‘Benim Ol’ adlı şarkısıyla müzik piyasasını sallayan Edis, ilk albümünü ocak ayında çıkarmayı planlıyor. Geçtiğimiz günlerde İzmir Optimum Outlet AVM’de gerçekleşen bir defilede sahneye çıkan genç şarkıcıyla kuliste bir araya geldik.


İki defile arasında birlikteyiz. Siz modayla ne kadar iç içesiniz?

İşim için profesyonel yardım alıyorum. Normal hayattaysa rahat giyinmeye alışığım, çok kendimi göstermeye yönelik bir giyimim yok. Ama moda tabii ki önemli bizim işimizde.


Şarkınız ve sesiniz bir yana, kıyafetleriniz de ilgi çekiyor. Pek Türkiye’de olan bir şey değil bu...

Başladı yavaş yavaş Türkiye’de de.


Bunun sizden sonra başladığını söyleyebilir miyiz?

Hayır, söyleyemeyiz. Herkes özeniyor. Son dönemde dünya iyice globalleştiği için biz de standartlara göreyiz. O yüzden kendimi ve ekibimi başarılı bulurken diğer sanatçıları da beğeniyorum.


‘Ocak gibi albümüm çıkacak’

‘Dudak’ adlı son şarkınızla ilgili nasıl geri dönüşler aldınız? Memnun musunuz tepkilerden?

Çok memnunum. İzlenmede de indirmede de listelerin en üst sıralarındayız. Bu single’ımda da iyiyi yakalayabildiğim için çok mutluyum. Yakalayamasaydım üzülürdüm. Bana albüm öncesi iyi bir teşvik oldu. Ocak gibi albümüm çıkacak. Kendimi hatırlatmış oldum.


‘Dudak’ın klibini Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde çekmiştiniz. Fikir nereden çıktı?

Köprüyü kapatıp klip çekmek çocukluğumdan beri hayalimdi. Hayalimi tam da gerçekleştiremedim çünkü köprü bitmek üzereydi. O yüzden çok fazla işgal edemedik. Bana çok güzel bir anı olarak kaldı. Sonuçta ilk defa ben çekmiş oldum. Uzun seneler o köprü duracak, o klip de duracak. Kendi kişisel hayatım için çok özel bir anı oldu. İş için de tabii ki ses getirdi.


Albümünüzde kaç şarkı olacak? Belirlendi mi şarkılar? Kimlerle çalıştınız?

10 şarkı olacak. Öncelikle Ozan Çolakoğlu ama 4 ayrı aranjörle beraber çalışıyoruz. Şarkıların hepsi bana ait, 2 tanesinde de ortak çalışmam var. Şu ana kadar çıkardıklarımdan da üstüne koymayı düşündüğüm bir tarz olacak. Ne eskisi gibi ne de çok farklı. Şarkıların hiçbiri birbirine benzemiyor. Çünkü bu benim 3 senelik çalışmam. “Bir albüm yapsam ne yaparım?” diye yola çıktım. ‘Dudak’la, ‘Benim Ol’ ve ‘Olmamış mı?’ aynı tarz gibi duran ama birbirinden çok ayrı şarkılardı. Yine her şarkı birbirinden farklı olacak.




‘Şarkılarımın hepsi hit olur’

3 şarkı yaptınız, 3’ü de hit oldu. Bu albümde de hitler var mı?

Hepsi hit olur bence. Albüm olunca öyle olmuyor ama insan kendi yaptığı işi kayıtsız şartsız seviyor. Ben her şarkıyı seviyorum o yüzden hepsinin de farklı bir yeri, bir dünyası var. Dinleyenler için zengin bir albüm olur ama hit dediğimiz o kavram ne kadar yayınlamak istediğime göre de değişiyor. Ama ben hepsine klip çekmek istiyorum. Çok farklı fikirlerim var. 2 tane de slow şarkı var.


Bu kez hayranlarınızı hüzünlendireceğinizi söyleyebilir miyiz?

Ağlatıyoruz şu an. Bugüne kadar albümü kime dinlettiysek ağlıyor. Umarım bizim beğendiğimiz kadar beğenir dinleyici. Böyle iddialı konuşmak çok tarzım değil ama büyük bir heyecanla, istekle yaptığım bir albüm. Kendim çok zevk alıyorum yaparken.


Siz, Ece Seçkin, Simge Sağın ve Gülden Mutlu aynı dönemin şarkıcılarısınız. Yeni nesil insanların çıktığı bir dönemde birinci sıralarda hep sizleri gördük. Bir jenerasyon değişikliği mi yaşıyoruz?

Hepsini çok seviyorum. Geçenlerde Buray’la ve İlyas Yalçıntaş’la oturup muhabbet ettik. İkisini de çok severim. Sürekli birbirimizle kontak halindeyiz. Gülden’le (Mutlu) tanışamadık ama sosyal medyadan sürekli selamlaşıyoruz. Yeni nesil şarkıcılar birbirini kolluyor, çok ortak çalışma içerisinde yeni nesil. Sanırım tam bir değişimin ortasındayız ama bunu kestiremeyiz kim kalır, kim gider... Zaten şok tüketimin olduğu bir dönemdeyiz şu an. Ben yeni nesli çok çalışkan ve heyecanlı buluyorum. O yüzden yeni nesli dinlemek çok zevkli.


