Son dönemin dikkat çeken genç oyuncularından biri olan ve ‘Güllerin Savaşı’ dizisindeki performansıyla adından söz ettiren Sercan Badur, dizide canlandırdığı Cihan karakteri gibi sevdiği için her şeyi göze alabileceğini söyledi.


Badur, karakterinin saplantılı bir âşık olduğunu söylerken yaz sezonunda bir filmde rol alacağının müjdesini verdi.


■ ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’deki başarınızdan sonra ‘Güllerin Savaşı’nda canlandırdığınız Cihan karakteriyle büyük ses getirdiniz. Rol size teklif edildiğinde ne düşündünüz?

Hayli tedirginlik yaşadım. Oynadığım karakter hipoksik şok yaşamış, engelli bir karakter. Nasıl oynarım diye düşünmekten ziyade, izleyen engelli arkadaşlara “Beni yanlış gösteriyorlar” dedirtmenin tedirginliğiydi. Bunun sebebi dizi sektöründeki senaryoların durumuydu. Kendimi şanslı hissediyorum, çünkü senaristimiz hastalığın devamlılığı üzerinde durdu. Hipoksiya hastalığını daha önce hiç duymamıştım.


‘Ömrüm boyunca oyunculuk yapacağım'



■ Role hazırlanırken İngiltere’ye gitmişsiniz. Peki, orada gözlem yaptınız mı?

Londra’ya gittim. İki hafta kaldım. Hastalığa dair bilgiler topladık. İnsanların vücudunda nasıl bir özellik gösteriyor, beynin neresi zedeleniyor bunları öğrendim. Bu hastalık psikotik ve nevrotik diye ikiye ayrılıyor. Benim oynadığım nevrotik bir hastalık. Londra’dan sonra da Selim Başarır ile birlikte sanki hipoksiya hastasıymışım gibi terapi gördüm. Olmuşken dört dörtlük olsun dedim ve Canan Ergüder ile beraber proje öncesi çalıştık. Kamera karşısına sağlam bilgilerle geçtim. Sonraki tedirginliklerim hastalıkla değil kendi oyunculuğumla alakalıydı. Dizi artık 40 bölümü geçti ve zaman ilerledikçe bu tedirginliğim kalmadı.


■ Cihan’ın iyileşme şansı yok mu?

Oksijensiz kalan bir kişinin beyninde oluşan hasarı ameliyatla düzeltebilecek bir tedavi yok. Ama Cihan’ın hastalığı nevrotik olduğu için psikolojik destekle gidebileceği en pozitif noktaya kadar gidebiliyor. Yaşadıkları Cihan’a iyi gelmediği gelmediği takdirde titremeleri tekrar başlayacaktır. Cihan tedavi ile olumlu gelişmeler gösteriyor. Başka bir Cihan’a dönüşecek ama her zaman hipoksiya hastası olarak kalacak...



■ Oyunculuk konusunda kendinizi nasıl geliştiriyorsunuz?


Mimar Sinan Üniversitesi’nde son sınıf öğrencesiyim ve okul bitmesin istiyorum. Tiyatro benim


arınma noktam. Önümüzdeki sezon en çok yapmak istediğim şey tiyatro. Birkaç yerle görüşüyorum. Bu mesleğe devam ettiğim sürece kendimi geliştirmek adına sürekli çaba göstereceğim.


■ Hedefleriniz neler?


Afife Jale’de ödül almayı çok isterim. Yurtdışında iyi bir projede yer almayı isterim. Hırslıyım ama hırsıma yenik düşmüyorum. Hırsım gözümü kör etmiyor ama hedeflerine ulaşmak


için herkes biraz hırslı olmalı.


■ Genç bir oyuncu olarak popülerlikle nasıl başa çıkıyorsunuz?

Popüler olmak veya tanınmak bir sorun değil. Sadece sorumluluk isteyen bir durum. Sonuçta ben de işimi yapıyorum. Ömrüm boyunca oyunculuk yapacağım. Bunun getirdikleri ve götürdüklerini sorgulamak yerine şu anki durumumu sorguluyorum. İnsanlara iyi görünmek için iyi olmak bana samimi gelmiyor. O tarz kişileri bir gün bir yerde çok farklı görebilirsiniz. Bir şekilde popüler kültürün içindeyiz. Bunun içinde yer aldığım sürece samimiyetimi korumaya çalışacağım.

‘İyi giden kaç senaryo var ki’


■ Sanatçı egosu yüksek biri misiniz?

Birazcık belki... Bir miktar oyuncu egosu var tabii. Ama işine odaklanan insanda bir süre sonra başarma içgüdüsü egoyu bastırıyor. “Ne yaparsam daha çok duyulur” yerine nasıl daha iyi oynayabilirim diye düşünürsen zaten başarı geliyor. Ben sadece yaptığım işe, senaryoya ve oynadığım karaktere odaklanıyorum.



