimize, vücudumuza nasıl etki ediyor? Nörolog Dr. Mehmet Yavuz’a sordum. İşte cevaplar...


Kronik stres nedir?

Stres, zorlu yaşam şartları nedeniyle ortaya çıkan, bireylerin sıkılgan, korkmuş ve gergin bir ruh halinde olması durumudur. Stres nedeniyle beyin aktiviteleri yavaşlayan insan, hayattan keyif alamaz hale gelir, kendini özgüvensiz hisseder. Problem çözme konusunda kendini yetersiz hisseden birey, daha çok içe kapanık hale gelir ve bu durum beraberinde birçok hastalığı getirebilir. Bu dönem uzadığı takdirde, birçok hastalıkla karşılaşmaya başlarız. Kronik ağrı ve yorgunluk, alerjik hastalıklar, mikrobik hastalıklar, panik ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar kronik strese bağlı olarak görülebilir.


‘Hafıza zayıflığı görülür’

Stres beyni nasıl etkiler?

Stres kronikleştiğinde beyinde hafıza ve öğrenme bölgeleri durumundan olumsuz yönde etkilenir. Beyindeki aktif hücre sayısının azalması, tahribatlara yol açabilir. Beyin stres süresince enerji ve konsantrasyonu artırmak için adrenalin salgılar. Birkaç dakika içinde adrenalin beyni terk eder. Stres uzun süreli olursa adrenalinden daha etkili olan steroid hormonlar (kortizol gibi) salgılanmaya başlar. Bu hormonların beyni terk etme süresi adrenalinden daha uzundur ve bu dönemde kişinin bilişsel kabiliyeti azalır ve olaylara normal tepki verme yeteneğinde zayıflama görülür. Kronik stres bu hormon dengesinin bozulmasına ve normalden daha fazla sayıda beyin hücresi ölümüne neden olur. Bunun sonucu olarak kişide kavrama sorunları ve hafıza zayıflığı görülür.


Yani uzun süreli, yüksek oranda strese maruz kalan kişilerin beyinlerinde küçülme görülüyor. Bunun sonucunda da bilişsel yetenek zayıflıyor ve olaylar karşısında verilen tepkiler normalin dışına çıkarak sertleşiyor. Aynı araştırmada stresin beyinde yarattığı bu olumsuz etkilerin kalıcı olmadığı, stres düzeyinin azaltılmasıyla birlikte beynin normal hacmine ve bilişsel yeteneğin stres öncesi döneme geri döndüğü belirtilmiş.


Kronik stres beyinde bulunan ve sinirler arası iletişimi sağlayan nörotransmitterlerin sayısını azaltarak kişinin anlama ve kendini ifade etme yeteneğini olumsuz şekilde etkiliyor. Sinirler arası iletişim yavaşladığında konsantrasyon yavaşlıyor ve kısa süreli hafızada zayıflama görülüyor. Stresin sürekli hale gelmesi ya da beyin ön bölge duyarlılıklarının belli bir düzeyin üstünde olmasıyla sürekli işler hale gelen allostaz mekanizması, kronik hastalıkların temel nedenini oluşturmaktadır. Hangi hastalığın ortaya çıkacağını genetik faktörler belirler.


“Uyku bozukluğuna yol açar”

Stres vücudumuzu nasıl etkiler?

Vücutta stres durumu algılandığında, öncelikle sinir sistemi devreye girer. Kişi bu süreçte baş edebileceği durumlarla savaşırken, aksi durumlardan kaçma davranışını gösterir. Zorlanma ve tehdit altındaki bireyde, “Savaş veya kaç” olarak bilinen bu tepkiyle sempatik sinir sistemi devreye girer. Bu durumda, vücutta kalp atışlarının hızlanması, kan basıncının artması, solunumun derinleşmesi gibi belirgin değişimler gözlemlenir.


Böbreküstü bezlerinden kortizol ve adrenalin gibi stres hormonları salgılanır. Vücutta görülen bu değişimler, vücudun kas gücünü artırıp duyuları keskinleştirerek tehlike veya stres yaratan bir durumda kendimizi korumaya aldığımızı gösterir.


Tehdit altındayken vücudumuzda gelişen bu tepkiler olumlu olsa da, aksi gibi durumlarda da stres hormonunu sürekli salgılamak, kişilerde kronik stres yaşandığını gösterir. Kronik stres, stres hormonlarını salgılayan böbreküstü bezlerini yorar. Bu durumda kişilerde halsizlik, uyku bozuklukları, tiroit problemleri ve hatta obezite gibi sorunlar görülür.


Stresin negatif etkilerinden korunmak için

  • Kişilerin bu duyguyla baş edebilmeleri için her şeyden önce, hangi durumda stresli hissettiklerini fark etmeleri gerekir.

  • Nasıl ki fizyolojik rahatsızlıklar ruh sağlımıza etki ediyorsa, bize ruhsal açıdan buhranlı hissettiren durumlar da bedensel işleyişimizi olumsuz yönde etkiliyor. Beden ve ruh sağlığı daima ilişki içindedir. Sağlıklı bir işleyiş stres faktörüne karşı önemli bir kalkan görevi üstlenir. Bu yüzden sağlıklı ve dengeli beslenme, düzenli uyku ve yapmaktan keyif alınan aktivitelerin yapılması kişileri motive eder.

  • Stresin sağlıklı bir şekilde yönetilebilmesi için spor yapma, yakın dostlarla ve aileyle keyifli vakit geçirme gibi aktivitelerde bulunmak, kişiyi rahatlatarak yaşadığı kaygılı durumdan uzaklaştırır.

  • İş saatleri süresince yoğun tempoyla çalışmak kişiler üzerindeki en büyük stres faktörlerindendir. Sürekli zamanla yarışan bireyler, kendilerini bir kapana kısılmış gibi hissederler. Bu duygudan uzaklaşabilmek için kişilerin kendilerini iyi tanımaları, gerçekçi hedefler belirleyerek çalışmalarına yön vermeleri gerekir. İşlerin iyi planlanması, iş yetiştirme stresini büyük ölçüde engeller.

  • Ayrıca çalışma saatleri içerisinde verilen küçük molalar, yeterli su tüketimi, temiz hava almak ve içinde bulunulan odayı havalandırmak, beynin daha verimli çalışmasını sağlayarak fiziksel yorgunluğu da gidermeye destek olacağından, kişilerin psikolojisi de bundan olumlu etkilenecektir.

Röportaj: Damla Çeliktaban


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.