‘Her şeyin bir dönemi var’

Şu an bilinen bütün isimler birbiriyle daha iyi iletişim kurabiliyor. Eskiden polemikler, kavgalar filan olurdu. Siz tam tersine hep bir muhabbettesiniz...

Her şeyin bir dönemi var. Onu gerektirdiği için o dönemde saydıklarınız yaşanmış muhtemelen. Ben herkesin kendi özgür iradesiyle bunu yaptığını düşünmüyorum. Sonuçta binlerce tür yapımcı, PR’cı, menajer var. Hâlâ var bunlar. Şimdi de böyle şeylere etki edebilirler. Ama yeni nesil biraz daha özgür ve kendini parlatmak için magazine ihtiyaç duyulmayan bir dönemdeyiz.


‘Medyatik bir şey yaşamayacağım’

Sosyal medyadan çok fotoğraf paylaşıyorsunuz ama yakın zamanda sevgilinizle veya arkadaşınızla paylaştığınız bir fotoğraf görmedim. Hayranlarınızdan dolayı mı özel hayatınızda gizlilik var?

Hayır. Eskiden de sevgilim olduğu zaman çok açık değildim. Çünkü ilişkini birileriyle paylaşmak, ilişki yaşarken de ayrılırken de sorumluluk. Arkadaşlarımda da görüyorum; 2-3 sene birlikte oluyorsun, insanlar onu kabulleniyor. Sonra başka biriyle birlikte olmaya başladığında tek algı eski sevgilin oluyor. Ben öyle medyatik bir şey yaşamayacağım hayatımda. Çünkü hep sorumluluk, hep soru... Yanımdaki kıza da yazık.


‘Şu an yalnızım’

Medyatik bir ilişkim olmayacak derken “İlişkimi göz önünde yaşamam” gibi bir şeyi mi kastediyorsunuz yoksa “Sektörden biriyle birlikte olmam” gibi bir şey mi?

Sektörden biriyle tabii ki olabilirim. Sadece her anımı medya önünde yaşarsam, görünmesini istemediğim anları da paylaşmak zorunda kalırım. Sınırım orada başlıyor. Onu baştan verirsem, ucu sonra kopuyor. Ayrılık muhabbetleri, o onu, bu bunu gördü... O kadar özelim konuşulsun istemem. Zaten şu an sevgilim var mı yok mu diye kovalayan yok.


Peki var mı hayatınızda biri?

Şu an yalnızım.





‘Baklavalar midemde’

Sporla aranız nasıl?

Yapıyorum ama biraz kilo aldım. Şimdi onları vereceğiz bakalım. Yemeği çok seviyorum. Baklavaları görmüyorsun, baklavalar midemde olduğu için. Ama spor yapıyorum, özellikle boksu çok seviyorum. Dans da bir spor. Boksla, fitness’la geçiyor hayat. Spor her zaman gerekli.


Bazı insanlar vücut geliştirmeye takıntılıdır. Öyle bir takıntınız yok o zaman.

Yok. Bana sıkıntı basar 1-2 saat sonra. Ama bir anda vücut geliştirirken de görebilirsiniz beni. O tamamen ruh halime kalmış. Şu anki fitliğim beni idare ediyor. İdare etmediği noktada da ekibim sağolsun her saniye “Edis’ciğim kilo aldın” diye beynimin etini yiyor.

‘İnsanları kalıba sokmamak gerekiyor’

Bu dönemde pek çok oyuncunun şarkıcılık, pek çok şarkıcının da oyunculuk tarafı da var. Bir iç içe geçmişlik söz konusu. Sizin için geçerli mi bu durum?

Ben oyunculukla başlamıştım. 2-3 sene oyunculuk yaptıktan sonra müzik kariyerine geçtim. Sinema filmi için birkaç görüşmem oldu. Bazen çok rahat hissetmedim, bazen rahat hissettim. Ama daha istediğim gibi bir proje görmedim. Oyunculuk çok zevkli bir şey ama zaman açısından dizi oyunculuğuyla şarkıcılığı yürütmek imkânsız.


Bu iç içelik normal mi peki?

Çok normal. Gerçekten yetenekli, her şeye yeteneği olan insanlar bunu icra etmek istiyorsa etsin. İnsanları “O şarkıcı oyuncu olamaz” ya da “O oyuncu şarkıcı olamaz” diye kalıba sokmamak gerekiyor. Öyle bir dönemde değiliz. Ben yarın bir diziyle karşınıza çıkabilirim, bir süre durdurabilirim. Ya da hiç yapmayabilirim. Yönetmenlik de yapabilirim ki okulum onun üstüne. Bence şu dönemde insanlar başkalarına yönelik davranmak yerine kendileri için ne yapmak istiyorlarsa onu yapsınlar. Şarkıcılar oyuncu, oyuncular şarkıcı olsun. Ben şu an müzikle iyiyim.


Röportaj: Neziha Kartal

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.