■ Magazinciler tarafından ikiz kardeşinizin fotoğraflarının çekildiğini söylemişsiniz...

Kardeşimi ben diye çekip haber yaptıkları çok oldu. Ama bu beni hiç rahatsız etmiyor. Sonuçta magazin muhabiri arkadaşlar işlerini yapıyorlar ve biz tekyumurta ikiziyiz, ayırt edilemeyecek kadar benziyoruz. Bugüne kadar birbirimizi utandıracak ya da mahcup edecek davranışta bulunmadık, görüntü de vermedik...


■ Cihan karakteri ile büyük beğeni topladınız. Karakterin üzerinize yapışması ihtimali sizi korkutuyor mu?

Hiç öyle bir korkum yok. Benim için önemli olan karakterin hasta olması değil, senaryodaki yeri. Yine hasta bir karakter gelebilir ve senaryoyu beğenirsem oynarım. Oynamazsam da bunun sebebi hasta olduğu için değildir. Önemli olan rolün büyüklüğü değil ortaya çıkan karakterin derinliği bence.


■ “Güllerin Savaşı’nın senaryosu çığrından çıktı” yorumları hakkında ne düşünüyorsunuz?

“Çok iyi gidiyor” dediğimiz kaç tane senaryo var ki? Diğer taraftan bazı zamanlar olmaması da bana çok normal geliyor. Her bölümde 3 saate yakın izleyiciyi ekranda tutma çabası var. Olay üzerine olay olmak zorunda, yoksa insanlar hemen kanal değiştirebiliyor. Senaryoyu sorgulamıyorum. Nereye gittiğinden önce bana ne yazıldığı önemli. Şu an Cihan’ı bozacak bir şey yazılmadı.

‘Cihan sayesinde duyarlılığım arttı’





■ Rolünüz için uzun bir araştırma yapmışsınız. Bu sizin farkındalığınızın artmasına sebep oldu mu?


Görmezden geldiğimiz çok şey var. Engelli bir karakteri canlandırdığım için duyarlılığım arttı. “Neden bu farkındalık bende daha önce yoktu” diye kendime sordum. ■ “Hikâyeme Ortak Ol” projesine Down sendromlu çocukların daha kaliteli bir yaşam sürmesi için katkıda bulundunuz... Hayatımda sosyal sorumluluk projelerine daha fazla yer veriyorum. Bu projelerde yer almamın tek sebebi Cihan karakteri


değil. Down sendromlu çocuklarla bir arada olmak, onların fark edilmelerini sağlamak adına bir katkım olduysa ne mutlu bana. Nilay İslamoğlu ve proje yapımcısı Selçuk Kaya setimize gelip projeyi anlattılar,


biz de gönüllü olduk. Onların yanında olmanın duygusu paha biçilemez. Projede tanıştığım Ela’nın saf sevgisini paylaştım. Ela’nın gözlerindeki mutluluk projenin önüne geçti benim için. Marmara Forum’da Ela ile geliri Down Sendromu Derneği’ne bağışlanmak üzere tişört satışı gerçekleştirdik. Tişörtleri www.downturkiye.com ve Marmara Forum’da kurulan standlardan alabilir, siz de hikâyemize ortak olabilirsiniz.

‘Güllerin Savaşı’ yeni sezonda devam edecek

■ Rol arkadaşlarınız Canan Ergüder, Damla Sönmez ve Barış Kılıç hakkında neler söylemek istersiniz?


Partnerlerim işlerine saygı duyan ve özenen insanlar. Canan her konuda yanımda. Damla ile her konuda yardımlaşıyoruz. Barış, ailesinden biri olduğuma inandığım ve bana da öyle davranan insanlardan. Onlarla bu projede yer almanın mutluluğunu yaşıyorum.



■ Dizinin önümüzdeki sezonda da devam edeceği açıklandı. Rolünüz devam edecek mi?


Şu an toplantılar devam ediyor. Hikâye nereye gidecek onlar konuşuluyor. Bu soruya net cevap veremem çünkü ben de bilmiyorum. Bildiğim kadarıyla şu an yapım şirketinin aldığı karar devam etmesi yönünde.


■ Hayalinizdeki rol nedir?

Bana bu soruyu ‘Güllerin Savaşı’ndan önce sorsaydınız Cihan gibi bir rolü tarif ederdim. Ben rolü hiç sorgulamıyorum. Hayal ettiğim güçlü karakterler var. Onların da kafamda bir imajı yok.


Röportaj ve fotoğraf: Neziha Kartal

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.