Oyuncu Akasya Asıltürkmen 22 haftalık hamile. Kızı olacak ve adı da Pera. Düğün ise bugün. Kızı biraz erken davrandı. Halinden mutlu sadece hamile olarak düğün organizasyonu yapmanın zorluğundan bahsediyor. Geçen sene şubat ayında röportaj yaptığımızda yalnızdı ve “O Romeo buraya gelecek” demişti. Nitekim geldi de. Bir partide tanıştığı nişanlısı Serdar Özerman ile bugün dünya evine giriyor. Karnı belirginleşince geçtiğimiz hafta son oyununu oynayan Akasya Asıltürkmen, aynı zamanda özel şirketlere ‘Yaratıcılık Atölyesi’ adı altında ders veriyor, Bahçeşehir Üniversitesi’nde ‘Kamera Önü Oyunculuk’ derslerine giriyor. En son 35. İstanbul Film Festivali’nde gösterilen “Enkaz” diye bir filmde oynadı. Ve elbette boş durmadı ve annelik tecrübelerini eğlenceli bir dille anlatacağı, bilgiler vereceği ‘AkasyaAna’ adındaki YouTube kanalını açtı. Her zaman kendisiyle barışık, değişen hayatına adapte olmaya çalışan, yeni projeler geliştiren Asıltürkmen’le düğün öncesi buluştuk.
Geçen sezon ‘Romeo’yu Beklerken’ ve ‘İnternette Tanışan Son Çift’ adlı oyunlarda oynadın. Geçen yıl şubat ayında bir araya geldiğimizde “O Romeo buraya gelecek” demiştin ve geldi. Söyleşi uğurlu geldi galiba...
Evet, dedim ve geldi. Aslında karşına çıkan kişiyi Romeo diye nitelendirmiyorsun ama anlıyorsun. Hayatının insanı olduğunu, onunla ciddi bir şey yaşayacağını... Ben bunu Serdar’la karşılaştığımda anladım. Kışın oyun var yaza doğru Küba’da evlenelim derken kızım sürpriz yapıp önce gelmeyi seçti. Yani hayaller Küba gerçekler Sultanahmet oldu. Bundan da çok mutluyum bana romantik geliyor.
Nasıl tanıştınız, kimdir Serdar Özerman?
Serdar ile tanışmamızda sosyal medyanın etkisi var. Bir GSM şirketinin organizasyon işleriyle uğraşıyor. Kurumsal tarafta ve tiyatroyla çok ilgili. Beni bir partiye davet etti. Tesadüfen bütün arkadaşlarım da oradaydı, tanıştık. Sonra o benim oyunuma geldi. Hatta oyunun sonunda benden korkup gitmiş. Gözünde çok büyütmüş. Ben “Bekliyor musun?” diye mesaj attım, “Çıkmıştım aslında” dedi. Ve geri döndü. O gün oyundan sonra bir buçuk saat sohbet ettik. Önce arkadaş sonra sevgili olduk. Bir sürü şeye çok çabuk karar verdik. Aklımda direkt evlilik yoktu ama Serdar bunun için biçilmiş kaftandı, düşünmedim dersem de yalan olur. O 3’üncü ayımızda evlenme teklifi etti. Bu arada Serdar’dan 7 yaş büyüğüm ve bu konuda da öncülük yapmayı düşünüyorum. Kadınlar da büyük olabilir yani.
Bir ilişki kurmanın ne kadar zor olduğunu konuşmuştuk ki evlilik kararı aldın. Püf noktası var mı bunun?
O içgüdüsel bir şey. Eğer sağlıklı içgüdülere sahipsen doğru karar verebilirsin. Ama yanlış bir rol modelin varsa mesela alkolik bir baba, bağımlı bir anne modelin, içgüdülerin de yanılabilir. Güzellikten ziyade hayata bakış benim için önemliydi. Sigara içmemesi, sadece sosyal olarak içki tüketmesi bile geçer akçelerdi. Çünkü sağlıklı bir hayat yaşamak istiyorum. Bir terapist söylemişti, etrafınızda yeni birisi olmaması demek artık o köyde adam olmadığı anlamına gelir. Hep aynı çevrede aynı insanlarla görüşüyoruz. Sağlıklı ilişki arayan bekâr arkadaşlarıma, kendi habitatlarından çıkıp biraz daha etraflarına bakmalarını öneririm. Benim de öyle oldu. Serdar’ın sosyal çevresiyle benimki birbirine paralel gitse bile çok farklı. Normalde karşılayabileceğim biri değil. Kendi konfor alanımdan çıktığımda karşılaştığım kişi ise hoşuma gitti.
Biraz şans biraz da niyetli olmak belki. Neticede o da oyundan sonra geri gelmiş...
O o kadar sert bir oyundu ki, sahnede adam vuruyorum, hamileyi oynuyorum, suyum geliyor ve sonunda da ölüyorum. Gerçekten etkileyici bir performanstı. Tüm bunlardan etkilenip gözünde büyütebilir insan. Bizim gibi meslekleri yapanların aslında bu hem şansı hem de laneti olabiliyor. Ben şans olarak görüyorum. Biz spot altında biraz büyük ve parlak gözükebiliyoruz. Ama cesaretli olan da mükafatı alıyor bence.
Hamile olduğunu öğrendiğinde neler hissettin?
Ufak çaplı şok geçirdim. 35 yaşından sonra biyolojik saat çalışmaya başlıyor. Bu şekilde hamile kalmayı hiç düşünmezdim. Tanınan bir insanım sonuçta, insanın ağzı torba değil ki büzesin, bin tane şey söyleyecekler. Onları düşündüm. Ama bu, benim yaşımda ve şartlarımda bir tabu değil. Benim için hediye gibi bir şey. 35 yaşından sonra birçok arkadaşım tedavi görerek hamile kaldı.
Kızının ismi de zarif, Pera...
Benim aklıma geldi. İspanyolca armut, Yunanca her şeyden öte ya da karşı yaka demek. Serdar, Pera dışındaki hiçbir ismi beğenmedi. Bir numeroloğa sorduk, “Çok iyi bir seçim” dedi.
Hayatın değişmeye başladı mı?
Evet başta gardırobum değişti. Çünkü belim yok yani az var. Sürekli sonraki haftalarda neler olacağını araştırıyorum. Eğer karnım bu kadar erken çıkmasaydı oyuna devam ederdim ama geçen hafta bıraktım. İnsanlar hamileyken de mutlaka işlerini yapmalı.
‘Bir annenin hata yapma hakkı olmalı’
Bu arada AkasyaAna diye bir YouTube kanalı kurdun...
Daha önce annelikle ilgili pek bir şey bilmediğim için bebek bakımı gibi konularla ilgili internete sarıldım. YouTube programı yapmak istiyordum ama konusunu bulamıyordum. Biraz oyunlu, eğlenceli, günlük gibi bir şey yapma fikri doğdu. Derdim insanlara ahkâm kesmek değil, kendi yolculuğumu paylaşmak. Aslında her şey düşünülmüş ve yapılmış. Yeni olan tek şey sen oluyorsun. Programları değişik yapan sunucuların kendisi. Etrafımda alternatif çocuk büyüten anneler var. İnsanlar bunları çok merak ediyor. Ben de birçok ilgi çekici konu paylaşacağım. Hamilelik 20 kilo alacağın, eve kapanacağın bir dönem değil, bunu göstereceğim.
Bu süreçte asla yapmam diyeceğin şeyleri yapmaya hazır mısın?
Daha çocuk 5 aylıkken onun eğitimini düşüneceğimi söyleselerdi dalga geçerdim ama düşünüyorum. Çocuk dışarı çıktığında çimen görebilecek mi diye merak ediyorum. Üstüne çok düşülerek yapılan hiçbir şeyin başarılı olabileceğine inanmıyorum. Bence bir annenin hata yapma hakkı olmalı. En iyi annelik yapabildiğim annelik. Kendini hırpalamaya da lüzum yok. Annelerin terapi grupları kurması gerektiğini düşünüyorum.
‘Poğaça ayaklarımdan ya da çift gıdımdan çekineceğim yok’
AkasyaAna bebek doğduktan sonra da devam edecek mi?
Doğumu hayata ara vermek olarak görmüyorum. Benim poğaça ayaklarımdan ya da çift gıdımdan çekineceğim yok. Yıllar önce oynadığım, korkunç gözüktüğüm dizilerin hâlâ tekrarları yayınlanıyor. O yüzden yaşadığım çelişkileri de, gaz problemi çekerken geçirdiğim cinneti de paylaşmayı düşünüyorum. Yaptığım meslekte eleştiri almayı öğrendiğim için bu benim için artı puan. Annelikle ilgili beni istedikleri gibi eleştirebilirler. Tanınan bir oyuncu olmana rağmen rahatça “Poğaça ayaklarımı da saklamayacağım” diyebiliyorsun. Eğer bir projeysen ve dizide jantiyi oynuyorsan o imajı kolay kolay bozmak istemezsin. Ama ben star değilim. Böyle bir güzellik sunma iddiam yok. Drama yıldızı olmak yerine komedyen olmayı tercih ederim, komik hallere düşmekten çekinmem. Normal insan gibi yaşamazsam, bakkala gitmezsem, çiçeğimi sulamazsam insan olmaktan, oyuncu olmaktan çıkarım. Ben hayatla organik ilişki kurmak zorundayım.
Olduğun halinle mutlusun yani...
Dünyanın birçok yerinde tiyatrocuları sadece o tiyatroya giden seyirci tanıyor. Biri bana “Az ünlü” dediğinde gocunmuyorum. Çünkü olmam gereken şey o. Çok ünlü bir oyuncu olursam onun bazı bedelleri var. Çok para kazanmak evet fena olmaz ama o zaman inandırıcılığını biraz kaybediyorsun orası kesin. Sahnedeki karaktere inanmaları için senin karakterinin sönmesi gerekiyor bir noktada.
Şu an hayatının hangi dönemindesin?
Eski fotoğraflarımda gözlerimde hep bir kavga ifadesi, mağrurluk var. Şimdi daha sakin, yumuşamış, kendiyle barışık bir insan görüyorum. Bu da yaratıcılığıma etki ediyor. Muni’ye sahip olmak (köpeği), sonra bir aile kurmak bence bunların sonucu. İlk kez gerçekten doğru yolda olduğuma inanıyorum ve bunu bir yükseliş dönemi olarak görüyorum. Benim mesleğimi yapan insanlar genelde 40’a gelirken bir duraklama yaşarlar. Ama ben kendi dönemimin 35’ten sonra başlayacağını biliyorum.
Düğününüz bugün...
Tamamen kontrolden çıkmış bir düğün gerçekleşecek. Başta 80 kişiden fazla çağırmam derken sadece benim davetlim 150 kişiyi geçti. Kalabalık ortamın eğlenceli olduğunu düşünüyorum. Sultanahmet’te kırmızı ampullerin aydınlatacağı tatlı bir bahçede olacak. Düğün enteresan bir şey, hafif, naif, sade olsun dediğin şeyler olmuyor ve en havalı düğün bile halaya bağlıyor. Oyunda da gelinliğimi yapan arkadaşım Mehtap Yılmaz gelinliğimi hazırladı. Robadan gelen ipek, şifon bir gelinlik giyeceğim zaten başka şansım yok. Ayağımda da sandalet olacak. Bence insanlar etik nedenlerden çok, teknik nedenlerden dolayı evlenip sonra doğuruyorlar. Çünkü hormonlar havadayken düğün organizasyonu yapmak baya zormuş.
Röportaj: Ekin Türkantos
YORUMLAR